Ne sayılar, ne bilimsel veriler, ne tarihteki kayıtlar... Hiçbiri Kahramanmaraş merkezli iki depremi açıklayamadı. 6 Şubat'ta peş peşe meydana gelen iki deprem 11 ilimizi yıkarken her enkazdan acılar çıktı. Vefat eden vatandaşlarımızın sayısı 48 bini aşarken geride bıraktıkları her hikaye acımızı dağladı. Onlardan biri de Hatay'ta yaşayan Mümtaz Gövce adlı bir babaydı. Gövce, eşi ve iki kızıyla Elit Apartmanı'nda yaşamaktaydı. İş seyahati için 6 Şubat gecesi İstanbul'daydı. Deprem haberini alır almaz önce telefonu sarıldı. Hiç kimseye ulaşamadı. Hemen yola çıktı.
Hatay'a girdiği anda tam anlamıyla yıkıldı. Evinin yerinde sadece enkaz vardı. 9 kat ve 42 daireden oluşan o devasa enkazın altında eşi ve kızları da kalmıştı. Ailesini çıkarmak için uğraştı, ama olmadı. Onların cansız bedenlerine ulaştı. Bu sırada telefonuna mesaj yağdı. O mesajları açtığında ikinci kez yıkıldı. Çünkü karşısında kızı Elif'in sesi vardı. Enkaz altında kalan Elif, babasına ulaşmak için sesli mesaj atmıştı. Ancak şebeke çekmediği için o mesajlar ulaşmamıştı. Kızının, 'Annemlere ulaşamıyorum, öleceğim" sesini duyan acılı adam gözyaşlarına hakim olamadı. Sözleri ise sözün bittiği andı.
Enkaz altındayken 10 yaşındaki kızım bana WhatsApp'tan sesli mesaj göndermiş. Fakat şebeke çekmediği için gönderilememiş. Telefon benim elime geçtikten sonra, tekrar gönder tuşuna bastığımda hepsi telefonuma iletildi. Mesajlarda 'Baba Antakya'da deprem oldu. Lütfen yardım et, ambulans çağır, konum at ben atamıyorum, bizi kurtarsınlar. 'Baba bana yardım et. Annemlere ulaşamıyorum, galiba ben de öleceğim..' Sonra bunu yazıya dökmüş. Bu telefon eşimin telefonuydu ama, kızımdaydı. O kadar yalnızlık duygusuna kapılmış ki kendisine 'Seni seviyorum' diye mesaj atmış. Kızım korkmuştur, karanlıktan çok korkardı.