Tarihi 23 Ağustos 2024

60’lı yıllar!

MAZİ hayatımızın lambasıdır, karanlıkta yol gösterir bizlere.
Vicdan vapurlarının tıka basa olduğu yılların siyah beyaz fotoğraflarında çocukluğumu bulurum.
1960'lı yıllarda "delikanlı olarak" yaşayıp çoktan ölmüş olmayı, şimdiki zamanda yaşamaya tercih edişim sebepsiz değildir.
Aşk o zamanlar aşktı, insanlık o zaman insanlık!

***

"Parayla saadet olmaz" konulu şarkılar dillerdeydi. Sigara paketlerinin arkasına yazılan şiirleri vardı aşkın.
Fabrikada tütün saran genç kızların yağmur altında yürürken şemsiyeleri bile yoktu. O zamanlar olanla mutlu olmak gibi bir güzelliği vardı hayatın.
Komşular barışa ve huzura aşıktı.
O yoksul mahallelerin orta yerinde tiyatrolar olurdu. Hayatı, terbiyeyi ve direnişi öğretirdi tiyatrolar, özne insanlıktı. Yozlaşmaya ve cehalete karşı durmaktı.
Evet, yollar toz topraktı ama yürekler tertemizdi. O delikanlılar genç kızlar hiçbir kula kul olmadılar, gençliklerini yakmak uğruna haksızlığa ve sömürüye karşı durdular.

***

Bir ayakkabıyı bir yıl giydiler, gömleklerinin yakasını ters yüz ettiler ama ne giyseler yakışırdı. Onurun, haysiyetin ve aşkın peşinden gittiler.
"Yoksul olmak insanı değersiz yapmaz ama şerefsiz bir zengini, hırsızı arsızı değerli yapan sistemden korkulur!" Çocuklara bunları öğrettiler.
O yürekli gençlere gereken değer verilseydi, Amerikalı kansızlar dünyayı parmağında bu denli oynatamaz, Ortadoğu, Amerika'nın önüne atılan yem olmazdı.

***

Şimdi dünyanın her yerinde aynı anda yangınlar çıkartılıyorsa, dünyanın patronlarının çöl iklimine yaptıkları yatırımın sebebidir bunlar.
Okyanusların aniden 5 derece birden soğuması hayal edilen iklim değişiklerinin anonsudur.
Bir tuşa dokunmakla dünyayı karanlığa mahkum edecek gücü kendinde bulanlar için, 1960'lı yıllardaki insanlık ütopyadır artık.
Teknolojide bütün mailler kişilere ulaşmıştır, o yüzden aradığımız insanlığa ve kardeşliğe artık ulaşılamıyor ama üretilen virüsler çabuk ulaşıyor dünyanın dört bir yanına.

***

Ufukta "Maymun Çiçeği!" var.
Şimdiden dünyanın bir yerlerinde kapıları çalıyor. Bize uğramadan geçer mi sanıyorsunuz?
Kendilerini hayatın ölümsüz ev sahipleri olarak görenler için bizler kiracıyız. Teknolojiyle evlerimizin içine girdiler, her türlü mikrobu da kolayca postalıyorlar.
60'lı yılların delikanlılarını postallarıyla ezenlerin kemikleri sızlasın!

MUTLULUK TAKVİMİ
Eskileri giy yeniler vitrinde kalsın!
İlaçları çocuklardan uzak tut.
60'lı yılların sanatını incele.
Adil ol.

Radyoda bir ince saz
Cumbada sardunyalar
Ut sesine yaslanırdı
Ağır başlı şarkılar

Kuşlu zarflar içinde
Tebrik kartları yolda
Kahvenin telvesinde

Kısmet taşardı falda
Bir ıhlamur kokusu
Nerede o eski yazlar
Kulaklara küpeydi
İki kardeş kirazlar

Aşklar saklı sandıklarda
Mazi kalbimizde yara
O sevdalı mavi vapur
Gitti de gelmez bir daha
Hakkı YALÇIN

Şimdi yazanların değil sosyal medyada boş boş konuşanların değeri var.

Vicdan unutturmaz!
Haksız hukukun; emekleri çalınan fikir işçilerinin yanında değil de emek hırsızlarının yanında durması insanlık ayıbıdır. Gelecek adına da bir ülkenin en korkutucu kaybıdır.
İnsanlara borçlu olmak kadar adalete borçlu olmanın yan etkileri de olacaktır.
Not: "Benim babam adaleti ve vicdanı savunduğu için suçlu sayıldı, senin baban kendi çıkarlarını düşündüğü için paraya boğuldu!" diye konuşan iki çocuğu her zaman hatırlarım.