"ELİNDE KELEPÇE YOKTU"
Duruşmayı anlatan anne Çiçek Kaya, "O ortam anne için bir zulüm. Bir annenin çocuğunun canını alan bir caniyle karşı karşıya gelmesi çok kötü oldu. Kendisiyle göz göze geldim. Sabrettim, benim çocuğumun katili ceza alsın diye sabrettim. Savcı konuştu, bayağı anlattı. Hareketi ve tavrıyla çocuğumun suçsuz olduğunu anlıyorsun. Kızımın telefon kayıtlarına bakmışlar, hiçbir ilgisinin olmadığını, tanımadıklarını anlamışlar. Kendisi kız arkadaşı ile kavga ediyor evden çıkarken, 'Ben yarın ünlü olacağım, birisini öldüreceğim' diyor. Ters yöndeyken kaldırımda yürüyen kızımı görüyor. Önce geçip gidiyor sonra geri dönüp arkadan vuruyor. Olaydan sonra gazetecilerin çağrılması için haykırıyor. Yaptıklarını itiraf ediyor ve bundan gurur duyuyor. Akli dengesi gayet yerinde, seni karşısında rencide etmesini biliyor. Hiçbir zaman akli dengesinin olmadığını kabul etmeyeceğim, gayet rahattı. Elinde kelepçe yoktu, elini arkasına koydu sağa sola bakıp oturdu. Kendisine Maltaca bilip bilmediği soruldu. Kendisine tercüman verdiler. İngilizce konuşmasını istemediler. Polisler dinlendi. Gayet güzel anlattılar" dedi.
"ELİNİN İZİ VAR ÖMÜR BOYU SAKLAYACAĞIM"
Kızının çalıştığı ofise giden Anne Kaya, Pelin'in çizim yaparken kullandığı kalemleri Türkiye'ye getirdiğini belirterek, "Oranın çok değişik kuralları var. Kendisini savunan avukata mahkeme gittikten sonra, 'Ben bir anneyim, caniyi savunma hakkın yok. Hakkımı helal etmiyorum' dedim. Avukat koşarak gitti. Beni anladı mı bilmiyorum. Pelin'in işyerine gittim, vurulduğu yere gittim, gezdiği yerleri gördüm. İşyerinden kalemlerini aldım. Başka anneler ağlamasın, bir annenin bir cani ile göz göze gelmesi anneler ne demek olduğunu anlar. Masasını gördüm, masasında arkadaşları annesi istediğini alabilir dedi, ben de 2 kalemini ve yapışkanını aldım. Elinin izi var diye getirdim, ömür boyu saklayacağım" diye konuştu.