90'ların dahi çocuğu Selimcan'dan "Filozof Atakan" yorumu

"Filozof Atakan" olarak sosyal medyada nam salan 10 yaşındaki Atakan Kayalar, Türkiye'nin gündemine oturdu. Atakan'ın şaşırtan bilgi birikimi akıllara 90'ların "süper çocuğu" 'Selimcan'ı getirdi. Selim Sazak, "Filozof Atakan" hakkında Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Bu “dahi” fetişini doğru bulmuyorum ve parçası değilim." dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :21 Şubat 2020 , 12:50 Güncelleme Tarihi :21 Şubat 2020 , 12:57
90’ların dahi çocuğu Selimcan’dan Filozof Atakan yorumu
Bir alışveriş merkezinde kitaplara bakarken düşüncülerini paylaşan ve okuduğu kitaplardan bahseden 10 yaşındaki Atakan Kayalar Türkiye gündemine oturdu. Günlerdir hakkında bir çok haber yapılan Atakan Akıllara 90'ların süper çocuğu 'Selimcan'ı getirdi.

SİYASET PROGRAMLARINDA BOY GÖSTERİYORDU
90'lı yıllarda keskin zekası ile dikkat çeken Selim Sazak Reha Muhtar'ın ve Siyaset Meydanı'nın en derin tartışma konularında bile boyundan beklenmeyen fikirlerini akıcı bir şekilde dile getiriyordu.



TWITTER'DAN SİTEM ETTİ: ZAMANINDA BİR KEZ ARAMAYAN TV'LER...
Filozof Atakan'ın sosyal medyada gördüğü ilgi sonrası TV'lerin peşine düştüğü Selim Sazak Sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Yıllardır Washington Post, Foreign Affairs ve Foreign Policy'de onlarca defa yazdım. 4-5 uluslararası akademik ödülüm, kendi adımla 100'ün üzerinde yazım, raporum, yayınım var. Bu zamanda bir kez aramayan "büyük" TV'ler şimdi "süper çocuk" magazini için telefonumu aşındırıyor. Böyle bir magazinle ilgilenmiyorum. Hiç ilgilenmedim. Yıllardır beni tanıyıp "o çocuk sen miydin ya?!" yazanlar var, görüyorsunuz. Bu "dahi" fetişini doğru bulmuyorum ve parçası değilim. Siz de olmayın. Konuşacak daha büyük meselelerimiz var." ifadelerini kullandı.

SELİM SAZAK KİMDİR, HANGİ ÇALIŞMALARI YAPTI?
Peki 90'ların dahi çocuğu Selim Sazak'a daha sonra ne oldu. Sazak verdiği röportajda yaptığı çalışmalarını şöyle anlattı;

"Bilkent'ten mezun olduktan sonra NATO Anti-terörizm Merkezi'nde bir araştırma pozisyonunda Türkiye ve Orta Doğu'daki devlet-dışı şiddet hakkında çalışmaya başladım. NATO'da geçirdiğim yaklaşık iki yıldan sonra nükleer silahlanma olan bölgelerdeki silahlı çatışma riskini azaltma hakkındaki çalışmasıyla 1995 Nobel Barış Ödülü'nü kazanan Pugwash Konferans'ına katıldım ve Pugwash'ın Kasım 2013'te gerçekleşen 60. İstanbul Bienal Konferansı'nı organize eden takımın yönetiminde görev aldım. Aynı yıl, Fullbright bursunu kazanarak Columbia Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimime başladım ve 2015'te Uluslararası Güvenlik Politikası programından mezun oldum. Aynı zamanda Columbia Üniversitesi'nin Uluslararası Öğrenci programına üye oldum ve barış alanındaki en iyi yüksek lisans makalesine verilen Dasturdaza Jal Pavry ödülünü kazandım. Daha sonra New York merkezli The Century Foundation'da dış politika üzerine araştırmacı olarak yer aldım. Bu yıl ise doktora programına adımımı attım. şu an Brown Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi bölümünde doktora öğrencisiyim. The Century Foundation'daki görevime de ek olarak devam ediyorum. Çalışmam genel olarak uluslararası güvenlikle ilgili; nükleer kaynak ve silah kullanımının yaygınlaşmasını önleme projelerinden anti-terörism'e ve sivil-asker ilişkilerine kadar birçok konuyu kapsıyor. Çalışmamı iki temel proje şekillendiriyor: biri doğal kaynaklar hakkındaki ortaklaşa çalışmanın nükleer silahların Orta Doğu'daki yaygınlaşmasını nasıl engellediği hakkında. Diğeri ise Brezilya ve Türkiye'nin İran'la olan nükleer diplomasideki rolü üzerine."