Bazı baro başkanlarının yürüyüşüne Adalet Bakanı'ndan ilk yorum geldi!

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bazı baro başkanlarının yürüyüşüne ilişkin açıklamalarda bulundu. Gül, “Savunma mesleğini geriye götürecek bir çalışmaya asla destek vermeyiz. Arkadaşlarımız, savunmayı daha güçlendiren, avukatların haklarını daha koruyan ve mesleki örgütlenmeyi daha da güçlendiren bir yapı üzerine çalışma yapıyorlar. Ortaya çıkan hangi şeye karşısınız? Teklif yok, hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz? Ortada henüz bizim bile daha vakıf olduğumuz bir teklif yok" dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :22 Haziran 2020 , 16:50 Güncelleme Tarihi :22 Haziran 2020 , 16:50
Bazı baro başkanlarının yürüyüşüne Adalet Bakanı’ndan ilk yorum geldi!

İÇİNDEKİLER

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bazı baro başkanlarının başlattığı yürüyüşe ilişkin, "Savunma mesleğini geriye götürecek bir çalışmaya asla destek vermeyiz. Arkadaşlarımız, savunmayı daha güçlendiren, avukatların haklarını daha koruyan ve mesleki örgütlenmeyi daha da güçlendiren bir yapı üzerine çalışma yapıyorlar." dedi.

Gül, Kanal 24'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Baroların yapısıyla ilgili gerçekleştirilmesi planlanan idari değişiklikler ve bazı baro başkanlarının yaptığı yürüyüşün" sorulduğu Gül, barolarla her zaman "açık kapı diyaloğu" yürüttüklerini, baro başkanlarını dinlediklerini söyledi.

Buradaki temel yaklaşımlarının, baroların daha çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşması olduğunu dile getiren Gül, savunmanın, yargının temel unsuru olduğunun altını çizdi.

Gül, avukatlık mesleğini daha ileri götürecek, mesleğin kazanımlarını daha da artıracak bir çalışma yapmak istediklerini vurgulayarak, "Savunma mesleğini geriye götürecek bir çalışmaya asla destek vermeyiz. Arkadaşlarımız, savunmayı daha güçlendiren, avukatların haklarını daha koruyan ve mesleki örgütlenmeyi daha da güçlendiren bir yapı üzerine çalışma yapıyorlar." dedi.

Şu anda AK Parti'nin kamuoyuna açıkladığı bir taslağın olmadığını belirten Gül, tüm görüşleri dinlediklerini, gruplarının, tüm bu önerilere bakarak bir taslak ortaya çıkaracağını kaydetti.

Bakan Gül, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve baro başkanlarıyla her zaman irtibat halinde olduklarını aktararak, "Diyalog kapıları açık. Bizim için avukat, hakim, savcı, vatandaş olsun temel payda hukukun üstünlüğü. Hukukun üstünlüğüne dair her türlü görüş, öneri bizim için değerlidir." diye konuştu.

Yürüyüş yapan baro başkanlarına "Ortaya çıkan hangi şeye karşısınız? Teklif yok, hangi maddesine karşı çıkıyorsunuz? Ortada henüz bizim bile daha vakıf olduğumuz bir teklif yok." diye seslenen Gül, teklif ortaya çıktıktan sonra herkesin eleştiri ve öneri yapabileceğine işaret etti.

"AYASOFYA'NIN İBADETE AÇILMASI GEREKLİ"

"Ayasofya'nın ibadete açılıp açılmayacağı Danıştay'da görüşülecek. Ayasofya ibadete açılmalı mı?" sorusu üzerine Bakan Gül, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, Fatih Sultan Mehmet'in vakfettiği amaca uygun bir şekilde Ayasofya'nın ibadete açılmasının gerekliliğine inandıklarını dile getirdi.

Gül, "Danıştay'da olumsuz bir karar çıkarsa yine de ibadete açılabilir mi hukuken?" sorusuna, "Ne olursa olsun idare bu konuyla ilgili bir tasarrufu yapacaktır ancak Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuka saygı gereğince bu hususlarla alakalı süreç değerlendirilip ona göre adım atılacaktır." yanıtını verdi.

"Seçim sisteminin değişmesi gerektiğine inanıyor musunuz?" sorusu üzerine ise Bakan Gül, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamında millete, demokrasiye yarıyacak şekilde seçim mevzuatının ele alınmasının bir ihtiyaç olduğunu söyledi.

"Sizce dar bölge mi, daraltılmış bölge seçim sistemi mi olmalı?" sorusunu Gül, "Milletin dediği olduktan sonra, milletin iradesi yansıdıktan sonra bu sistemlerin hepsi, en sağlıklı olanı neyse biz ona kabulüz." şeklinde yanıtladı.

FETÖ DAVALARI

Gül, "FETÖ ile mücadelenin" sorulması üzerine, mücadelenin kararlılıkla sürdüğünü, kripto yapıların ortaya çıkarılmaya devam ettiğini, sonuna kadar teyakkuzda olmaya devam edeceklerini ifade etti.

Adalet Bakanı Gül, FETÖ darbe girişimi davalarında "kayırmaların" olduğu iddialarına ilişkin soru üzerine, Türk yargısının ilk defa bir darbeyi yargıladığını, darbe içtihadını oluşturduğunu belirtti.

Yargılanan kişilerin terör örgütü üyesi olmaları nedeniyle Türk yargısından rahatsız olduklarına dikkati çeken Gül, "FETÖ ile mücadele eden yargının leke alması en başta FETÖ'yü memnun eder. Bu konuda hem savcılıklar hem Hakimler Savcılar Kurulu büyük bir titizlikle çalışmakta. Kimsenin Türk yargısına, süte leke düşürmeye hakkı yok. Bir kişi bile bu anlamda bir yanlış yapıyorsa, bir belge, bilgi varsa bunun üstü asla örtülemez, bunun gereği yapılır." şeklinde konuştu.

KORONAVİRÜS TEDBİRLERİ

Cezaevlerindeki koronavirüs tedbirlerine ilişkin soruyu da yanıtlayan Gül, salgının başından itibaren çok önemli tedbirler aldıklarını, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu ile yakın çalıştıklarını anımsattı.

İnfaz koruma memurlarının bu konuda büyük fedakarlık gösterdiklerini söyleyen Gül, "Cezaevindeki hükümlü ve tutuklu devlete emanet. Onlara dışarıdan bir virüsün bulaşmaması için her türlü tedbiri aldık." dedi.

Cezaevlerinde Kurban Bayramı'nda açık görüş olup olmayacağı sorusu üzerine Gül, "Hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla yüz yüze görüşmelerini elbette istiyoruz ama Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu ile süreci değerlendirerek adımlar atacağız." ifadelerini kullandı.

CHP'NİN AYM'YE BAŞVURUSU

Bakan Gül, CHP'nin infaz yasasına ilişkin Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurmasına ilişkin, "CHP'nin Anayasa Mahkemesi önünde soluğu alması şaşırtıcı değil. İnfazla ilgili bir düzenleme var, af düzenlemesi değil. İnfazın sürelerine ilişkin yapılan bir düzenleme. İlk de değildir. Bu konuda AYM'nin yaklaşımları ortada. Bir af olmadığına ilişkin yaklaşımı ve o yöndeki içtihadları kanun teklifinde tam okumadan AYM'ye gittiklerini görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Gül, "Kadına şiddet konusunda cezalar az mı?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Yargı işin sonuç kısmı. Esas mesele kişinin şiddete maruz kalmaması. Önleyici tedbirler çok değerli. Toplum olarak her kesimin bu konunun yaşanmaması için atacağı adımlar var. Her zaman yapılabilecek bir şey vardır düşüncesiyle adımlarımızı atıyoruz. Kadın şiddete uğradıktan sonra verilecek ceza ve yargılamalar elbette önemli ama niçin kadın şiddete maruz kalsın, yaralansın, ölsün. Kadının fiziksel, psikolojik şiddete maruz kalmayacağı bir ortamın, bir realitenin çıkması daha doğru ama yargılamadaki eksiklikleri de elbette hiçbir zaman kabul edemeyiz. Bu konuda her türlü tedbiri tüm kurumlarla beraber alıyoruz."