ASKERİMİZ Suriye'de...
İdlib'de ateş altında kaldı.
Gereken cevap fazlasıyla verilse de RUSYA-İRAN-SURİYE üçlüsü saldırmaktan geri durmuyor. Taciz sürüyor.
Rusya ile yapılan onlarca görüşmeden de sonuç çıkmıyor! Çıkmayacak da. Bunu çok yazdım. Keşke çıksa ama çıkmayacak.
Tam da bu noktada ince kıvrımlardan DERİN politikaların merceğine doğru gitmek durumundayız. İDLİB şu an sadece bizim değil dünyanın gözünü kulağını diktiği yer.
Fısıltılar inanılmaz. Araya sıkıştırılan cümleler de...
Gelin biraz bunların üzerinden gidelim. Olanı biteni anlamaya çalışalım...
Suriye'nin İdlib'de Türk askeri hedeflerine saldırmasının merkezinde, şaşılacak gibi görünse de Şam yönetimi yok. Esad'ın askeri de yok, komutanı da...
Şimdi Ortadoğu'da yeni bir dönemin başlangıcını nasıl anlamalıyız? Üzerinde düşünmemiz gereken bu...
Başka başka nedenler, analizler ortaya koysak da TÜRK ASKERİNİ hedef almalarının ilk büyük sebebi LİBYA'dır... Çünkü ortada birçok anlaşma olmasına rağmen Rusya, Türkiye'nin Libya'da olmasından çok rahatsız.
İki ülke arasında stratejik pek çok ortaklık da olsa Moskova, Libya konusunda TÜRK ADIMLARINDAN rahatsız... NET! Amerika Birleşik Devletleri, Libya'da Rusya ile gizli pazarlık yaparken Türkiye'nin Libya'nın hiçbir noktasında olmasını istemedi. Sanırım gözden kaçırdığımız da bu...
Şimdi Suriye'de başlayan gerilim, Türkiye ile Rusya arasındaki önemli anlaşmaları etkileyecek.
Sayın Bahçeli dün bunun işaretini verdi... Esad, sarayında bir odadan diğer odaya geçerken Kremlin'in bilgisi oluyor. O nedenle Esad rejimi denilen aslında İran ve Rusya'nın bölgede görev yapan güçleridir.
Saldıranlar da bunlardır...
Maalesef İKİNCİ SALDIRI son olmayacak. Rusya, Türkiye'nin bölgede ciddi bir askeri operasyona girmesini istiyor. Amerika Birleşik Devletleri de aynı şekilde Türkiye'nin askeri operasyon yapmasını destekliyor.
Elbette ANKARA'nın yüzüne bu söylenmiyor ama SİYASETEN istedikleri bu...
Uzmanların da altını çizdiği gibi İdlib çok zor bir bölge. Birçok grubun olduğu, çözümün ise olmadığıolamayacağı bir bölge olarak tanımlanıyor. Washington da Moskova da hatta Tahran bile Türkiye'nin İdlib'e operasyon başlatması halinde Libya'da sessiz kalacağını düşünüyor.
Yani Türkiye'ye yapılan iki saldırı, tesadüf değil. Büyük bir planın detayları.
Biraz daha ayrıntılara inelim... Biraz geri çekilin ve olanlara bakın...
Türkiye'nin her ülke tarafından hedef alındığını görmek hiç de zor olmasa gerek... Son 1 ayda dünyanın her noktasında Coronavirüs konuşuluyor. 158 ülke Çin'le irtibatını kesti. Çin'den ithalatı durdurduklarını açıkladı. Resmen ÇİN tecrit edildi. Ancak Çin Ankara Büyükelçiliği, Türkiye'nin ithalatı durdurmasına tepki gösterdi. Çin elçiliği, "Bu kararı büyük şaşkınlıkla karşılıyoruz. Türkiye'yi ikili ilişkilerimizin iyi gidişatını korumaya çağırıyoruz" açıklaması yaptı. Tansiyonun çıkması taraftarı değilim elbette. Ancak bu neresinden bakarsanız bakın bir TEHDİT! Kimse TÜRKİYE ile bu dilde konuşamaz... 158 ülkeye tepki gösterilmezken neden TÜRKİYE'nin tavrı anlaşılmaz bulundu!
Hiçbir ülkedeki Çin Büyükelçiliği, bırakın böyle bir açıklamayı benzerini bile yapmadı. Kaldı ki Türkiye, Çin'e karşı operasyonda Pekin'in yanında duran birkaç ülkeden biri... Bu şartlar altında Çin'in Türkiye ile ortak hareket etmesi gerekirken, bu açıklama "Washington'ın isteğiyle mi yapıldı?" sorusunu akıllara getiriyor. Bu ihtimal de oldukça güçlü.
Düşünmek de gerekir!
Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle pek çok devlet tarafından hedef alınmış durumda. SIR da değil.
Ancak Ankara, son dönemde bunu fırsata çevirmek için hamleler yaptı. TERÖR HATTININ AKDENİZ'e açılması planını yerlebir etti.
Suriye'nin birçok bölgesine asker gönderdi. Akdeniz için Libya ile kimsenin beklemediği bir anlaşma yaptı. Tabii ki bu hamleler birilerinin canını fazlasıyla sıktı. Çin'in açıklamasını da Suriye'de Türk askerinin hedef olmasını da aynı pencereden okumalıyız...
O açıklamayı yaptıran güç askerlerimizi hedefe koyanla aynı!
Türkiye elindeki kozlarla da büyük bir ülke... Rusya, Türkiye'nin Libya'da olmasını istemiyor. Ancak TürkAkım projesinin Rusya için önemi de gizli değil. Türkiye, İdlib sonrası sınır kapılarını açabilir.
Bu Avrupa Birliği'nde oyunun tekrar yazılmasına neden olur.
Washington, Ankara'nın İdlib konusunda yaşadığı sıkıntı sonrası göçmenleri Avrupa'ya göndermesini istiyor.
Washington, bu kararla Avrupa Birliği'nin tekrar sınırları kapatacağını biliyor.
Avrupa Birliği de bu ihtimal nedeniyle Almanya'dan Türkiye'ye sıcak mesajlar gönderiyor. Ancak ne Almanya ne de Avrupa Türkiye ile gerçek anlamda masaya oturacak. Çin'deki Coronavirüs nedeniyle yaşanan ekonomik sıkıntı da 2020'nin her ülke için zor geçeceğinin kanıtı. Herkes bir adım bekliyordu. Çin'de birçok ülkeyi etkileyecek bir sorunun ortaya çıkacağı konuşuluyordu. Ancak Doğu Türkistan'dan başlayacak bir sıkıntı olarak tahmin ediliyordu. Çin de buna karşı hazırlıklıydı. Ancak Coronavirüs Pekin'i de çaresiz bıraktı.
Washington, Doğu Türkistan konusunu o kadar dillendirmeye başlamıştı ki, Çin tüm yoğunluğunu bu bölgeye ayırdı. Amerika Birleşik Devletleri, Doğu Türkistan üzerinden başka bir oyun kurdu ve Wuhan'dan startı verdi. Coronavirüs'ü ne Libya'nın ne Akdeniz'in dışında görebiliriz... Bu denklemin içine Berat Bey'in hedef alınmasını da oturtmalıyız... Bütün bu olanlar bir zincirin halkaları... Türkiye dışarıdan hedef olurken Çin'den Libya'ya kadar olan alanda sıkıştırılırken içeriden de zayıflatılmak istenmekte... Bizdeki yerli CORONAVİRÜSLER tarafından... Eee para da bunun en kolay yolu...
Her yerden gelmeyi deniyorlar yani... Oyunu bir bütün olarak okuyun...
Türkiye'nin elindeki kartlar bitmez. Ama yine de kimin kim olduğun iyi anlayın...