"HAYATIMDAKİ EN BÜYÜK PİŞMANLIĞIMDIR"
Dr. Aynur Ece Onur, yaşadığı süreci ve ABD'den Türkiye'ye dönme kararını Demirören Haber Ajansı'na (DHA) anlattı. Dr. Onur, "2011 yılında dedemi kaybedince Amerika'dan dönmeye karar verdim. Dedem benim hayatımda çok önemli rol oynamış bir figürdü. Çevresi tarafından çok sevilen ve sayılan bir insandı. Aslında Amerika'ya gitmemi hiç istememişti ama eğitimimize çok önem verirdi. Biz 4 kuzeniz. Hem bizim hem de çevresindeki çocukların eğitiminde maddi manevi çok büyük destekleri olmuştur. Yurt dışında eğitim almamı istemekle birlikte, eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye'ye dönmemi, kendi ülkeme, kendi topraklarıma, kendi insanıma hizmet etmemi gönülden dilemişti. Doktora yeterlilik sınavlarıma hazırlandığım için dedemin cenazesine gelemedim. Indiana eyaletinde yaşıyordum ve 3 uçak, 2 vasıta ile gelmek zorundaydım. Maalesef gelemedim. Bu benim için çok büyük bir üzüntü oldu. Dedeme son vazifemi yerine getirememek hayatımdaki en büyük pişmanlığımdır. Bir daha hiçbir sevdiğimin bensiz toprağa verilmesini istemediğim için Türkiye'ye dönme kararı verdim" dedi.
"BU İŞİ ONUNLA BİRLİKTE KURMAYA KARAR VERDİK'
Karamanlı'da makine mühendisi olan kardeşi Gökhan Onur ile susuz tarım işine girdiklerini kaydeden Onur, "Akademik kariyerimi tam anlamıyla bırakmadım. Şu an bir üniversitede görev yapmıyorum fakat bağımsız olarak akademik çalışmalarıma devam ediyorum. Ülkeme dönmeye ve susuz tarım yapmaya karar verdiğim dönemde kardeşim de bir Japon- Amerikan şirketinde Ar-Ge müdürüydü. Biz bu işi onunla birlikte kurmaya karar verdik. Öncelikle topraklarımızın analizini yaptırdık. Hangi tarlada ne gibi ürünler yetişeceğinin ön araştırmasını yaptık. Bazı tarlalarda iki- üç ürün denedik. Hangisinden yüksek verim alabileceğimizi tespit edip ona göre ürünlerin dağılımını yaptık. Toplamda dedemden miras kalan 135 dönüm kadar bir arazimiz var. Bu 135 dönüm toprağın şu an 75 dönümü ekili, dikili. Şu an daha yüksek kapasiteli bir makine almak istediğimiz için topraklarımızın bir kısmını boş bıraktık ancak önümüzdeki bir- iki yıl içerisinde yine bu tarlalara lavanta, ölmez çiçek (altın çiçek) dikimi yapacağız, çünkü en çok bu ürünlerden verim aldık" diye konuştu.
"BABAM 60 YAŞINDAN SONRA TRAKTÖR KULLANMAYI ÖĞRENDİ"
Kardeşiyle Karamanlı'ya geldiklerinde insanların çok çeşitli tepkileri olduğunu, anne ve babasının ise başta kendilerine çok karşı çıktığını ancak daha sonra en büyük destekçileri olduğunu kaydeden Dr. Onur, şöyle konuştu: "Çok büyük minnetle söylüyorum, babam 60 yaşından sonra traktör kullanmayı öğrendi. Annem tarlada çalışıyor, babam fabrikanın inşaatında çalıştı. Başta biraz tedirgin oldular, mevcut yüksek hayat standartlarınızı bırakıp böyle bir işe giriyorsunuz diye ama şu an bize güveniyorlar. Ne yaptığımızı bildiğimize inandılar. Artık bunun hayalperest bir proje değil, ayakları yere basan, geleceği olan bir proje olduğunu anladılar. Zaten onlar bizi en başından bu şekilde yetiştirmeselerdi ve desteklemeselerdi ne bu eğitimi alabilirdik ne de ülkemize, kendi toprağımıza dönebilme cesaretini bulabilirdik."
NİHAİ HEDEF TARIM TEKNOLOJİSİ ÜRETİMİ
Tarım faaliyetleri kapsamında lavanta, ada çayı, kekik, biberiye, ölmez çiçek ve medikal papatya ürettiklerini anlatan Dr. Onur, "Önümüzdeki aylarda da şu anda fizibilite çalışmaları yapılan aynısefa, ıtır ve civan perçemi üretimi yapacağız. Bölgemizde çörek otu ve anason yoğun bir şekilde üretiliyor. Bunların da yağları çıkarılabilir. Fabrikamızda, ürettiğimiz ürünlerimizi distilasyon (damıtma) makinelerinde işleyerek katma değer yaratıyoruz. Öncelikle şampuan, sabun, krem gibi yan ürünler elde etmeyi ve kozmetik sektörüne girmeyi planlıyoruz. Ardından da ilaç sektörüne girmeyi düşünüyoruz. Nihai hedef olarak da kardeşimin çocukluktan beri hayali olan tarım teknolojisi üretimine yönelmek istiyoruz" diye konuştu.
Tesislerinde 18- 76 yaş aralığında üç jenerasyondan 9 kadın çalıştığını da kaydeden Dr. Onur, bu sayıyı daha da artırarak daha çok istihdam sağlamayı amaçladıklarını söyledi.