Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 27 Temmuz 2023

Soros’u havada kaldı

CHP'DE sular durulmuyor. Tıpkı dünyanın tepesinde olduğu gibi orada da karışıklık sürüyor.
ABD Başkanı olup Beyaz Saray'a gelen TRUMP'a çok tepki vardı. Bunların başında ise Twitter geliyordu. ABD Başkanı'nı bile sistemden koparıp attılar. Hesaplarını kapattılar. Aforoz ettiler.
Bunun üzerine Trump'a uzak olmadığı bilinen Elon Musk devreye girdi. Bir süre sonra 44 milyar dolar verip Twitter'ı satın aldı. Önceki gün de MAVİ KUŞ'u silip yerine X'i getirdi.
TESLA'nın CEO'su olan ve adından çokça söz ettiren Elon Musk efsane isim LeBron James'in oğlu Bronny'nin antrenman esnasında kalp krizi geçirmesine sessiz kalmadı. Yoğun bakımdan çıkarılan Bronny stabil durumda hastanede tutulurken Musk "KALP KRİZİNE NEDEN OLAN COVİD-19 AŞISI'dır" diye yorum yaptı. Ortalık karıştı. Ünlü CEO, "Baba LeBron James de bana hak verecektir" diyerek tartışmayı daha da alevlendirdi. AŞI üzerinden bakıldığında bile ABD'nin ve dünyanın geri kalanının İKİ PARÇA olduğunu görmek mümkündü. Trump da AŞI karşıtıydı. Pfizer'in sahipleri de ABD'liydi. Aradaki çelişki içeride yaşanan ve dünyaya yayılan kavgayı anlatmaya yetiyordu sanırım.
Aynı durum CHP'de de vardı. Giderek de büyüyordu. Son adım, beklenen bir gelişmeydi.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan CHP'den ihraç edildi. Bolu'dan Ankara'ya "Değişim ve Adalet" yürüyüşü başlatan ve adından söz ettiren Özcan "Yüksek Disiplin Kurulu'nun bu kararı vermeye hukuken yetkisi de yoktu. Partide kalmak için mücadele vereceğiz. Yargı yoluna gideceğim" ifadelerini kullandı. Özcan daha çok koltuk fırlatmasıyla gündeme oturmuştu. "Koltuk meraklısı Bay Kemal'i göndermenin zamanı geldi. Sen madem bu kadar çok koltuk seviyorsun.
Bak koltuk sevdalısı Kemal Kılıçdaroğlu, ben sana koltuk getirdim. Şimdi in o koltuktan al bu koltuğu git evinde otur, torunlarını sev" diye konuşmuştu.
Kemal Bey'in gitmesi gerektiğini her fırsatta dile getiren Özcan, "Atılma gerekçem ne yazılırsa yazılsın şuna inanacağım.
Atatürk'çü kalmaya çalıştığım, 6 oka sahip çıktığım için partiden atıldığımı biliyorum. Bu kararla birlikte Atatürk'çüleri partide istemiyoruz mesajını herkes almıştır..." ifadelerini kullandı. Ve gizli manşeti cümlesinin sonuna ekledi:
SOROS'ÇULAR BAYRAM ETSİN...
Son dönemde Kemal Bey'i TESEV'le SOROS'ÇULARLA ilişkilendiren isimdi Özcan.
Bunu da gizlemeden yapıyordu. Kemal Bey'in hem CHP'yi hem Türkiye'yi değiştirmek başka bir yöne çekmek istediğini vurguluyordu. Takip edenler bilecektir. GENEL İTİBARİYLE İKİ BÜYÜK EKOL VARDI. Bunlar ABD'de olduğu gibi Çin'de olduğu gibi burada da çatışmaktaydı, mücadele etmekteydi. Bunun aksi mümkün değildi. Olamazdı.
Araya girip Çin'den örnekle devam edelim...
Çin'de Dışişleri Bakanı Qin Gang'dan haftalardır haber alınamıyordu. Kimse de ne olup bittiğini açıklamıyordu.
En son görüşmesini sanırım Moskova'da Putin ile gerçekleştiriyordu. Sonra sırra kadem basıyordu. Özellikle son dönemde Çin'e giden ABD'li sayısı çok fazlaydı.
ABD iklim elçisi John Kerry, Hazine Bakanı Janet Yellen ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in ziyaretlerinden sonra ABD Eski Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger Pekin'e uçtu.
Ve ardından da DIŞİŞLERİ BAKANI Gang gidiyor, yerine Wang Yİ geliyordu. Aile bağları derin ve etkili olan Yİ'nin özelliklerinden biri de ABD için özel bir yeri olan Georgetown Üniversitesi Dış İlişkiler Enstitüsü'nde misafir akademisyen olarak çalışmasıydı. Bu hem Yİ'nin ABD'yi hem de ABD'nin Yİ'yi iyi tanıdığını ortaya koyuyordu.
Ve Yi ilk iş olarak Başkan Erdoğan'a koşuyordu...
Devam...
Kemal Bey'in daha önce çok kez yazdığım gibi TESEV'le irtibatı vardı. Baykal'ın CHP'sinin değişmesi gerekiyordu. Baykal tasfiye edilince yerine gelen Kılıçdaroğlu'ydu. Kemal Bey gelince "GELME NEDENİ" olan DEĞİŞİMİ başlattı. Baykal'a yakın olan isimleri tasfiye etti. Bu aynı zamanda CHP'nin savunduğu değerlerin değiştiğini gösterdiği gibi partinin dünya üzerindeki konumunun da başka bir rotaya oturduğunu işaret etmekteydi. DEĞİŞİM zaten bu nedenle istenir ve yapılır. Mesela Kemal Bey ERGENEKON DAVALARI döneminde olsa asla ve kat'a BAYKAL gibi davranmazdı.
Fark bu kadar keskin görünürdü yani...
İmamoğlu ya da Özcan değişim isterken aslında CHP'nin park ettiği şimdiki durağının ortadan kalkması ve başka bir kulvara taşınmasını talep ediyorlardı. Bolu Belediye Başkanı Özcan, açık sözlü olduğu için kavgayı daha net tanımlayabiliyordu.
"SOROS'ÇULAR" derken KÜRESEL EKOL'e yakın duranların, Kemal Bey'i sardığı yönettiği ve istedikleri kararları aldırdığını ima etmekteydi. Bu sayı hiç az değildi. Daha önce de sık sık yazdığım gibi bu EKOL pek çok başkentte olduğu gibi ANKARA'da da güçlüydü.
Bu CHP'deki kavgayı çekişmeyi KÜRESEL ARENAYA taşıyordu.
Seçimler öncesi "DEDE" figürüyle ılımlı, sıcak, yakın, samimi konuşan, mutfağında çay demleyen ve kapsayıcı tavır sergileyen Kılıçdaroğlu'nun KOLTUĞUNU bırakmamak için ne kadar sertleştiği ortadaydı. Bu da kendi açısından son derece anlaşılırdı. "Kendi EKOL'ünden gelen ve partiyi sırtlayacak biri yok" diye direniyordu. EKOL'ü de "SAKIN BIRAKMA" diyerek bastırıyordu. Konu buydu.
Washington'daki kapışmanın benzeri, CHP'de yaşanıyordu, yaşanacaktı! Ve daha çok uzun sürecekti. Kemal Bey'in eski AK PARTİLİLERLE yakınlığını, dostluğunu da EKOL KARDEŞLİĞİ üzerinden okumalıydık... Böyle bakılmalıydı...