Büyük oyun

Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Eklenme Tarih 14 Mart 2020
CORONAVİRÜS geldi, dünyayı etkisi altına aldı. Ölümlerin oranına bakıldığında gripten bile daha az. Ancak korku ve alınan önlemlerin yüksek olması her insanı, her şirketi, her organizasyonu, her devleti paniğe itiyor. Kaçış da yok bundan...
Korkunç tablo karşısında ilk net açıklama Almanya Başbakanı Merkel'den geldi. Merkel, "Almanya'da yaşayan insanların yüzde 60 ila 70'ine virüs bulaşacak" dedi. Alman Sağlık Bakanı da destek verdi: "Corona virüsüne maruz kalanların yüzde 80'i bunu atlatabilecek. 65 yaş ve üstü için ciddi bir sorun var..." Hemen diğer önemli ülkeye geçelim. İNGİLTERE'ye...
3 Mart'ta İngiliz Başbakan Boris Johnson CORONAVİRÜS taşıyanların tedavisinin yapıldığı hastaneye gitti. Oradan çıkışta da daha sonrasında da "İnsanlarla el sıkışmaktan vazgeçmeyeceğim" dedi.
Aradan geçen yaklaşık iki haftada Boris Johnson fikrini değiştirdi! Ve yaptığı açıklamayla Merkel'i bile gölgede bıraktı! Ürküten ifadeler kullanan Johnson şunları söyledi: "Bu bir nesil için en kötü krizdir. Bazı insanlar bunu mevsimsel griple karşılaştırıyor ama ne yazık ki bu doğru değil. Bu hastalık, Coronavirüs bilinenden çok daha tehlikeli ve daha da yayılacak. Çok daha fazla aile sevdiklerini zamanından önce kaybedecek..." Avrupa'nın ve dünyanın önde gelen iki ülkesinin iki lideri bunları söylüyorsa perde gerisinde bilinenleri varın siz düşünün!
Çin'e bakıldığında ise durum hiç de iç açıcı değildi.
Milyonlarca şirket kapandı, milyonlarca insan işsiz kaldı.
Gelen SAĞLIK haberlerine kulak kabartsak da durum bugünden yarına iyi olacak gibi değil... Wuhan'da baş gösteren KRİZ dünyaya yayıldı.
Salgınla birlikte ÇİN'e olan güven yerle bir oldu. İstenen belki de buydu.
Çin'den sonra İtalya, Kore, İran gibi ülkeler de sıralandı...
Ancak bütün salgının başına, merkezine herkes ÇİN'i koymakta. ABD'deki kıdemli Cumhuriyetçi politikacılar bile hastalığı "Çin Coronavirüsü" olarak tanımladılar.
Garip bir şekilde ABD'de CUMHURİYETÇİLER'LE
DEMOKRATLAR bu konuda yani ÇİN'İN VİRÜS MERKEZİ OLDUĞU KONUSUNDA HEM FİKİR!
Çin ve CORONAVİRÜS ayrılmaz ikili haline getirilince tedarik zincirleri, havayolları, ulaşım, bankacılık, vize muafiyetleri, seyahat yasaklamaları, ihracat sıkıntıları, ithalat kısıtlamaları beraberinde yeni sistemi zorlamakta...
KORUMACILIK ve GÖÇMEN KONTROLÜ hatta düşmanlığı virüsle birlikte tavan yaptı. Çin üretim canavarıydı. Üretim miktarı, zamanı ve maliyeti açısından kimse ÇİN'le baş edemezdi. Ama yıllar içinde ZENGİNLEŞEN ÇİN ile birlikte maliyetler de arttı.
Ya ÇİN'in modifiye edilip eski KOD'larına dönmesi gerekiyordu ya da yeni istasyonlar bulunup ÇİN'in getirdiği yük hafifletilmeliydi.
VİETNAM, ENDONEZYA ya da MEKSİKA gibi seçenekler hayata geçirilmeliydi...
CORONAVİRÜS'le birlikte her devlet, her şirket, her kurum MİLLİ ÇİZGİYE GELİP İÇERİ BAKIYORDU.
Çin zayıflatılarak KÜRESELLEŞME arka plana itiliyordu.
DEVLETLERİN ÖNDE olacağı bir modele evriliyordu.
Şirketlerin ve paranın sahipleri ÇİN'in savrulmasıyla paniği en üst düzeyde yaşıyorlardı...
PARA hiç bu kadar korkmamıştı.
Ortaya çıkan Coronavirüs sonrasında ekonomik sıkıntıların yaşanacağı biliniyordu. Kahin olmaya gerek de yoktu. Ekonomik krizlerde parası olan yüksek faizle daha çok kazanırdı.
Ancak bir gariplik vardı.
Ekonomi tıkanınca FAİZ de işlemezdi. Mümkün değildi.
PARANIN sağlığı virüsle bozulunca bankacılık da yara alıyor, işlevini yapamaz hale geliyordu!
10 yıllık ABD tahvil faizi yüzde 0.85'e 10 yıllık İngiliz tahvil faizi yüzde 0.10'a 10 yıllık Fransız tahvili 1.15'e 10 yıllık Alman tahvil faizi eksi yüzde 0,75'e inmişti.
PARAYI elinde tutanların gideceği tek adres OFF-SHORE hesaplardı!
Zenginler, büyük şirketler bu fırtınayı en az hasarla atlatmak için vergi cenneti adalara gidiyordu. Jersey Adası, Cayman Adaları, Mauritius Cumhuriyeti, Bahamalar, Cebelitarık ve Bermuda gibi noktalar en güvenli limandı. BÖYLE DÜŞÜNÜYORLARDI!
Apple, Amazon, Microsoft, Oracle, Coca Cola, Gazprom gibi yüzlerce şirket 2.9 trilyon doları adalara taşıyordu. 15 Ocak-1 Mart arasında. Bu adım paranın yani doların değer kaybetmesini önlemekle kalmıyor, Coronavirüs nedeniyle değerlenmesini de sağlıyordu.
Hangi ülkeden ne kadar para off-shore hesaplarına uçtu?
Çin: 1.1 trilyon dolar İngiltere 500 milyar dolar Rusya: 320 milyar dolar İtalya: 290 milyar dolar Fransa: 275 milyar dolar Almanya: 200 milyar dolar İran: 100 milyar dolar Kanada: 100 milyar dolar Diğer ülkeler: 40 milyar dolar... Yani TOPLAMDA 2 trilyon 925 milyar... Ama paralar burada uzun süre kalamaz. ABD buna izin vermeyecek çünkü!
2018'de Başkan Trump, bugünleri haber veren BM konuşmasında şunları söylüyordu: "ABD'nin egemenliğine saygı duyun. ABD, Amerikalılar tarafından yönetilir. Biz KÜRESELLEŞME doktrinini reddediyoruz. Tüm dünyadaki devletler kendi ülkelerini korumalıdır..." Trump zaten İDLİB kriziyle ilgili "Türkiye ile Suriye savaşsın. Bize ne bundan" demedi mi! Dedi! Parayı da yönetecekleri, ÇİN'in merkez olmaktan çıkacağı, DEVLETLERİN (ABD'nin) son sözü söyleyeceği, patronların esas duruşta olacağı bir dönem kapıda sanki... CORONAVİRÜS ile patronların gidebildikleri en güvenli yer küçücük adalar!
YAŞATMAZLAR!
İşin ilginç yanı YAHUDİ sermayesinin yeşerttiği ÇİN hedef oldu! Oyunu kurdukları yerden bozuyorlar!
VİRÜSLE...