BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 20 Eylül 2024

Menderes kalplerde yaşıyor

17 Eylül 1961, demokrasimiz açısından kahreden bir gündü. 27 Mayıs 1960 darbesi ile iktidarı gasp edenlerce düşürülmüş demokrasi şehidimiz Başbakan Adnan Menderes, bir sonbahar günü, 17 Eylül 1961 saat 13.05'de kahpece idam edildi. 14 Mayıs 1950 günü, aziz milletimiz CHPTEK PARTİ diktatörlüğüne son vermiş, rahmetli Menderes'i iktidara getirmişti.
10 yıl sonra tek dişi kalmış Batı'nın mekaniği (Derin ABD-İngiltere) ile CHP'nin öncülüğünde cuntalar, 27 Mayıs 1960 darbesiyle kahraman Adnan Menderes'i devirip zalimce astılar.
Demokrasi şehidi Menderes idama götürülmeden önce tarihe not düşen ibret alınacak dersler içeren son mektubunda şöyle diyordu:
"İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Menderes'in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir".
Menderes'in asıldığı günün üzerinden o meşum darbenin üzerinden 64 yıl geçti.
Menderes'in ölüsü ebediyete kadar darbecileri takip ediyor İDAMA GİDERKEN...
Menderes, hastaydı, iğne yapılarak ayağa kaldırılmış, Milli egemenliğe düşman, beynini yabancılara satmış darbeci CUNTA katillerince şehit edildi. İdam edildikten bir gün sonra, darağacının ve celladın parasını talep eden belge Tahran Caddesi Arman Apartmanı'nda oturdukları değerli eşi Berrin hanımın kapısına asılmıştı. Adnan Menderes, ailesini görmek için çok ısrarlıydı, hasret içindeydi, ama CUNTA katilleri cevap vermiyordu.
Bunun hiçbir kanuni ve insani dayanağı yoktu. Rahmetli Adnan Menderes'imiz, sevgili eşinin ve sevgili evlatlarının özlemi içinde ebedi dünyaya gönderildi. Aradan, 63 yıl geçti. Demokrasi şehidimi Menderes, kalplerde yaşıyor.
Demokrasi şehitlerimiz Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu, Vatan-Millet için çalıştılar.
Bugün Vatan Caddesi'ndeki ebedi istirahatgahlarında manen yaşıyorlar. Onların aziz ruhlarının karşısında saygıyla eğilirken, darbeci zihniyeti lanetliyoruz.
Milli iradeye kastedenler kahrolsun... Yassıada Cunta Mahkemesinin hakim ve savcıları, "Halka hizmeti Allah'a hizmet" diyen vatan evladını, kahpece, yargıladılar.
Bugün isimleri unutulmuş, Mahkeme Başkanı Başol, savcı Egesel, "Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor" diyerek kararı zaten açıklamıştı. Orada adaleti katlettiler. Hukuku, siyasetin oltasına yem yaptılar. O mahkemede adalet yoktu.
Şehidimiz Menderes, Yassıada şartlarında da demokrasiye inanmışlığını-sadakatini ortaya koymuş bir liderdi.
Son görüşmesinde avukatı Talat Asal'ın bir elini eliyle tutmuş, "Milletime ve Allah'a hesap veriyorum. Benim DİKTATÖR olmadığımı, dikta rejimine gitmek isteyenleri engellediğimi savunun" demişti. Ankara'da kalpsizruhsuz 27 Mayıs darbecileri idareyi gasp ederken, Menderes ve arkadaşlarına Yassıada'da türlü işkenceler yapılıyordu. 12 metrekarelik odasının üstünde sürekli çalıştırılan bir makine vardı.
Uyuması, dinlenmesi imkânsız hale getirilmişti. Bu bir işkenceydi... Menderes'in zihniyeti Türk siyasal sosyal, ekonomik hayata girmiş ve hâkim olmuştu.
Demokrasi şehidimiz, Adnan Menderes, Türk siyasi tarihinde Cumhuriyet'i Demokrasi ile taçlandıran, zihniyet devriminin önderidir.
Menderes'in devamı olan rahmetli Turgut Özal da Vatan Caddesi'ndeki kabrinde yatıyor.