İNSANLARIN iyilik yapmak için sudan bahaneler bulduğu siyah beyaz yıllar. Küçük kamyonetiyle bayramdan birkaç gün önce bir adam gelirdi mahalleye. Yoksul bir gecekondu mahallesi ama bir yabancıya güvenmenin bile kapıları açık. O adam yoksul çocukları kamyonetine doldurur, bir giyim mağazasına götürürdü. Ne çocukların nereli olduğuna bakardı ne babalarının siyasi fikrine.
Mahallenin orta yerine bir vicdan heykeli dikerdi sanki. Kamyonetine doldurduğu çocukları aldıkları bayramlıklarla geri getirirken, bayramdan önce gelirdi bayram.
Şimdi gözleri dönmüşken kötülüğün, bırakın bir yabancıya güvenmeyi, çocukları akrabasına bile teslim edemeyen bir düzenimiz var artık.
***
Erişilmesi mümkün olmayan geçmiş zamanları hatırlatırken şimdiki zamanın gerçeklerine bakıyorum ve her bayram geçmişe koşuyorum.
Bayramlar iyiliği, güzelliği, barışı ve huzuru anlatmıyorsa, içinde kardeşliği çocuk sevgisini ve ülke bütünlüğünü barındırmıyorsa. Ve her geçen gün biraz daha birbirinden uzaklaşıyorsa insanlar, sevinçler de azalıyor demektir O yüzden bayram günlerinde yüzüne çocukluğunu saklamış büyükleri arıyorum. Şimdiki zamanı reddetmeden, geçmişin asaletini etrafına dağıtan. Zulasında çocuklarla bayramı bölüşmenin sevinci. Güllerden özür dileyen dikenler gibi.
***
Bugün bayram. Gelenekler yaşatılmak içindir. Bırakın mesaj çekmeyi, büyüklerin kapılarını çalın.
Farkındayım, sefaletin de bayramı var ama en kötüsü düş fukarası olmak. En kötüsü sizlere yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmak.
Bayram hayatın süsüdür, bayram çocukların balonlu şekerli öyküsüdür.
Ama büyüklerin görevidir. Bayramlar kimseyi terk etmez, bizler bayramları terk etmezsek.
***
Bugün bayram. Her bayram yeni bir düşle uyanır çocuklar. Ya da eski düşlerini boyayıp bizleri kandırırlar gülüşleriyle. Her doğru kendi zamanının doğrusuysa, eski fotoğraflarda aklımız kalsa da yenisini çektirelim.
Çocukla hayat arasındaki salıncakları kaldırdık ama onların içindeki coşkuyu yaşatalım. Diri tutalım ruhumuzu.
Bayramın sabahları erken olur, çocuklara geç kalmayalım.
***
Bizim ülkemizin dünyada eşi benzeri yoksa, bizim topraklarımız sevdanın anayurduysa ve birbirimizi sevmeyi buyurduysa, nefretin bu topraklarda kök salmasının önüne geçmemiz gerek. Geçim derdimiz var diye birbirimizi yiyerek mi doyacağız?
Kaybettiklerimizi ne zaman yerine koyacağız? Ne zaman duyacağız maziden gelen kardeşlik türkülerini?
Yürekleri bayram yeri yapmak varken, düşmanlığın ne zamanı ne yeri. Hele dünyanın kansız ülkeleri gözlerini bu topraklara dikmişken!
MUTLULUK TAKVİMİ
Büyüklerinin elini öp.
Çocuklara bayram harçlığı ver.
Cam kenarında kahve iç.
Barışı savun.
İnsanın en güzel
Halidir sevmek
Hayat bize aşkı
Hediye eder
Kalbimiz hazırdır
Elvedalara
Her günahı kader
Üstlenir gider
Şarkılara düştü
Efkar dağıtmak
Galiba yeniden
Aşkla tanıştık
Ben anlatamadım
Lütfen sen anlat
Ey hayat söyle
Nerede kalmıştık
Hakkı YALÇIN
Bizim için en güzel bayram yaptığımız gençlik hatalarıydı belki.
Cambaz!
Faytonların güzellikleri çektiği o tertemiz yıllar. Bayramda bir cambaz gelirdi mahalleye, mahalle ayağa kalkardı. Cambazın hünerini gösteren ipti, o cambazlar kendilerini izleyenlerin sihrine sahipti. Şimdi her kötü suçlunun arkasında ondan daha kötü cambazlar varken, "keşke her şey çocukluğumdaki kadar masum olsaydı" diyorum. Kime diyorum?
Kendime!