BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 4 Ekim 2024

Başkan Erdoğan’ın tarihi konuşması

BAŞKAN Tayyip Erdoğan bir hafta içinde hem Birleşmiş Milletler'de hem de TBMM'de tarihi konuşmalar yaptı.
Başkan Erdoğan'ın TBMM'deki konuşmasını takip ederken elimde milli şair, düşünce ve fikir adamı Sezai Karakoç'un aziz milletimizin hislerine tercüman olan KUDÜS ŞİİRİ kitabı vardı.
Erdoğan'ın tarihi konuşması ve rahmetli Sezai Karakoç'un KUDÜS şiirini birlikte okursanız, inanın bütün duygularınız titrer.
Önce, Karakoç'un Kudüs şiirini bir daha okuyalım. Okutalım: "Ve Kudüs şehri.
Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
Altında bir krater saklayan şehir.
Kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi.
Ne diyor ne diyor Kudüs bana şimdi Hani Şam'dan bir şamdan getirecektin Dikecektin Süleyman Peygamberin kabrine Ruhları aydınlatan bir lamba İfriti döndürecek insana: Söndürecek canavarın gözlerini İfriti döndürecek insana...
Ve Kudüs şehri.
İçiyle ve ruhuyla suskun Göklere kaçmış hayaliyle Bir pervane gibi ışığa uçmuş gönlüyle Bir başka âleme göçmüş hakikati Tanrı katına varmış İki elini kavuşturup divana durmuş Hüküm istemiş Yeryüzüne yeryüzü kadısına Hüküm ki:
Haksız yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir Ve haksız yere insan öldürenin cezası ölüm Ve fitne, arzı fesada verme, daha büyük suç adam öldürmekten Fitne bastırılıncaya kadar savaşın!
Yeryüzünden fesat kalkıncaya kadar Ey insanlık, ey insanlar Ey gündüzden daha gündüz, Hakikatten daha hakikat Müslümanlar." Siyonist Netanyahu, 361 gündür Gazze'de Filistinliler'e soykırım yapıyor.
Katliamlarını sürdürüyor. Amerika ve Avrupa'daki siyonistleri tetikçi olarak kullanıyor. Arap Birliği, İslam İş birliği Teşkilatı dağınık ve kararsız.
Böyle bir perişan tablo içinde sadece Başkan Erdoğan isyan ediyor. Başkan Erdoğan, TBMM'deki konuşmasıyla KRAL ÇIPLAK derken, gerçekleri net olarak ortaya koydu.
Erdoğan'ın tarihi cümleleri şöyle:
"Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerindedir.
Netanyahu hükümeti, Anadolu'yu da içine alan bir ham hayal kuruyor. İsrail, Filistin ve Lübnan'daki saldırılarını çok yakından takip ederken, Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde, bölücü örgütü maşa olarak kullanmak suretiyle, nasıl birer KÜÇÜK UYDU YAPI KURMAK istediğini de çok net görüyoruz. Antakya ile Gazze arası, Ankara ile Aydın arası kadardır.
Yani işgal, terör, saldırganlık hemen yanı başımızdadır. İsrail saldırganlığı, her fütursuz açıklamayla görüyoruz ki, Türkiye'yi de içine almaktadır. Vatanımız için, milletimiz için, bağımsızlığımız için, bu saldırganlığa, bu devlet terörüne, elimizdeki her imkânla karşı durmayı sürdüreceğiz." Peki, Erdoğan'ın bu açıklaması ne anlama geliyor? Bu meselelerin doğrudan Türkiye'nin ulusal çıkarlarıyla, güvenliğiyle bağlantılı olduğunu anlatıyor.
SONUÇ: Başkan Erdoğan'ın İsrail manifestosunun bir diğer kritik başlığı Siyonist Netenyahu'nun durdurulmasıdır.
Erdoğan, İNSANLIK İTTİFAKI için haykırıyor. Dünyayı ayağa kalkmaya davet ediyor: "İsrail, Gazze'de 17 bini çocuk olmak üzere 42 bin insanı katletti.
Şimdi de Lübnan'da katliama başladı.
İsrail, dünyadan gerekli ve yeterli tepkiyi almamaktadır. İsrail devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde, sadece son 51 haftada insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir. Gözünü kin ve nefret bürümüş bir cinayet şebekesinin elindedir Gazze. Tüm insanlık adına utanç verici bu tabloya rağmen bazı ülkeler İsrail'e destek vermeye, finansal veya askeri destek sağlamaya devam ediyor.
Şunu bir kez daha açık açık söylemek isterim; ne yaparsa yapsın İsrail, er ya da geç durdurulacak. Kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak."