Tarihi 6 Eylül 2024

Anahtar!

R firmanın insan kaynakları işe almak istediği eleman için bir soru hazırladı ve soruya en uygun cevabı veren kişiyi işe aldı.
Soru açık ve netti.
"Karanlık yağmurlu bir gece, fırtına var, şimşekler çakıyor ve siz sabaha karşı ıssız bir yolda otomobilinizle tek başınıza evinize gitmektesiniz. Otomobiliniz 2 kişilik ve biraz ilerideki otobüs durağında 3 kişi bekliyor. Birincisi bir doktor, sizi daha önce geçirdiğiniz kalp krizinden kurtarmış. İkinci kişi çok yaşlı ve hasta ve neredeyse can çekişiyor.
Üçüncüsü sıkça rastladığınız ve her zaman tanışmak için can attığınız hayalinizdeki insan. Hava gittikçe kötüleşiyor ve otomobilinizde sadece bir kişilik yer var. Bu durumda ne yapardınız?"

***

Görüşmeye katılanların cevapları farklı.
. Hasta adamı en yakın hastaneye götürürdüm.
. Doktor daha önce hayatımı kurtardığına göre onu alırdım.
. Manevi olarak düşünürsem tabii ki hasta adamı alırdım fakat kendi geleceğim ve duygularım için her zaman tanışmaya can attığım hayalimdeki insanı alırdım.

***

Görüşmede cevapların neredeyse yüzde 90'ı yaşlı insanı arabaya almaktan yana kullanılmış.
Ve bu soruları cevaplayan yüzlerce insan arasından sadece bir kişi işe alınmış.
İşte o kişinin cevabı.
"Arabadan inip anahtarı doktora veririm. Doktor benim hayatımı kurtardığı gibi yaşlı hastayı da hastaneye yetiştirip kurtarabilir.
Böylece ben hayalimdeki insanla otobüs durağında baş başa kalıp onu tanımak fırsatını elde edebilirim." Herkesin birini "almak" istediği yerde "anahtarı veren" kişinin cevabından çıkarılan önemli dersler var.

***

Hayatın farkına varmak için bir şeylerin dışına çıkmak gerekiyor.
Hayali müsamerelerde bile kendinize biçtiğiniz rol çok önemli.
Akıl size sunulanın dışında çözüm aramaktır çünkü.
Her soruya "ortak cevap" verenlerin dışında kalabilecek kadar farklı düşünebiliyorsanız size başrol yakışıyor ve kapılar da ardına kadar açılıyor.
Ancak bu şekilde düşündüğünüz zaman "verdiklerinizi" geri "alabilirsiniz" hayattan.

***

Akıllarının almadığını başkalarına dağıtmaya meraklı olanlar, kendilerinde olmayanı aramayı düşünmedikleri için aklıyla bin yaşarlar!
Bu meseleden çıkan asıl sonuç; bilmem kaç dil bilmenin ve en iyi okulları bitirmenin bile bazen "garanti işi" kapmada çuvallama ihtimalidir.

MUTLULUK TAKVİMİ
Saygınlığı popülerliğe tercih et.
Gerçek hukuku savun.
Pencere kenarına küçük lambalar koy.
Sandviç yap.

Hiç bitmiyor hayal gazı
Neyin teli neyin sazı
İmkansızı istiyorum
Ben seninle imkansızı

Korkuları arsızca
Avuçlamak mı gerek
Suçlanmamaktan kaçıp
Hep suçlamak mı gerek

Kim ne dedi kim ne yedi
Bize ne bundan
İkimizin resmini
Duvara asar mısın

Kim sevdi kim özledi
Bohemian Rapsodi
O şarkıyı kulağıma
Yine fısıldar mısın
Hakkı YALÇIN

Adresini bulamasa da yazdığımız mektupların kalbi hala atıyor!

Bitti o masal!
Her gün yeni bir şey öğretiyor hayat. En çok da insanların nasıl bu kadar zalim olabileceklerini. Oluyorlar, çok oluyorlar hem de. Ahlak bekçisi kesiliyorlar, namus bekçisi kesiliyorlar, üç beş kişi olup insanların yollarını kesiyorlar. Bir salgın gibi kırıp geçiriyorlar kaldırımları.
Sosyal medyada iftira atıyor her fırsatta kendilerini hatırlatıyorlar.
Bizim göğsümüz daralıyor da onların suç işleme alanları gittikçe genişliyor. O yüzden çocukları geleceğe hazırlamak hiç kolay değil artık. Hiç!