Günlerdir "Rusya ile bu kadar yakınken nasıl oldu da bir anda savaşın eşiğine geldik" sorusunun cevabını arıyorum. Önemli olan bu...
Bilmemiz gereken şu...
İdlib günümüzde dünyanın her askeri birimleri tarafından yakın takibe alınan bir merkez.
Çünkü İdlib çok stratejik bir bölge. 2017 yılında Türkiye ile Rusya, İdlib konusunda önemli bir anlaşmanın görüş birliğinin eşiğindeydi. Türkiye, İdlib'de Cebel-i Şeyh Dağı eteklerine askeri üs inşa edecekti. Akdeniz'de Rusya ile ortaklık yapacaktı. İki ülke birlikte yürüyecekti... 2017'nin haberlerine fotoğraflarına bakılacak olursa net olarak anlaşılacaktır...
Ancak Amerikan heyeti o hafta Afrin'de Ruslar'la bir araya geldi. Hızlı bir şekilde masa kuruldu. ABD net olarak Türkiye'nin İdlib'de kuracağı askeri üsse karşı çıktı. Ruslar'a Akdeniz'de kendileriyle ortaklık teklif etti.
Moskova da bu teklifi kabul etmek zorunda kaldı. Ancak Rusya, Türkiye ile ortaklığı da kenara bırakmak istemiyordu.
DIŞ POLİTİKA böyle bir şeydi.
Bir eli tutuyorsun diye diğer eli bırakmak zorunda değildin...
Akıl, çözüm emrederdi! Boş durmayan Amerika Birleşik Devletleri, Rusya'ya karşı bir ceza planını devreye soktu.
Rusya'nın Lazkiye yakınlarında bulunan Hmeymim Askeri Hava Üssü'ne DRONE saldırısı düzenlendi. Ocak ayındaki saldırıda 11 Rus askeri öldü, Rusya yine Türkiye ile üs konusunda yüzde 100 kararını vermeyince ikinci saldırı Mart 2018'de gerçekleşti. Tabi kimse saldırıların TÜRK-RUS yakınlaşmasından dolayı olduğunu bilmiyordu. Ama bir güç aralıksız RUSYA'ya fatura çıkartıyordu...
Saldırıların kesilmeyeceğini gören RUSYA o andan itibaren Türkiye ile İdlib'de hiçbir zaman anlaşma yapamayacağını gördü.
Amerika Birleşik Devletleri asla buna izin vermiyordu... Bugün Putin, Türkiye ile anlaşmak istese bile bu gücü yok. Çünkü Putin de aslında 'big boss' değil.
Suriye ve Akdeniz konusunda Putin dışı varlıkların aldığı kararlar uygulanıyor. Tabii ki Putin'in bunu çıkıp ortalarda söyleme imkanı yok. Ancak PUTİN'in TÜRKİYE ile adım atmak istediği net! Bunun pek çok ipucu var. Ama görünen tablo ABD'nin buna izin vermediği ve vermeyeceği...
2000 yılında Barents Denizi'nde kaza sonucu 108 metre dibe oturan K-141Kursk nükleer denizaltısında 118 asker hayatını kaybetti. Putin onları kurtarmak için ABD'den yardım istemişti. ABD de askerleri kurtaracağına dair garanti vermişti. Ancak o gün Putin'i göreve getiren güç, buna izin vermedi. "ASLA OLMAZ" dedi. Yani Putin 2000 yılında da sanıldığı gibi güçlü değildi, bugün de değil. Bir illüzyon var ve Putin de bunun içinde olmaktan rahatsız değil. ORADAKİ DERİN YAPI KREMLİN'İ YÖNETMEKTE...
Peki şimdi olan ne? Bu soru da cevap bekliyor...
Rusya, ABD ile Suriye'nin 3'e bölünmesi konusunda anlaştı. Sağır sultan bile bunu duydu. İdlib de Esad'ın küçük devletinin bir parçası olarak kabul edildi. Ancak Türkiye, oyunu bozdu. Açık şekilde İdlib operasyonları, TÜRK askerinin bölgede olması, ABD ile Rusya'nın büyük planını bozdu.
OLAN BU! Onlar bizim yürüyüşümüzü bozarken biz de onların oyununu kaldırıp attık. Rusya, Suriye'nin 'toprak bütünlüğü'nün korunmasına yönelik açıklamalar yapsa da perde arkasında, Suriye'nin dışında Kürt devleti ve Sünni Arap devletinin liderlerini bile belirlediler. Tabii ki İdlib çok önemli. Ancak şu gerçeği de unutmayalım. Putin ve ABD bir plan yaptı. Ancak Rusya, Putin değil. O nedenle Putin'i Kremlin'e gönderen güç, Suriye'de kurulacak 3 devletin liderlerini de kendileri belirledi.
Evet Esad aslında Derin Rusya'nın devlet başkanı.
Putin'in Esad'a karşı yaptıklarını, onu medya önünde nasıl yok saydığını birçok olayda gördük. Esad kendi ülkesinde PUTİN ile kırmızı halıda bile yürüyemedi. Rus general gelip kolundan çekip aldı. Hatırlayın...
Çok eski değil bu olaylar... Esad, derin Rusya'nın gücü ile orada.
Türkiye de Esad'ı hedef seçerek, aslında Derin Rusya'ya savaş açtı. DURUM BU! Medyada verilemeyen tablo böyle...
Putin, kendi içlerinde birlik sağlayamazsa Başkan Erdoğan'a vereceği sözün de anlamı olmayacak... Onu dışındaki güç gelip RUSYA adına hareket edip anlaşmayı tahrip ederse, PUTİN'in hükmü kalmaz...
Bu ihtimal göz önünde bulundurulursa bölgede gerilimin artma ihtimali hiç de az değil... Tersi olur inşallah ama bu da güçlü ihtimal... Türkiye, elindeki en büyük kozu Avrupa'ya karşı kullandı. Avrupa Birliği ülkeleri, Suriyeli her mülteciyi maalesef insanlık adına utanç olsa da Coronavirüs'ten daha tehlikeli görüyor. Zaten şiddet fotoğrafları bunu gösteriyor...
Şimdi Avrupa, İdlib konusunda karar vermek zorunda.
Elbette Rusya'ya karşı tepki açıklamaları, "Esad'ın artık meşru değil" çıkışları gelmeye başladı. Burada da karar yine Derin Amerika'dan gelecek kuşkusuz. Pentagon'un yönettiği DER SPIEGEL dün "AVRUPA İDLİB'DE TÜRKİYE'NİN YANINDA RUSYA'NIN KARŞISINDA OLSUN" çağrısı yaptı bile...
Peki konunun özü ne? Türk olarak üzerinde durmamız gereken de bu...
Umarım yanılırız ama Washington, Rusya'nın zarar gördüğü, Türkiye'nin büyük problemlerle uğraştığı bir Ortadoğu ve Akdeniz istiyor.
Çünkü TÜRKİYE daha da güçlendiği an AVRUPA BİRLİĞİ'ni de çöpe atacak.
Tek güç olacak. Uzun vadede adamlar haklı. Bizim içeridekiler bunu anlamakta zorlanıyor sadece... Amerika Birleşik Devletleri'nin önemli düşünce kuruluşları, kaç zamandır Türkiye'nin gelecek yıllardaki etkinliğini arka arkaya açıklıyor.
Bu raporlar, Türkiye'ye 'önlem alın' çağrısı aslında.
Anlamıyoruz ama... Öncelikli önlem de İdlib'den başlıyor. İdlib etkili olmazsa, Türkiye bölgede güçlenirse Coronavirüs ikinci silah olarak Türkiye sınırlarında büyütülecek. Adamlar böyle çalışıyor... Bu iklimde ERDOĞAN Rusya'da... Hem DERİN Rusya ile hem masada olmasa da DERİN Amerika ile yol bulmaya çalışacak.
Ortadoğu satrancı bu... Her şeye rağmen BARIŞIN kazanacağını düşünüyorum.
İçinde Türkiye'nin olduğu çatışma iklimi 20 yıl sürer! Bunu bilirler... Bakalım neler olacak...
Bugün büyük gün...