Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneği (MASUDER) öncülüğünde bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Maden Suyu Kongresi "Bir Ömür Maden Suyu" temasıyla sektörün mevcut durumunu ve geleceğini masaya yatırdı.
Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneği (MASUDER) öncülüğünde bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Maden Suyu Kongresi "Bir Ömür Maden Suyu" temasıyla sektörün mevcut durumunu ve geleceğini masaya yatırdı.
Kongrede, sektördeki yeniliklerden doğal kaynakların korunmasına, uluslararası pazarlardaki fırsatlardan toplumsal farkındalık çalışmalarına kadar pek çok konu tartışıldı.
Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneği (MASUDER) Genel Başkanı Ömer Kızıl, sektörün gelişimi ve gelecek hedefleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Kızıl, kongrenin sektör açısından taşıdığı önemi vurgulayarak, "Kongre, maden suyu sektöründe bir birlik ve iş birliği ortamı oluşturmayı başardı. Şimdiye kadar bir markanın liderliğinde yürütülen bir girişimken, artık derneğimizin sahiplendiği ve tüm sektör paydaşlarını bir araya getiren bir etkinlik haline geldi. Bu sayede hem tüketici farkındalığı artırılıyor hem de sektörün büyümesine katkı sağlanıyor" dedi.
ÜLKEMİZİN BİNLERCE YILLIK DOĞAL ŞİFA KAYNAĞI
Kızıl, maden suyunun doğasını ve faydalarını şu sözlerle anlattı:
"Maden suyu, onlarca yıl yeryüzünün altında dolaşarak kayalardan mineralleri toplayan ve bizim için yeryüzüne çıkan en sağlıklı soğuk içeceklerden biridir. Eğer sıcak şekilde çıkarsa termal sularda olduğu gibi başka bir kullanım alanına dönüşür. Maden suları magnezyum içeriği sayesinde kalbe ve sindirime faydalıdır. Bu özellikleriyle gün içinde tüketilmesi gereken bir doğa mucizesidir."
"MADEN SULARIMIZ AVRUPA'DAKİLERE KIYASLA DAHA YÜKSEK MİNERAL DEĞERİNE SAHİP"
Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye'nin maden suyu kaynaklarının daha zengin olduğunu belirten Kızıl, "Dünyada ve Avrupa'da maden suyunun mineral yapısı genellikle 500 ila 1000 mg arasında değişiyor. Ancak Türkiye'de sahip olduğumuz maden sularının mineral değeri 1000 ila 3000 mg arasında. Bu, Avrupa'daki maden sularından çok daha kaliteli kaynaklara sahip olduğumuzu gösteriyor" dedi.
Kızıl, Türkiye'de maden suyunun sadece yemek sonrası değil, gün boyunca içilmesi gerektiğini ifade ederek, "Avrupa'da insanlar gün boyu maden suyu tüketiyor. Bizim de bu alışkanlığı edinmemiz lazım. Çünkü maden suyu uzun bir ömür için gerekli mineralleri içeriyor. Bu konuda toplumsal farkındalık yaratmak çok önemli" dedi.
"DOĞRU STRATEJİLERLE ULUSLARARASI BÜYÜME MÜMKÜN"
Türkiye'nin maden suyu sektöründe uluslararası arenadaki konumuna da değinen Kızıl, "Maden suyu sektörü her geçen gün büyüyor. Ancak katma değeri artırmak için daha fazla çaba gerekiyor. Doğru ambalaj ve pazarlama stratejileri ile sektörün uluslararası rekabet gücünü artırabiliriz. Türkiye, sahip olduğu doğal kaynaklarla dünyada bu alanda çok daha güçlü bir yere gelebilir" dedi.
MEYVE AROMALI MADEN SULARI GENÇLERİN FAVORİSİ
Kızıl, özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşan meyve aromalı maden suyu tüketim alışkanlıklarına dikkat çekerek "Meyve aromalı maden suları, hem lezzeti hem de içerdiği mineraller sayesinde gençlerin ilgisini çekiyor. Bu ürünler, sadece keyifli bir içecek değil, aynı zamanda sağlıklı bir mineral kaynağı. Avrupa'da benzer bir ürün bulunmazken, Türkiye'de bu çeşitlilik sayesinde maden suyu tüketimi her geçen yıl artıyor. Bu alışkanlığın yaygınlaşması, toplum sağlığına katkı sağlayacak önemli bir adım" dedi.
Son olarak, Kızıl, sektörün büyüme potansiyelini sürdürülebilir bir şekilde kullanarak hem yerel hem de uluslararası düzeyde daha büyük başarılara imza atılabileceğini vurguladı.
MADEN SUYU: SAĞLIK, GÜZELLİK VE ENERJİ KAYNAĞI
Kongrede konuşan Türk Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, maden suyunun insan sağlığına ve yaşam kalitesine olan katkılarına dikkat çekti. Yılmaz, "Maden suyu dediğimizde, aslında bu coğrafyada yaşamanın bizlere sunduğu büyük bir zenginlikten bahsediyoruz. Yeraltı kaynaklarımız, ülkemizin en önemli doğal hazinelerinden biri ve maden suyu, bu zenginliğin sağlığa dönüştüğü bir armağan. Maden suyu; sağlık, güzellik, enerji ve yaşam demek. Çocuklarımızı zararlı gazlı içeceklerden uzaklaştırmaya çalışırken, maden suyu bu kategoride doğal ve sağlıklı bir alternatif sunuyor. Yapay tatlandırıcı ve koruyucular içeren içeceklerin aksine maden suyu, tamamen doğal yapısıyla öne çıkıyor" dedi.
Türk Kızılay'ın bu alandaki sorumluluklarına da değinen Yılmaz, "Maden suyu sektöründe sürdürülebilirlik, inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarını artırmayı görev edindik. Bu çerçevede, kaynaklarımızı en verimli şekilde değerlendirerek hem toplum sağlığına katkı sunmaya hem de maden suyunun hak ettiği değeri görmesini sağlamaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
100 YILLIK BİR MİRASLA SEKTÖRÜN ÖNCÜLERİNDEN
Kızılay İçecek Genel Müdürü Metin Kul, Kızılay'ın Türkiye'deki maden suyu sektöründeki köklü geçmişine ve gelecekteki hedeflerine dair önemli bilgiler paylaştı. Kul, Kızılay'ın maden suyu üretimine 1926 yılında, Atatürk'ün hediye ettiği tesisle başladığını belirterek, neredeyse 100 yıllık bir mirasla sektörün merkezinde yer aldığını ifade etti.
Kul, Kızılay'ın sektördeki lider rolünü şöyle anlattı:
"Kızılay, tüketicilere kaliteli ürünler sunmak adına kaynaklarını sürekli geliştirdi ve son yıllarda teknolojik yeniliklerle fabrikalarını sürdürülebilirlik çerçevesinde modernize etti. Bugün yıllık 2,2 milyar şişe üretim kapasitesine ulaştık. Aromalı maden suyu kategorisinde gerçekleştirdiğimiz inovasyonlarla da sektörde fark yaratıyoruz. Ayrıca limonata, şalgam gibi yeni ürünleri portföyümüze ekleyerek içecek vizyonumuzu genişletiyoruz."
Kızılay'ın maden suyundaki mineral ve magnezyum oranı bakımından rakiplerinden ayrıştığını belirten Kul, Türkiye'nin maden suyu kaynaklarının dünya çapında büyük bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Metin Kul, Kızılay'ın öncülüğünde düzenlenen ilk iki kongreden sonra, bu yılki "Bir Ömür Maden Suyu" kongresini MASUDER ile birlikte tüm sektör adına gerçekleştirmekten gurur duyduklarını ifade etti.
MASUDER tarafından düzenlenen bu önemli kongre, maden suyu sektörünün geleceğine dair umut verici mesajlar ile son buldu.