Bu hayat!

Eklenme Tarih 7 Kasım 2024

YAŞLI adamlar beyaz sakallarını okşayarak gençlere bir şeyler anlatırken, hayatın derin uçurumlarını işaret ederlerdi.
"Malınız mülkünüz uçar gider, geride sadece isminiz kalır!" Hayat için bu kadar paralanmanın alemi olmadığını anlatan onurlu insanların yerini, mezarına kasa koymaktan bahseden zenginler aldı. Onlara biat ediyor hayat!

***

Genç kızların kafasını kesilirken, çocukların bilinçaltına yüklenenlerin önünü kesmek kolay mı? Bizler çocuklarımıza yaşamayı ve yaşatmayı öğretiyoruz, yeni moda nasıl öldürüleceğini.
Endişelerini giderecekmiş gibi doktora götürülen ve depresyon ilaçlarına boğulan "yaşlı çocuklar" var artık. En çok onlara ayıp ediyor hayat!

***

İnsanlık yasalarından, insanların yasalar önünde bile eşit olmadığı yıllara geçiş yaptık.
Yoksul insanlar için fırınlara asılan ekmektir hayat, zengin insanların kıyısında görkemli yat.
Parası olmayanı elinin tersiyle itiyor da parası olanın ayağına gidiyor hayat.
"Var mı bir emrin ağam!"

***

Bazen çocukluğumuzdaki sokak satıcılarının sesi gibi yankılanır hayat; "ah nerde o eski tat?" Bir açıklaması var elbet. Ağaçların yerine gökdelenler yükseldi ya, çeşmelerinden su içtiğimiz yedi tepeli şehirde görünmez oldu hayat.

***

İnsanların birbirinden "arakladığı" yeni yöntemleri varsa, eski güzellikler kimsenin umurunda olmadığı içindir. Birbirini sevip sayıp el uzatanlar için söylenen;
"komşu komşunun külüne muhtaçtır" sözü, sobaların kaldırılmasından sonra mı ortadan kayboldu yoksa apartman boşluğuna mı düştü?
İşine gelmeyen sorulara asla cevap vermez hayat!

***

Hey gidi yıllar hey! Haysiyetin dürüstlüğün hükümsüz olacağı aklımıza gelmezdi. İte kopuğa bile yıldız muamelesi yapan şimdiki zamana inat, gökyüzünde yalnız gezen yıldızları özletiyor hayat!

***


NOT: Para için bebeklerin bile canına göz dikilirken, ağzını kanla çalkalayanlara itibar gösterilirken yüzümüzü biraz zor güldürür bu hayat!
Dipnot: Hakkımızı hukukumuzu bile elimizden almışken, kaderimiz adaletsiz insanların iki dudağının arasında kalmışken, bizleri birkaç kez daha öldürür bu hayat!

MUTLULUK TAKVİMİ
70'li yılların tiyatrosunu incele.
Eskileri giy yenisini alma.
Çevreyi koru.
Bol su iç.

Bensiz günlerini
Sen unut artık
Seven yüreğinde
Şimdi ben varım
Seni böyle sevmek
Günahsa eğer
Ben anadan doğma
Bir günahkarım

Seven yüreğim kor
Olana kadar
Gözlerimin feri
Solana kadar
Mahşer sirenleri
Çalana kadar
Seni yüreğimde
Yaşatacağım
Hakkı YALÇIN

Hiçbir Amerikan Başkanından bu dünyaya hayır gelmez!

Korkaklar!
İstanbul Yenibosna'dan Yenikapı'ya giden otobüste bir kadın ve 10 yaşındaki torunu ayaktaydı. O sırada yan koltuk boşaldı, önce torununu cam kenarına oturtan kadın, yanındaki koltuğa da kendisi oturacakken 45 yaşlarındaki adamın biri "oraya ben oturacağım" dedi, kadını itekledi. Kadın "o benim torunum, ayrıca bir kadına saygılı ol" diye karşılık verdi.
Avını arayan sırtlan pozisyonundaki ahlaksız adam, kız çocuğunun yanına oturmak için 60 yaşlarındaki kadına demedik söz bırakmadı. Koca otobüste bir "erkek adam!" çıkıp da bu ahlaksıza bir şey diyemedi.
Kendilerine dokunmayan yılanları beslemek boşuna moda olmadı! Yeşilçam filmlerindeki minibüslerdeki yiğitler belki otobüslerden çıkar dedik, o da olmadı!