ABD Dışişleri Bakanlığı 2023'ün ilk 9 ayında, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası silah satışlarında tarihi bir rekoru yakaladığını duyurdu. "9 ayda tam 238 milyar dolarlık silah satışının gururunu yaşıyoruz" dediler.
"Rusya bizi de işgal edecek" korkusuyla sadece Polonya'nın ABD'den 12 milyar dolara Apache helikopterleri, 10 milyar dolara ise çok namlulu Himars füze sistemleri ve 3,75 milyar dolara M1A1 Abrams tankları satın aldığı ortaya çıktı.
Soğuk savaş döneminde ülkesinde 35 patriot hava savunma sistemi bulunan Almanya bile sonrasında bunların 27'sini elinden çıkarmıştı.
Şimdi "Ruslarla savaş kapımızda" çığlıkları atarak ABD'ye yeni patriot siparişleri verdi.
Bununla yetinmedi ABD'den 8.5 milyar dolara Chinook helikopterleri aldı.
Bulgaristan dahi ekonomisi bozuk olmasına rağmen "Rusya korkusuyla" ABD'den 1.5 milyar dolarlık Stryker zırhlı araç alımı yaptı. Çek Cumhuriyeti ABD'nin üretim hataları var diyerek hangarlara çektiği F-35'ler için 5.6 milyar dolar ödedi. Çok sayıda ülke piyasaya yeni sürülen ve uçan tabut olarak nitelenen F-35'ler için sıraya girdi.
Ukrayna-Rusya savaşı, ABD'nin silah sanayiine adeta can suyu oldu. ABD Dışişleri Bakanlığı 2023 sonunda yaptığı yıllık sunumda, "Savunma ve silah ticareti ABD'nin uzun verimli bölgesel ve küresel güvenliği etkileyecek önemli dış politika araçlarıdır" diyerek mutluluğunu, yaşadığı coşku ve sevinci dünyaya ilan etti. "Rusya'dan uzaklaşan ülkelerin aldığı silahlar satışlarımıza patlama yaptırdı" açıklamasında bulundu. Bir tek "Çok yaşa Moskova" demedi.
ABD Başkanı Biden yönetimi, Ukrayna'ya verdikleri desteğin, silah satışları yoluyla ülke ekonomisine büyük katkıda bulunduğunu kameralar önünde haykırdı. Bu savaş sayesinde ABD'nin son beş yılda silah satışları dünyada yüzde 34'ten yüzde 47'ye yükseldi.
Üstelik ABD, Avrupa ülkelerine baskı kurarak, "Size sattığım son silahlardan bir kısmını Ukrayna'ya göndereceksiniz" diyerek 4'te birinin Kiev'e gönderilmesini sağladı.
Yaşanan son savaşlar sayesinde toplam 107 ülkeye silah satışı yaptı. Avrupa'nın aldığı silahların yarısından fazlası ABD'den geldi.
ABD bu savaşlar sayesinde hem elindeki silahları eritiyor hem de yeni teknolojilerini piyasaya sürmeye hazırlanıyor. İsrail bile Gazze soykırımı için silah ithalatının yüzde 70'ini ABD'den yaptı.
Yemen'deki Husi endişesi nedeniyle Ortadoğu ülkeleri ABD'nin sattığı silahların yüzde 30'unu ithal eden ülkeler durumuna geldi. Pasifik'te gerginlik yaşatan ve "En geç 2030'da Çin ile büyük savaş çıkacak" beklentisi oluşturan ABD, bu sayede korkular yaşayan Hindistan'ın dünyanın en büyük silah ithalatçısı ülkesi olmasını sağladı. Hindistan'ı Japonya ve Güney Kore takip etti. Son beş yılda bu savaşlar ve gerilimler sayesinde trilyon doları aşan satışlar yaptı ABD.
Ölen ölür, kalan sağlar Washington'a trilyon dolarlar yatırırdı. Sistem tıkır tıkır işliyordu.
İşte böyle bir ortamda Türkiye, Rusya ve Ukrayna'yı İstanbul'da masaya oturtarak barış anlaşması imzalattırdı.
Tam savaş bitecekken, İngiltere devreye girerek, kukla Zelensky'e "Ne yapıyorsun, dangalak mısın? Çabuk vazgeç anlaşmadan" diye fırça atarak barış sözleşmesini yırttırdı.
Londra'nın da bu savaş sayesinde silah satışları ikiye katlanarak tarihi rekor kırdı. Baktığımızda tüm Batı ülkeleri savaşların sürmesi için elinden geleni yapıyor, durmak ve doymak bilmiyor. Hatta içlerinde Rusya-Ukrayna savaşını Avrupa'ya taşımak isteyen, bu uğurda mücadele eden ahmaklar bile var.
ABD'nin ekmeğine yağ sürmek için Rusları "Avrupa'ya dal" diye tahrik edecek kadar salaklaşıyorlar. Dünyada barış için çırpınan tek ülke ise Türkiye. Tüm ülkelerde "Türkiye'yi müttefiklerinden ayıran en önemli fark diğer üyelerin barış gündemini asla düşünmemeleri" görüşü hakim.
Bu satırları da BBC'den okuyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ukrayna konusunda gösterilen hassasiyet Filistin için gösterilmiyor.
Batı dünyası İsrail'i cesaretlendiriyor" şeklindeki sözleri boşuna değil. NATO zirvesi için ABD'ye giden Erdoğan "Ukrayna'ya yapılan askeri desteğin NATORusya çatışmasına dönmesine neden olmayacak şekilde planlanmasını" isteyecek. Çünkü NATO'da "Avrupa ordusu kuralım.
NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti.
Ukrayna'ya asker gönderelim. Ruslarla savaşalım" diyen Macron gibi beyinsizler var.
Erdoğan Gazze'de yaşanan soykırımı ve çocuk katliamlarını bir kez daha NATO üyelerinin gözlerinin içine bakarak dünya gündemine taşıyacak. Kandan beslenenlere "Savaşı cesaretlendirmek yerine barışı öncelemek insanlığın görevidir" diyerek haykıracak.
