İŞTAH AÇAR, BAĞIMLILIK YAPAR
Kafein maddesi, vücudu uyaran bir özellik gösteriyor. Bunun yanında bağımlılık yapıyor ve vücudun bütün sistemlerini hızlandırarak iştah açıyor. Çay veya kahve içildiğinde nabız ve kan basıncı yükseliyor. Kalpte ritim bozukluğu oluşabiliyor. Bazı araştırmalar, fazla kafeinin kanserojen madde içerebileceğini de söylüyor. Bunların yanında fazla çay kahve tüketimi kadınlarda osteoporoza yani kemik erimesi rahatsızlığına neden oluyor. Çocukluk ve ergenlik döneminde kafeinli içecek tüketimi, giderek artıyor. Gelişmiş ülkelerde her gün düzenli kahve tüketim oranı %54'ü ve ortalama kafein tüketimi 125-300 mg'ı gösteriyor. Kafein kısa süreli adrenalin, insülin ve kortizol hormonlarında artışa neden oluyor, kan şekeri ve enerjiyi arttırır, daha sonra ise vücut kimyasını bozuyor.
SODA, ÇİKOLATA...
Çay ve kahvede bolca miktarda bulunan kafein, asitli içecek, soda ve çikolata, soğuk algınlığı ve baş ağrısı ilaçlarının içerisinde bol miktarda yer alıyor. Bir fincan filtre kahvede 150-200 mg kafein yer alıyor. Bir fincan Türk kahvesi ise 60 mg kafein içeriyor.
KİMLER İÇİN TEHLİKELİ?
Aşırı çay ve kahve tüketimi, bazı hastalar için risk taşıyor. Hamilelerin kafein tüketmesi kesinlikle önerilmiyor. Bir fincan kahve bile doğum kusurlarına, erken doğuma ve düşük riskine neden olabiliyor. Kalp damar hastalarının, tansiyon yüksekliği ve ritim bozukluğu olanların kafeinli içeceklerden uzak durması gerekiyor. Günde en fazla 100-120 mg kafein tüketimi öneriliyor. Bu da 2 fincan Türk kahvesine denk geliyor. Kafeinin, karaciğer yağlanmasını önlediği söyleniyor.