TAKİP edenler bilir, son birkaç gündür "HER AN HER ŞEY OLABİLİR. KİMSENİN HAYATI GARANTİ ALTINDA DEĞİL.
Herkes için büyük risk taşıyan bir virajdayız" diye yazdım. Buradaki amacım, dünya üzerinde güç sahibi isimlerin tehdit altında olduğunu belirtmekti.
Tam yazıya başlarken ajanslara bir haber düştü... İNGİLTERE BAŞBAKANI THERESA MAY'İ TAŞIYAN KONVOYA ARAÇ DALDI... Bu gibi haberler yakında korkarım KAZA (!) olmaktan çıkacak...
Gidişat bunu gösteriyor. Burada MAY'in kişiliği değil temsil ettiği güç ve onun dünya üzerindeki konumu önemli. Birileri rahatsız ki GÖZDAĞI verildi. Devamı gelecek. Saldırılar olacak...
Unutmayın YENİ DÜZEN KURULURKEN isimlerin hiçbir önemi olmaz. Harcanır giderler...
Neyse... Devam...
Washington ile Londra arasındaki gerginliğin daha da artacağı önemli zaman dilimine girdik... Yeni Dünya Düzeni olarak adlandırılan bu çatışmanın merkezinde silah lobisi ve Rothschild ailesi var. Beyaz Saray ve Kraliçe için durum daha da farklı. Rothschild'in stratejistleri ile Pentagon'un stratejistleri iki üçgen çizdi. Bu iki üçgene sahip olan, Yeni Dünya Düzeni'nde Akdeniz'in yüzde 60'ını kontrol edecek...
GİRİT, LİMASOL ve İSKENDERİYE ÜÇGENİ PENTAGON'UN ÇOK YOL ALDIĞI BİR EKSEN! Ancak bu üçgene karşı hazırlanan ve petrol ile doğalgazın yattığı GAZİMAĞUSA, LAZKİYE, İSKENDERİYE üçgeninde ise aile daha önde. Haritayı alıp bu iki üçgeni incelediğinizde, Akdeniz'in ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz. Yeraltı zenginliklerinin dışında İpek Yolu'nu denizden Avrupa'ya taşıyacak olan Akdeniz'i de kontrol ediyorsunuz. AKDENİZ olmazsa olmaz yani...
Petrol ve gaz ihracatının yüzde 70'i deniz yolu ile yapılıyor.
Hürmüz Boğazı'ndan sonra Malakka Boğazı, Süveyş Kanalı ile SUMED petrol boru hattı ile Bab'ül Mendeb Boğazı 'ELMAS' değerinde...
TÜRK BOĞAZLARI, Danimarka boğazları, Panama Kanalı ve Ümit Burnu da diğer etkili deniz yolu transit rotaları.
O nedenle Akdeniz çok ama çok önemli. Sadece yeraltı zenginlikleri açısından değil transit ticaret rotasının da kalbi Akdeniz...
TRUMP'ın görevden almak için fırsat kolladığı ABD Savunma Bakanı Mattis, bir süre önce Washington'da ağırladığı Yunan mevkidaşı ile yaptığı toplantıda Türkiye'ye atıfta bulundu. Mattis, "Yunanistan, mükemmel bir ortak. GİRİT Körfezi bizim için Akdeniz'de ve NATO'nun diğer bölgelerindeki en önemli limanlarımızdan biri. Yunanistan farklı oluşumlara borçlandı. Ancak bu Washington'ın planlarını engellemeyecek" dedi.
Yani Mattis, Yunanistan'ın Rothschild ailesine borçlandığını ama bu durumun değişeceğini söyledi. Mattis, o toplantıda soru olmamasına rağmen İstanbul'da öldürülen Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili de konuştu.
Mattis, "Bu durumu yakından izliyoruz ve Dışişleri Bakanlığı ile yakından çalışıyoruz. Türkiye çok önemli bir müttefikimiz" diyerek Türkiye'nin Akdeniz'de Washington'la hareket etmesini söylüyordu. İstiyordu da...
Yunanistan'ın Türkiye'yi rahatsız eden her açıklaması, her askeri adımının arkasında Pentagon var. EGE'deki son gerginlik de böyleydi!
Yunan generallerinin tamamı Pentagon'a bağlılık yemini ile göreve başlar. Pentagon'un ABD sınırları dışında kendi üniformasını taşımayan ordular içinde en etkin olduğu ülke 100 yıldır Yunanistan'dır.
15 TEMMEZ'da oraya sığınanlar da bunu biliyordu.
Darbecileri vermeyen Yunanistan değil PENTAGON'du...
Sanırım NİSAN'dı...
KİMYASAL SİLAH kullanıldığı iddiasıyla ABD Suriye'yi vurdu. Ama gözlerden kaçan önemli bir ayrıntı vardı... Pentagon, Suriye operasyonunda da Gazimağusa, Lazkiye, İskenderiye üçgenini kullandı. Suriye'de 20'nin üzerinde askeri üssü olan Pentagon, neden Suriye'ye karşı saldırıyı bu üçgenden başlattı. SORU BU!
Çok açık şekilde ailenin yani ROTHSCHILDLER'in Gazimağusa, Lazkiye, İskenderiye üçgeninde olmak içindi ve hala Amerikan savaş gemileri bölgeden ayrılmadı. SİLAH KENDİNİ GİZLEMEDEN ORTADAYDI ve gitmeye de niyetleri yoktu!
Pentagon'un Akdeniz, Afrika ve Ortadoğu için günlük maliyeti 150 milyon dolar...
Bu rakam daha da artacak.
Yüklü bir maliyet gerektiren bu bölgelerdeki güçlü Pentagon, elbette bazı durumları kullanmak zorunda. Şimdi son yaşanan KAŞIKÇI olayıyla birlikte Akdeniz, Afrika ve Ortadoğu'nun 1 yıllık maliyeti Suudi Arabistan tarafından karşılanacak.
Bu konuda Arabistan sessizce bu talebi kabul etti ve nakit akışını gönderdi. ABD, Körfez ülkeleriyle Pentagon'un maliyetini düşürmekte kararlı.
Yaklaşık 2 yıldır CIA ve Pentagon'un önemli merkezlerinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), bu iki kurumun bölgedeki masraflarını karşılıyor. Sadece bununla da sınırlı kalmayacak anlaşmalara göre BAE, önümüzdeki yıl 79 milyar dolarlık Amerikan fonu alacak. Bugün itibariyle yaklaşık 70 milyar dolarlık Amerikan fonu olan BAE, yeni anlaşmayı da tamamlanmak üzere. Bunlar görünenler tabii...
BAE'nin Abu Dabi yakınlarındaki Al Dhafra'da çok özel bir noktada kurulan üs, dünyanın en teknolojik merkezlerinden biri oldu. CIA ajanlarının küçük Amerika olarak adlandırdığı üs, Pentagon tarafından da daha çok kullanılmaya başlandı.
Her ülke kendi geleceğini planlıyor. Pentagon da her ülkenin geleceğini planlamak istiyor.
Geçmişte yaptığını bugün ve 50 yıl sonrası için yapıyor.
Yine bazı ülkeler sessizce bu planları kabul ediyor, bazıları ise reddediyor.
KAVGA DA BU ZATEN!
Pentagon, İngiltere'nin de geleceğini dizayn etmek istiyor.
İngiltere gibi bir imparatorluğu bile dizayn etmeyi planlayan gücün de etkisinin elbette çok büyük olduğunu görmek gerekiyor.
Akdeniz, Afrika ve Ortadoğu'da her 24 saatte 150 milyon doları harcamak, Pentagon'un beklentilerini ve taleplerini de arttırıyor. O nedenle Pentagon hep çok talep eden olacak.
Ne kadar karşılık bulacağı ise olaylara göre değişim gösterecek.
Karşısındaki en büyük güç yine de İNGİLTERE ile AİLE... Ve bunların dizayn ettiği ittifaklar...
Öyle bir mücadele ki bu çok canın yanacağını görmek için ne kahin olmaya ne gazeteci olmaya gerek var!
İZLEYİN GÖRÜN!