TÜRKİYE'NİN merkezde olduğu pek çok olay anlaşılmıyor veya anlaşılmak istenmiyor. Siyasi gerekçelerle bir kitle asla ve kat'a gerçekte olanı duymak, okumak istemiyor. Her şekilde muhalefet yani...
Geleceği ilgilendiren mücadeleye bile kayıtsız...
Nasıl mı? Açalım...
Türkiye son 10-15 yılda yaşananlardan dolayı rotasını değiştirdi. Bilinen hızı ve koordinatında farklılığa gitti. Yani ABD-AVRUPA yörüngesinden uzağa düştü.
Bu net. Durum böyle olunca sıkıntılar da kaçınılmaz oluyordu.
Gelin bugün bunlara bakarak ilerleyelim...
Delhi'de G20'de alınan karar gereği Türkiye dışarıda tutuluyor, rol verilmiyordu.
Ankara anında buna itiraz ediyor "HİNT-AVRUPA KORİDORU BİZ OLMADAN OLMAZ... YAŞAYAMAZ" diyordu. Karşı taraf yani özellikle Amerika- Avrupa ekseni geri adım atmıyor bunun üzerine Türkiye IRAK'a yanaşıp alternatif bir PROJEYİ hayata geçirmek için girişimlere başlıyordu. Oradaki temel sorun PKK'ydı. Terörün olduğu yerde ticaret de üretim de taşıma da olmazdı. Bu nedenle PKK bitmeliydi. PKK uluslararası bir koalisyondu. Herkesin kullandığı ve rol verdiği bir örgüttü.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın IRAK'la yakınlaşmanın formülünü çıkardılar. Adım adım yürüdüler. Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması TOPLANTI'ları yapıldı. Başkan Erdoğan 13 yıl sonra kalktı IRAK'a gitti. 27 anlaşmaya imza atıldı. Yeni bir sayfa açılıyordu.
Türkiye'nin bu hamlesi ABD ve BATI'nın cirit attığı oyun kurduğu ORTADOĞU'da yeni bir hamleydi. Bu doğal olarak var olan ÇATIŞMALARIN RİTMİNİN ARTMASI, YAKICI HALE GELMESİ demekti. Siyasi-stratejikekonomik olarak... Zaten görülmeyen de bu kısımdı!
Türk DEVLETİ bölgede yeni hamle yeni oyun yeni ritimle sahne alıyordu. Rahatsızlık vermesi kaçınılmazdı. Bunlar yaşanırken Filistin lideri Mahmud ABBAS Meclis'e geldi dünyaya seslendi. "Önümüzde hiçbir çözüm kalmadı" dedi. 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de devam eden savaşa dair taviz vermeleri istenen hiçbir çözümü kabul etmeyeceklerini sözlerine ekledi ve "Hiçbir şekilde topraklarımızı bir karış dahi olsa parçalayan hiçbir çözüme eyvallah demiyoruz" diye konuştu. Abbas "Ya şehadet ya zafer" diye sözlerini tamamladı. Türkiye bu hamleyle oyunun içine dalıyor, var olan dengenin yönünü değiştiriyordu...
Aynı zaman diliminde yukarıda sözünü ettiğim IRAK kartıyla ilgili gelişmeler yaşanmaktaydı. Bakan Fidan Ankara'da Türkiye ve Irak arasında askeri, güvenlik işbirliği ve terörle mücadeleye dair mutabakat zaptının iki ülkenin savunma bakanları tarafından imzalandığını duyurdu. Hakan Fidan, Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ile kameraların karşısına geçerek olanları duyurdu.
Bu hızlı adımlar BÖLGEDE KÜRESEL OYUN kurmak isteyenlerin canını sıkıyordu. Net... Peki ne oluyordu?
Bir akıl, bir el, bir odak devreye giriyor TÜRKİYE'nin ORMANLARI ateş alıyordu.
İzmir dahil 7 şehirde ORMAN YANGINLARI başlıyor ve sönmüyordu. 12- 17 Ağustos arası bir el gaza basmış gidiyordu. Ormanlarımız canlılarla beraber yok oluyor SOSYAL MEDYA KÜRESEL düzeyde Türkiye karşıtı kampanya düzenliyordu. Yalan, dolan, iftira... Ormanlar en savunmasız alanlardı. Operasyon için en uygun yerlerdi. Ateşe verildiler. Çok yerde çok farklı şekillerde yangınlar baş gösterdi.
Herkes olan biteni doğanın gereği olarak kabul ediyordu.
Oysa OPERASYON'du.
Türkiye'nin dışarıda izlediği yoldan çıkması için bir uyarıydı. Yabancı istihbarat örgütlerinin parmak izlerini görmek için dahi olmaya gerek yoktu. Küçük bir görev ihmali bile KÜRESEL ALANDA ses getiriyor köpürtülüyordu.
Devleti hükümeti iş yapamaz durumda göstermek için...
Sadece bu kadar olsa yine iyi...
Mahmud Abbas'la birlikte dünyanın dönüp baktığı yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'ydi.
Kurulan büyük oyuna büyük itiraz geliyordu. Abbas'ın feryadı Ankara'dan yükseliyordu.
Manşetlerde bu vardı. Hemen çekim merkezi olmasının önüne geçilmeliydi. Öyle de oluyordu.
Can Atalay için toplanan Meclis birbirine giriyor tekmeler yumruklar havada uçuşuyor bir gün önceki ile bambaşka bir fotoğraf meydana geliyordu.
İstenen oluyordu ABBAS'ın sözleri bir gün içinde eriyordu...
Amerika Birleşik devletleri ÖNEM verdiği için ORTADOĞU'da onlarca ÜS barındırıyordu.