ETRAFIMIZDAKİ sorunları anlamak için arka plana seyahat gerekir. Çok uzun soluklu olmasa da gidilecek yolda bulunacak sinir uçları, günü anlamamıza yardım eder. Eğer dikkatli adımlar ve doğru sorularla yol alınırsa, varılacak yerde cevap bekleyen soru kalmaz... Dün bütün meselenin özünde, İKİ HANEDANIN KAVGASI OLDUĞUNU ANLATMAYA çalıştım. Elbette başka faktörlerde vardı.
Hepsini bir köşeye sığdırmak mümkün değildi. EN ÖNEMLİ İKİ OYUNCU üzerinden gittik. Gelin bugün de aynı yolu izleyelim... Basit iki örnekle devam edelim...
Hillary Clinton'u sürpriz bir şekilde sandıkta geçip BEYAZ SARAY'a gelen Donald Trump, ALMAN KÖKENLİYDİ. Berber olan büyükbabası Frederick Trump 1869'da Almanya'da doğdu. 1885 yılında henüz 16 yaşındayken Amerika'ya göç etti. Peki KÜRESELCİLER'in büyük destek verdiği ve büyük umut bağladığı Hillary Clinton kimdi?
İRLANDA kökenli...
Stuartlar, Windsorlar ile çatışıyordu. Artık bu büyük savaşa dönüştü. Hemen her ülkede bu iki ailenin gölgesi vardı... ABD'de de durum böyleydi. Daha çok örnekleri vardı
Açalım...
Hannover Hanedanlığı Alman kökenliydi. 1714'ten sonra Hannover Hanedanlığı Büyük Britanya Krallığını da yönetmeye başladı. Daha sonra İRLANDA'yı da kontrol etmeye başladılar...
İNGİLTERE'nin en parlak zamanı, WINDSOR zamanında yaşandı. Ancak orijinal isimleri bu değildi. İNGİLTERE'yi yöneten HANEDAN ALMAN kökenliydi!
Hannoverler'dendi! Birinci Dünya Savaşı sırasında ailenin Alman kökleri ve Alman İmparatorluk ailesi ile olan akrabalığı içeride baskıya neden oldu. V. George, 17 Temmuz 1917'de ailenin 1840'tan beri taşıdığı Almanca ismi, Windsor olarak değiştirdi!
Kraliçe Elizabeth'in soyu ALMANLAR'a dayanıyordu yani!
Peki bir soru! Önemli ama! BİRİNCİ ve İKİNCİ DÜNYA SAVAŞLARI kimle kim arasında oldu?
Dünyanın kurgusunu değiştiren iki büyük savaşta da İNGİLTERE VE ALMANYA'yı görmekteydik! AKRABALAR SAVAŞIYORDU yani. Hesaplara giren başkaları da vardı ama konu kabaca böyleydi! Trump belki ALMAN KÖKENLİ olduğu için Windsorlar'a kendini yakın buluyordu. Kraliçe'ye gitmeye çalışıyor ama PENTAGON engeline takılıyordu.
Olabilir mi? MÜMKÜN! Peki Theresa May, Trump seçilir seçilmez Washington'a gitti mi? GİTTİ! Oradan da Türkiye'ye geldi mi?
Geldi! Hem de Londra'ya uğramadan...
Devam...
İsterseniz daha güncel ve bilinmeyen örneklerle devam edelim... Adım adım ama...
Stuartlı hükümdarlar, 'İskoçya, İrlanda, İngiltere, Galler ve Fransa'yı yönettiler.
Bu kontrol, yaklaşık 1600'lerin sonuna kadar sürdü. Hiç az bir zaman değildi.
Sonra "GAME OF THRONES" ile yıkıldılar, geri çekildiler savaşa devam etiler.
ABD'nin kuruluşunda da bu mücadele vardı... Yıkıldıkları an ABD'ye göç ediyorlardı yani... Savaş boyut ve mekan değiştiriyordu! Geçtiğimiz aylarda ABD'de IRKÇI GÖSTERİLER ve ŞİDDET yaşandı! Sokaktakiler bu iki HANEDANIN çizgisinden gelenlerdi... İşin temelinde bunlar vardı. Birbirlerinin simgelerine saldırdılar!
Stuart ailesi, daha eski olduğu için Windsor ailesinden daha güçlüydü. Tabii bugün olduğu gibi geçmişte de değişim hızlı yaşanıyordu. Avrupa ülkeleri her iki ailenin kontrolüyle krallarını, kraliçelerini, prens ve prenseslerini seçerken, sorun aile içi kavga gibi görünüyordu. Windsor ailesinin şiddetli güç arayışları 1990'lı yıllarda daha da öne çıktı. Mesela OLOF PALME, Kraliçe Elizabeth'e yakın biriydi.
Bazı konferanslarda onu eleştirmesi Londra'da rahatsızlık yaratmıyordu. Ancak bir anda Olof Palme'nin Windsor ailesinden koptuğu ve Stuart ailesiyle yakınlık kurduğu iddiaları ortaya atıldı. Bunlar çok sıkıntılı dedikodulardı. Bunun doğru olup olmadığının tartışıldığı günlerde Olof Palme suikasta uğradı. Bu cinayetin iki aile arasındaki güç savaşından kaynaklandığı söylense de, kabul görmedi. Ama geriye bakınca elle tutular bir şey de yoktu!
Bu suikasttan sonra iki aile iki hanedan, isimler üzerinden mücadeleyi genişlettiler.
Savaşı yaydılar! Ortadoğu'ya Suriye'ye geldiler! Stuart'a yakın olan Hafız Esad, bölge için önemli bir aktördü. Gerçekten de önemliydi! ÖCALAN onun ülkesinde kalıyor, kılını kımıldatmıyordu! Koruyor kolluyordu! Türkiye ise terörle boğuşuyordu!
HAFIZ ESAD'ın yönü Windsor'a çevrilmeliydi! Çevrilmeliydi ama bu iş zordu ve nasıl olacaktı! Kim yapacaktı! İşte tam bu noktada dünyanın en iyi gizli servisi MI6 devreye girdi! Silahla topla tüfekle, James Bond'la değil! Baba Esad ülkeyi yönetirken oğlu Beşar Esad da STUARTLAR'dan destek görüyordu... Kontrol altındaydı.
İşlerin yolunda gittiği dönemde bir hamle geldi! İngiltere'de doğan ve önemli okullarda eğitim alan Deutsche Bank, JP Morgan gibi önemli bankalarda çalışarak finans sektöründe yükselen Esma Akhras, MI6'nın başarılı bir operasyonuyla Beşar Esad'la yakınlaştırıldı. Oğul Esad aşık oldu! Gönlüne söz geçiremiyordu. Ancak BABASININ ÖRDÜĞÜ duvarı da aşamıyordu... Baba Hafız Esad dengeleri bildiği için asla ve kat'a bu evliliğe izin vermiyordu. Vermedi de!
4 yıl boyunca da bu evliliği engelleyen Hafız Esad, 2000 yılında hayatını kaybettikten kısa bir süre sonra beklenen oldu. Beşar Esad, Esma Akhras'la evlendi.
Stuartlar'ın en önemli isimlerinden olan Beşar Esad, eşi Esma Esad'ın sistematik yol göstermesiyle Windsor ailesine yakınlaştı.
Tabii kimse olaylara böyle bakamıyordu. Son derece normaldi. Bilinmeyen bir DEHLİZDİ çünkü! ESAD, emirleri Kraliçe II. Elizabeth'ten alırken, hiç rahatsızlık duymadı. Bu evlilik Stuart ve Windsor HANEDANLARI için önemli bir çatışmaydı! O nedenle Beşar Esad, Stuart ailesinin desteğini kaybetti. Mesela ESAD aile değiştirmeseydi bugün Stuart ailesinin desteğiyle ABD'nin en önemli müttefiki olabilirdi. Pentagon'dan sınırsız destek alabilirdi. Roller değişseydi tabii!
Beşar Esad, göreve geldikten sonra birkaç önemli Amerikalı ziyaretine geldi.
Esad, kararını değiştirmedi. Bunun için pişmanlığı var mıdır bilinmez ama Esma Esad'ın hiçbir üzüntüsü yok. Esma Esad, MI6 tarafından çocuklarıyla birlikte yılın 11 ayını hala Londra'da geçiriyor. Beraber fotoğraf vermeleri gerektiği günlerde MI6 tarafından Akdeniz'den Esad'ın sarayına geçen Esma Esad, organizasyon sonrası tekrar Londra'ya dönüyor.
Esma Esad'ın, Beşar Esad sonrası Suriye'nin başına geçmesi de konuşuluyor.
Yazıldı çizildi zaten! Esma Esad'la Beşar Esad'ın farklı mezheplerden olması İngiltere için önemli bir şans. Bunu değerlendirmek isteyen Londra, planlarını bu yönde yapmakta. First Lady kenarda bekletilmekte! ABD'nin buraları kan gölüne çevirmesini engellemek için doğru ve akıllıca bir kart! Esad'ın ülkesindeki büyük güçlerden olan RUSYA da Londra'ya uzak değil. Windsorlar'a yani... ESAD ve Suriye konusunda herkes aynı çizgide buluşmuş durumda!
Buna kimin itirazı var?
YPG ile bölgeyi ateşe vermek isteyen, Windsorlar'ın ÇİN yolunu tıkamaya çalışan ve bunun için her belayı bölgeye getiren ABD'nin... Yani Pentagon'un! ABD'de çok akılı isimler "Tehlike Çin! Bir an önce vurmalıyız!" diye konuşuyor. Vurmak istedikleri aslında Windsor'lar... Kavga iki hanedan arasında... Kavga geldi, şimdi SURİYE'de düğümlendi. Yer altı kaynakları olarak SURİYE'nin konuşulacak bir tarafı yok. Ancak bulunduğu NOKTA şu an paha biçilemez. İPEK YOLU ve AKDENİZ için SURİYE olmazsa olmaz...
Ürdün Kralı Abdullah da, Stuartlar'a yakındı. Eşi Rania da. Ancak bugün ikisi de Windsor ailesi için çalışıyor.
Rania Abdullah'ın Kahire Amerikan Üniversitesi'nde eğitim gördüğü günlerde, Stuartlar'la yakınlaştığı da bilinmektedir. Ancak izledikleri politika ABD çizgisinde değil... Bölgedeki dizayn böyle yapılmaktadır! Hafız Esad, Öcalan, PKK, YPG, PYD ve ABD... Bu çizgi hiç değişmedi. Çin çok önemli bir rol alınca, TÜRKİYE'nin ABD tarafından, yani STUARTLAR tarafından ele geçirilmesi gerekmekteydi. Pentagon'a bağlanmalıydı.
Son yıllardaki gördüğümüz bütün saldırıların arka planında bunlar vardı... Hillary Clinton'a destek veren isimlere iyi bakın!
Özellikle TÜRKLER'e... FETÖ meselesini iyi analiz edin! Trump'ın gelmesinden dolayı mutsuz olanları mercek altına alın! Hep aynı takımı karşınızda bulursunuz! Altını çizmeye çalıştığım en üst nokta bu. Altta onlarca kol var. Bankalardan medyaya politikacılara kadar. Savaş çok büyük... Kendi aralarındaki savaşta bizi PARÇALAYIP YUTMAK istediler. Görmeyeceğimizi sandılar. 17- 25'le geldiler. Oslo ile sinirimizi bozdular.
7 Şubat'la dengemizle oynadılar! 15 Temmuz'la sindireceklerini yıldıracaklarını düşündüler. Ancak TARİH kaldığı yerden devam ediyordu. TÜRKLER DIŞARIYA ÇIKMIŞTI. Bir daha içeriye girmezdi...
YPG üzerinden sonuç alacağını düşünen ABD, darbeyi şimdi AFRİN'de alıyordu.
Oyunu bozuluyordu... İçerideki yapılarla ANKARA'yı çökertmeye çalışanlar, şimdi AFRİN'de çöküyordu... 15 TEMMUZ ŞEHİTLER KÖPRÜSÜ'ndeki RUH şimdi SURİYE'nin her noktasındaydı! YARIN nerede olacağını da kimse bilemezdi!
MEHMETÇİK YÜRÜYORDU!