Dr. Köse, sözlerine şu şekilde devam etti: "COVID-19 geçiren hastalarda fiziksel ve psikolojik semptomlar vardı. İlk zamanlarda halsizlik, nefes darlığı, göğüste konforsuzluk ve öksürük gibi şikayetleri görüyorduk. Ancak artık eklem, kas ve baş ağrıları, sersemlik hissi, saç dökülmesi, anksiyete, depresyon, post travmatik stres bozukluğu ve bellekte zayıflama gibi semptomları görüyoruz"
"KADINLARDA SAÇ DÖKÜLME, ERKEKLERDE İSE UNUTKANLIK GÖRÜLÜYOR"
12'nci ayın sonunda kadınlarda ve erkeklerde farklı semptomlar görüldüğünü belirten Dr. Köse, "Birinci yılın sonunda orta yaşlı erkeklerde bellekte zayıflama ve konsantrasyon güçlüğünün ön plana çıktığını görüyoruz. Durum hastaların yaşam konforu ve iş hayatını oldukça etkiliyor. Yine onikinci ayın sonunda orta yaş üstü kadınlarda saç dökülmesinin giderek arttığını tespit ettik. Kadınlar için saç dökülmesi üçüncü aydan sonra başlayıp, yüzde bir ya da iki oranında görüyoruz. Erkeklerde ise bellekte zayıflama ve konsantrasyon güçlüğünü görülme oranı yüzde 10'a kadar çıkabiliyor" diye konuştu.
"PSİKOLOJİK SEMPTOMLAR FİZİKSEL SEMPTOMLARA GÖRE DAHA ÖN PLANDA"
12'nci aydan sonra COVID-19 geçiren hastalarda psikolojik etkilerin devam ettiğini vurgulayan Dr. Köse, "Bu süreçte hastalara hatırı sayılır düzeyde antidepresan başladık. Antidepresanı kestiğimiz zaman hastaların ev ve iş hayatlarında ciddi etkilenmeler oluyor. Psikolojik semptomlar fiziksel semptomlara göre daha ön planda" ifadelerini kullandı.
"12'NCİ AYIN SONUNDA HASTALARI BRANŞLARA DAĞITIK"
COVID-19'un en çok kalbi tuttuğunu söyleyen Dr. Köse, "Bizlerin COVID-19 hastalarında en çok gördüğü kalp enzimi ve kalp yetmezliğiydi. Yine bu süreçte COVID-19'un pankreası tutup diyabeti bozduğunu gözlemledik. Yine kilo kaybı yaşayan ve beslenmesi bozulan hastalar oldukça oldu. Hal bu olunca bizler de birinci yılın sonunda hastaları branşlara dağıtık.
Aynı zamanda COVID-19 sonrası ortaya çıkan bu ısrarcı semptomlar, COVID-19'u şiddetli geçiren hastalarda daha çok görüldüğünü fark etik. Mesela diyabet hastalarında COVID-19 sonrası daha ısrarcı semptomlar görmeye başladık. COVID-19'un tutmadığı organ ve sistem yok, onlardan biri COVID-19 ürogenital sistemi de tutuyor. Bu durum ilerleyen dönemlerde bir kısırlığa neden olabilir mi? diye bizleri şüphelendiriyor. İleride daha fazla tüp bebek merkezleri artacak mı? sorusu bizler için merak konusu" dedi.