Yeri gelince kimlere İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden telefonlar açıldığını, neler vaat edildiğini de yazarız ama önce kamuoyunun bildiği bir gerçeğe dikkat çekelim. Cumhuriyet gazetesinin zaman zaman yaptığı çıkışlar ve ötekileştirici dili nedeniyle terbiye sınırlarını zorlayan bir yazarı var: Mine Kırıkkanat..
KAVGAYI EKREMCİLER ÇIKARIYOR
Hatırlar mısınız bilmem, bu hanımefendi geçen yılın sonlarında, çıktığı bir televizyonda CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile ilgili çarpıcı bir açıklama yaptı. Şöyle diyordu:
"Bakın ne olduğunu söylemeyeceğim. Çünkü başım derde girebilir, benim başım da kıymetli. Kılıçdaroğlu ve ekibi hakkında çok kapsamlı bir dosya var. Çok can alıcı bir dosya, çok yakıcı bir dosya... Bu dosya yandaş basının elinde. Bende de var ama yandaş basın çıkaracak normal olarak, öyle söylendi bana."
Güler misin ağlar mısın?
O günlerde çıktığım birkaç televizyonda sordum: Bir gazeteci elinde dosya varsa bunu neden açıklamaz? "Kıymetli başım derde girer" diye şunu diyebilir mi?
"Bende de var ama yandaş basın çıkaracak normal olarak, öyle söylendi bana." Utanç verici bir şey... Kim söyledi, "normal olarak yandaş basın çıkaracak" diye? Hadi fondaş demeyelim, bir gazeteci böyle bir gerekçe öne sürebilir mi?..
KILIÇDAROĞLU KOLAY LOKMA
İşin daha rezil boyutu bundan sonra söylediklerinde... Kırıkkanat, o dosyayla neyin amaçlandığını da şöyle anlatıyordu:
"Şu anda yandaş basın o dosyayı kullanmıyor biliyor musunuz? Neden biliyor musunuz? Çünkü Sayın Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu'ndan daha iyi bir ana muhalefet partisi lideri bulamaz. CHP'den daha iyi, daha kolay, daha soft, daha yumuşak, daha suya götürecek susuz getirecek bir parti bulamaz. Burada duruyorum."
Durduğun hata... Devam et, edemezsin çünkü hesapçısın... Şimdi Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağını, İmamoğlu'nun kazanacağını açıklarsa pişmiş aşa su katacağını düşünüyor. Ama ima etmekten de vazgeçemiyor. İşte CHP içerisindeki kavgayı bunlar duyuruyor. Bu çevre böyle bir kafa yapısına sahip... Sanki son 60 ya da son 20 yıldır CHP'nin başında hep Kılıçdaroğlu vardı ve o kolay lokma olduğu için Başkan Erdoğan kazanıyordu. Oysa sorun "kolay lokma" olan isimlerde değil, aydınından siyasetçisine tektipçi, statükocu, değişmeyen kafa yapısına sahip olmakla ilgili. Yani, nato kafa, nato mermer.