"Bana salat getiren bir kimseye melekler de salat ederler. Bir kul dilerse az, dilerse çok etsin" Bundan maksat ise, meleklerin salâvat etmesinden zevk duyan bana çok salât etsin demektir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), "Cuma günleri bana çok salâvat okuyun! Bunlar, bana bildirilir" buyurdu. Öldükten sonra da bildirilir mi denilince buyurdu ki: "Toprak, Peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, "Falan oğlu filan, sana selam söyledi" der."(İbni Mace)
Başka bir hadis-i şerifte Resûlullâh (s.a.v.) buyurdular ki:
"Kıyamet gününde Müslümanların bana en yakın olanları, benim üzerime en çok salâvat getirenleridir."
(Tirmizi)
Allâh Te'âlâ Kuran-ı Keriminde şöyle buyurur :
"Gerçekten Allâh ve Melekleri, Peygambere salât ederler. (şeref ve şanını yüceltirler) Ey iman edenler ! Sizde ona salât edin. (Allâhümme salli alâ Muhammed) deyin ve gönülden teslim olun." (Ahzab s.56)
(İmam-ı Kastalanî, İlahi Rahmet, s.184-185)
SALAVAT NEDİR?
Salât ve selam kelimelerinden oluşan "salât-u selam" terkibi, Hz. Peygamber için okunan ve Allah'ın rahmet ve selamının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualara denir. Salavât, salât kelimesinin çoğuludur. Kur'an'da, "Allah ve melekleri şüphesiz Peygambere salât ediyorlar. (O hâlde) ey iman etmiş olanlar, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin." (Ahzab, 33/56) buyurulmaktadır.
Hz. Peygambere (S.A.V) Allah Teala'nın salât etmesi, rahmet etmesi; meleklerin salât etmesi, şanının yüceltilmesini dilemeleri; müminlerin salât etmesi ise, dua etmeleri anlamını ifade eder.
REGAİB KANDİLİ NAMAZI NASIL KILINIR?
Resûlullâh (s.a.v.): "Bir kimse Recebin ilk perşembe gününü oruç tutup o günün gecesinde (akşam ile yatsı arasında) iki rek'atta bir selâm vererek on iki rek'at namâz kılsa şöyle ki: Her rek'atta bir Fâtiha, üç Kadîr sûresi, on iki İhlâs sûresi okumak sûretiyle namâzdan sonra "Allâhümme salli alâ Muhammedîn nebîyyi'l- ümmiyyi ve alâ âlihî ve sellim" diyerek benim üzerime yetmiş defa salevât-ı şerîfe getirdikten sonra secdeye varsa, secdede (70) defa "Sübbûhun kuddûsün rabbünâ ve rabbü'l- melâiketi ve'r-rûh" dedikten sonra secdeden başını kaldırsa, oturduğu yerde 70 defa "Rabbi'ğfir ve'rham vafu vetekerrem ve-tecâvez ammâ ta'lemü inneke ente'l- e'azzü'l- ekram" dedikten sonra ikinci defa secde edip secdede iken birinci defa secdede ne okumuşsa aynen onları tekrar eder bitiminde ise secdede Allâh (c.c.)'den isteyeceklerini ister, duâ ve niyâzını yaparsa, Hakk Te'âlâ da onun ihtiyâçlarını, dilek ve temennilerini kabûl eder."buyurmuşlardır. Bu namâzı kılanlar hakkında Resûlullâh (s.a.v.) şu mübârek sözlerini beyân buyurmuşlardır: "Nefsim kudret elinde olan Allâhü Te'âlâya kasem ederim ki herhangi bir erkek ve kadın ta'rif edilen bu namâzı kılarsa, Yüce Allâh bütün günâhlarını bağışlar; günâhları denizin köpüğü ve kum taneleri de dağların ağırlığı ve ağaçların yaprakları kadar çok olsa bile. Bundan başka, kıyâmet günü âilesinden yedi yüz kişi hakkında şefâat hakkı verilir, müjdeler olsun ki sen her türlü sıkıntılardan kurtuldun, rahatı buldun, denilir."