"PARSLA İLGİLİ İKİ DOKTORA TEZİ YAPILDI"
Pars popülasyonları üzerine, Kuzeydoğu Anadolu'daki Giresun, Trabzon, Rize, Gümüşhane, Bayburt, Artvin, Ardahan, Kars, Erzurum, Sivas, Erzincan ve Bingöl yörelerinde, iki adet Doktora tez çalışmasının, KTÜ'de, 2018 yılında tamamlandığını belirten Başkaya, "Tek sorun, kamuoyunun Pars ile ilgili olarak yeterince bilgilendirilememiş olmasıdır" diye konuştu.
"GİZLİ VE GÜÇLÜ BİR YIRTICI"
Başkaya, "Pars kendini çok iyi saklayabilen, aslan kükremesi gibi uzaktan duyulan bir ses çıkarmadan tek başına avlanarak yaşayan bir yırtıcıdır. Birçok yerde insan yerleşim alanlarına yakın yaşamalarına rağmen çok fazla görüntü vermezler. Issız yerlerde gündüz de hareket etseler, genellikle geceleyin faaldirler. Erkekleri, çiftleşme döneminde dişi ile buluşurken diğer dönemlerde yalnız yaşar. Dişileri ise, yavruları tek başına büyüttüğü için, eğer varsa, yavrularıyla birlikte yaşamaktadır. Yani, Pars'lar, kurtlar gibi grup veya sürü oluşturmazlar. Parsın besinini oluşturan türlerden; Kızıl keçi, Kara keçi, Karaca, Geyik, Yaban domuzu ve Yaban tavşanı gibi türlerin popülasyonlarında yaşanan iyileşme, Pars popülasyonlarının da iyileşmesini sağlamaktadır. Geçmişte batı bölgelerimizde birçok yerde yok olan veya iyice azalan popülasyonlarının da, bugün tekrar artış eğiliminde olduğu gözlenmektedir" şeklinde konuştu.
"PARSIN KORUNMASI PLANLI YÖNETİMLE OLUR"
Anadolu Parsı türünün korunması ile ilgili olarak ise Başkaya "Parsın korunması için dar alanların kesin koruma alanı ilan edilmesi yerine, büyük alanlarda, birbirine bağlı ekosistemlerde yapılacak olan bütün türleri dikkate alan planlı ormancılık, planlı hayvancılık, planlı yaban hayatı yönetimi ve planlı avcılık yönetimi önem arz etmektedir" ifadelerini kullandı.