Hepimizin günahı var. Çünkü insan kötülüğe meyleden bir nefse sahip. Bu yüzden günahlarımız için geciktirmeden samimi ve içten bir şekilde tövbe edelim.
Günahtan tövbe eden şunlara dikkat etmelidir.
İşlediği günahı tamamen terk etmelidir.
İşlediği günahı dile getirmemeli, konuşmamalı ve başkalarına anlatmamalı.
Kendisini günaha iten ortamlardan uzaklaşılmalı.
İşlediği günaha benzer günahlardan da uzak kalmalı.
Günahları konuşanları dinlemekten uzak kalmalı ve kulağıyla da günah dinlememeli.
Yüreğinden günahı silmeli ve asla düşünmeyecek içinden böyle bir niyet geçirmemeli.
Tövbesinde samimi olup olmadığını tartmalı.
Tövbesinin yaşantısına yansıyıp yansımadığına bakmalı.
Kalbinin, niyetinin, ihlasının düzgün olup olmadığına bakmalı.
Tövbe edecek ama tövbeye de aldanmayacak. Sürekli tövbesine devam edecek. Kur'an-ı Kerim övünmeyi, kendini öne çıkarmayı, takva sahibi olduğunu seslendirmeyi doğru bulmaz. Bu nedenle de şöyle buyurur: "Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın. O sakınanı, çok iyi bilir." (Necm, 32)
Kalk! Cehennem ateşini söndür. Her namaz vakti girdiğinde bir melek şöyle der: "Ey insanoğlu! Kalk da işlemiş olduğun günahlardan dolayı kendi ellerinle yaktığın cehennem ateşini söndür." Bunun üzerine iman ehli olan kişiler kalkar ve temizlenirler. Abdest alırlar. Sonra öğleyi kılarlar. Bu namazdan dolayı sabahla öğle arasında işledikleri küçük günahlar bağışlanır. İkindi vakti girince yine aynı şey olur. Akşam olunca yine aynı hal olur. Yatsı vakti de aynı hal tekrarlanır. Sonra da insanlar uyurlar. Bir kısmı şer içinde gecelerler. Zina, hırsızlık, zulüm gibi kötülükleri işlerler. Bir kısmı ise, hayırda gecelerler. Namaz kılmak,
Allah'ı anmak gibi iyi işler yaparlar. Namaza mazeret şeytan oyunudur Bazı kardeşlerimiz şöyle diyorlar; "Ben namaz kılacağım ama falanca kişi namaz kılmasına rağmen şöyle şöyle sahtekârlık yapıyor, ben ondan dolayı namaz kılmıyorum." Aslında bu mazeret tam şeytanın bir oyunudur. Namazdan alıkoymak için kötü bir örnektir. Eğer kişi namaz kılmasına rağmen dürüst olamıyorsa bu onun namazının makbul olmadığını gösteriyor. Sen neden onu örnek alıyorsun ki? Sen Hz.
Peygamber (sav)'in, Hz. Ebubekir'in, Hz. Ali'nin namazını örnek al. Falanca kişi su içiyor ama sahtekârdır diyerek su içmekten vazgeçtiğin oluyor mu hiç?