Bu ülkedeki en büyük profesyonel erkek tenis turnuvası 65 yıldır İstanbul TED kulübünde oynanan "İstanbul Challenger" dir. Buna birkaç yıldır İzmir eklendi.
İşittik ki yeni göreve gelen federasyon bu iki turnuvaya ilaveten 3 yeni challenger daha yapacakmış. İnanın tenisimiz çağ atlayacaktır. İstanbul rahatlıkla ikinci bir turnuva kaldırır. Ama daha da güzeli Ağrı ve bilhassa her yanından enerji fışkıran çağdaş kent Eskişehir olması. Şimdi biliyoruz ki birçok insan "...yahu Ağrı'da turnuvayı bırakın tenis olur mu...Bu bir federasyon üyesinin yöresini kayırması" diyecek. Öncelikle belirtmek lazım ki tesis varsa, adam gibi işletiliyorsa, tenis neden olmasın. İsrail'de kibutzlarda tenis oluyor da Ağrı'da neden olmasın.
Öyle yerlerde öyle turnuvalar gördüm ki Ağrı eminim yanlarında beş yıldızlı otel kalır. Zaten şartları yerine getirmezseniz zaten turnuva için ATP'den izin alamazsınız.
Bu karara varanları candan kutluyorum.
TARİHLER ÇOK ÖNEMLİ
Challenger Serisi turnuvalar genellikle uluslararası sıralamada 50 ile 200 arasındaki raketleri barındırır. İlk 50'nin bu turnuvaları oynamaları yasaktır. Ancak 20-50 sıralamadaki raketler bazı durumlarda özel izinle katılabilirler. Ödül oranı 35.000 ila 125.000 dolar arasında değişir.
Dolayısıyla bu turnuvalar için uygun tarih seçmek çok önemlidir. Doğru tarih daha iyi oyuncular demektir. Örneğin oyuncuların Avrupa kıtasında oldukları tarih ne kadar önemliyse, Ağrı için yaz mevsimi, Eskişehir için de üniversitelerin açık olduğu zaman sürecini seçmek bir o kadar önemlidir. Yıllardır söyler dururum.
Akdeniz yöresinde mükemmel tesisler var. Bunların her biri turistik mevsim dışında onbiner dolar ortaya koysa ver her yıl dönüşümlü olarak 500.000 dolarlık bir turnuva yapsalar buraya ilk 10'un içinden en az 3 tanesi gelmezse kalemimi kırarım.
Üstelik otellerini de izleyicilerle doldurur, yöre halkı da yatacağına çalışır.
ELLERİ TİTREMEZ!
Yarım asra yakındır tenis sevdam hep sürdü ve sürecek. Ama bu ülkede iş yapıyorum diye gözükmek amacıyla öyle yanlış kararlar alınıyor ki insana saç-baş yoldurur.
Hep söyledik: "Yılın her haftasında future turnuvaları ile tenisimiz ilerlemez.
Evet bunlar lazım. Ama gözünü çıkartmanın bir alemi yok. Fazlası mevsim dışında otelleri zengin etmektir. Sporcularımız hep 'Future' oynayarak dünya tenisinin içine giremezler. Kendi ayarlarındaki raketler arasında kaynar giderler yok olurlar. Daha büyük turnuvalar arar sporcular. Daha iyiler önünde korkmadan çekinmeden oynarlar. Uluslararası camia neymiş onu görürler. Tecrübe kazanır karşılarına meşhur biri çıkınca elleri ayakları titremez" dedik. Anlatamadık.
Hep daha iyi bilenler çıktı.
SPOR SADECE FUTBOL MU!
Challenger'lerin gelmesi pek yakında bu ülkede tenisin ilk 50'sini de görebileceğimize işarettir. Yani Djokovic, Roger Federer ve Nadal gibilerinden bahsediyorum. Bu işin zevkini alan ve tatmin olanlar "Tour Event" olarak adlandırılan turnuvaları kovalayacak ve alacaklardır da.
Olimpiyatları alacağımıza nasıl inancım varsa buna da bir o kadar inanıyorum.
Ah bir de şu ayak-topuna olan akılsız kişiliklere mahsus fanatikçe sevdamızı köreltebilsek... Şu güzel dünyamızda daha nice güzel sporlar olduğunun bilincine varabilsek!..
Hoşçakalınız.