Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 5 Ekim 2024

Vekalet savaşları

BÖLGEDE olan biteni anlamak için kadrajı genişletmek şart.
"Aktörler kim?
Figüranlar kim?
Kim, kime neden saldırıyor? Arka plandaki gerçek ne?" gibi pek çok soru ortada...
Cevap bekliyor.
Bunların yanıtlarını bulduğunuzda yaşananların İSRAİL-HAMASİHVAN- HİZBULLAH'ın çok dışında olduğunu görüyorsunuz.
Gelin birlikte yürüyelim...
Tarihler 2013'ü gösterirken Türkiye dahil dünyanın önemli noktalarında çok ciddi değişimler yaşanıyordu. Mısır'da İHVANMURSİ- MÜSLÜMAN
KARDEŞLER DARBE ile tasfiye ediliyordu. Bölgenin en kritik ülkelerinden KATAR'da, BABA tahtını oğluna bırakıyordu.
Darbesiz, acısız, kansız bir şekilde devir teslim gerçekleşiyordu.
Türkiye ise GEZİ olayları ile 17-25 Aralık Operasyonları ile uğraşıyor, sarsılıyordu. Sonuç alındıktan sonra da KÜRESEL ÖLÇEKTE makas ve rota değişikliğine gidiliyordu. Bu evrede, aynı zaman diliminde ÇİN lideri CİNPİNG, KAZAKİSTAN'da İPEK YOLU PROJESİ'Nİ ilan ediyordu. "YENİ BİR DÜNYA KURULACAĞINI" açıklıyordu. Yıllarca SOMALİLİ KORSANLAR, yani CIA'nın yönettiği gruplardan canı yanan ÇİN, LONDRA'nın derin tarafıyla anlaşıyor, KARAHAVA- DENİZ'de yeni yol buluyordu!
PEKİN-LONDRA arasındaki ilk tren seferi ise KÜRESEL KAMPLAŞMAYI anlatmaya, anlamaya yetiyordu. Çin'in adım atarak ABD'nin egemenliğine meydan okuduğu yıl, sadece Türkiye'de değil pek çok yerde, pek çok önemli hamle yapılıyordu... TERÖR de dahil...
15 Nisan 2013'te BOSTON MARATONU yapılıyor, BİTİŞ çizgisine doğru gelinirken bombalar patlıyor, ortalık kan gölüne dönüyordu. Tamarlan Tsarnaev ve kardeşi Cevher Tsarnaev öne çıkartılan iki isimdi. İşin ilginç yanı DÜNYA "BOSTON'DA TERÖR" başlığıyla haberi manşetlere taşısa da Obama "TERÖR" demiyordu!
Cinping, İPEK YOLU'nu ilan ettikten sonra ORTADOĞU'ya akın başlattı. İran zaten asıl aktördü. 2016'dan sonra Pekin'in yoğun faaliyetleri gözden kaçmıyordu. Çin, dünyanın üretim devi olmuş ve haliyle enerji ile arasında bir sorun yaşanmaması gerekiyordu. ORTADOĞU ve İRAN bu nedenle son derece hayatiydi.
Çin, bölgeye ilişkin dış politikasının temelini Arap Politika Belgesi ile açıkladı. 2018'deki Çin- Arap Ülkeleri İşbirliği Forumu'nda da ilişkilerdeki vitesi artırdı.
Suudi Arabistan, Sudan, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt, Mısır ve Fas gibi ülkelerle Kuşak ve Yol Projesi anlaşmaları imzaladı. ÇİN anlaşmalarla bölgeye geliyor ve karşılık olarak yoğun şekilde PETROL alıyordu.
İhtiyaç her geçen gün artıyordu çünkü.
Bu adımlardan sonra Temmuz 2020'de, henüz taslak aşamasında olan bir belge basına sızdırılıyordu. Dolaşıma sokuluyordu. İran ile Çin arasındaki 25 yıllık Kapsamlı Stratejik İşbirliği Anlaşması...
Tartışmalar büyüse de anlaşma 27 Mart 2021 tarihinde imzalandı. 18 sayfalık anlaşmanın içinde İPEK YOLU özneydi. Bu kapsamda iki ülke arasında petrol üretimi, taşımacılığı, güvenliği, demiryolu, karayolu, liman altyapısı geliştirme faaliyetleri, uluslararası bankacılık işlemlerinde milli para kullanımı ve savunma işbirliği öne çıkan maddelerdi.
Resmi rakamlar bilinmese de Çin'in İran'ın enerji sektörüne 280 milyar dolar, altyapı geliştirme faaliyetlerine ise 120 milyar dolar olmak üzere toplam 400 milyar dolar bir yatırım yapacağı iddia ediliyordu. Çin bu yatırımları karşılığında ise UCUZ PETROL alacaktı... EN çok ihtiyacı olanı yani...
Çin'in bölgeye asılması haliyle bölgedeki sarsıntıları da beraberinde getiriyordu.
VEKALET savaşları tırmanıyordu.
SURİYE bunun laboratuvarı gibiydi. Ne ararsanız orada vardı! Her türlü örgüt alanda mücadele ediyordu.
SÜNNİ'sinden Şİİ'sine kadar.
Taşlar yerine oturmasa da Amerika, PEŞMERGE ile finale adını yazdırıyor, YPG/PKK ile yola devam ediyordu. Ve binlerce TIR silah yardımı yapılan YPG hala görev almamıştı!
Devam...
KÜRESEL ölçekte pabucun pahalı olduğunu gören Amerika hamle yaptı. Bu hamle ile iki stratejik rakibinin önünü kesmek istedi. RUSYA'ya burada önemli rol düşüyordu!
AVRUPA ile arasındaki enerji hatları imha edildi. KUZEY AKIM'lar patlatıldı... AB koşarak Amerika'ya sığındı.
AVRASYA'daki savaş, Pekin ile AVRUPA'nın birbirlerinden uzağa düşmesine de yol açtı.
Bu, zamanla ÇİN'e vergi duvarı, rekabet ve ekonomik sıkıntı olarak yansıyacaktı. İKİ PAZAR da karşısındaydı. Washington'un zorlamasıyla...
DERİN AMERİKA,
Avrupa'nın yumuşak karnının ENERJİ olduğunu biliyordu.
Aynı reçetenin ÇİN'de de işe yarayacağından şüphesi yoktu.
SAFLAR netleştikten sonra ikinci aşama buydu! Enerji ve enerji yollarında sıkıntı!
Rusya, UKRAYNA ile savaşını sürdürürken Putin, PRİGOJİN isyanı ile karşılaşıyordu. ASİLER, MOSKOVA'nın kapısına kadar geliyor, Putin anlaşmak zorunda kalıyordu. OLİGARKLAR ile ÇİN, o 36 saatte yani PUTİN'in sallandığı o zaman diliminde MOSKOVA'nın yanında durmuyordu! Destek vermiyordu.
Tarafını açıklamıyordu! Putin bunu yaşayıp öğreniyordu!
Taşları dağıtan AMERİKA yanına aldığı AVRUPA ile HİNDİSTAN üzerinden ÇİN'i zayıflatacak KORİDORU hayata geçirmek için düğmeye basıyordu.
İran ve Çin ile yakınlığa önem veren TÜRKİYE'ye burada yer verilmiyordu. SUUDLAR da Abu Dabi de projenin merkezindeydi.
İsrail ise AVRUPA'ya açılan son kapıydı! Yani ORTADOĞU'da ÇİN'in adım attığı yerlerde oyun yeniden kuruluyordu.
ARAPLAR'ın itirazı yoktu.
Ancak İRAN öyle değildi. Bu nedenle ORTADOĞU'da İRAN'ı sindirecek ya da silecek bir çatışmanın başlaması gerekiyordu. HAMAS bu fırsatı verdi. 7 Ekim'de bölge karıştı.
İsrail aldığı görevi sonuna kadar katliamlara aldırmadan yerine getirdi. İRAN'ın HİZBULLAH ve mezhep farklılığı da olsa HAMAS üzerindeki etkisi desteği bitmeliydi. İstenen buydu. İran Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'nı taşıyan helikopterin patlatılması, çağrı cihazlarının bombaya dönüştürülüp HİZBULLAH'ı vurması, Haniye'den Nasrallah'a kadar önemli tasfiyelerin yapılması, hazırlıkların arka planı olduğunu göstermekteydi. Bence bunlardan biri belki de en önemlisi İRAN'ın Çin ile 25 yıllık Kapsamlı Stratejik İşbirliği Anlaşması'na imza atmasıydı!
İRAN ve BASRA KÖRFEZİ hedefti. ÇİN'e giden petrolün akıbetinin ne olabileceğinin gösterilmesi gerekiyordu. İlk yapmak isteyecekleri buydu! Nasıl HİZBULLAH-NASRALLAH üzerinden İRAN'a vuruluyorsa şimdi hepsinin üzerinden ÇİN'e darbe indiriliyordu. Olanları böyle okumak böyle değerlendirmek durumundaydık. Yoksa Hizbullah'ın ya da HAMAS'ın İSRAİL ile AMERİKA ile savaştığına inanmamız gerekecekti. GERÇEKTE KAVGA ÇOK BÜYÜKTÜ...
İKİ DEV GÜÇ önlerine aldıklarıyla savaşıyordu.
Mesele buydu...