Dönem ödevi!

Eklenme Tarih 19 Eylül 2024

Bir zamanlar okula giden delikanlılara "talebe" derlerdi.
O talebeler çekilen siyah beyaz fotoğrafların arkasına, "mektep sıralarında geçirdiğimiz samimi günlere vesile olması dileğiyle" notunu düşerdi.
Sözde dilimiz zenginleşti. Mekteplerin yeri okul aldı, talebelerin yerini öğrenci aldı. Televizyonlar eve girdi, kaba saba adamlar, şehveti özne yapan kadınlar ne Türkçe bıraktılar ne zarafet ne saygı.

***

O yılların talebeleri mecmualar okurdu, klasikleri bir solukta bitirirdi.
Evet, insanlar yoksuldu ama güven duyguları zengindi. O talebeler otobüse binecek de yaşlı biri ya da bir kadın ayakta bekleyecek ha! Görülmüş şey değildi. İnsan olanda mutlaka utanma duygusu olurdu, sosyal terbiye hayatın öznesiydi.
Radyo spikerleri zarifti, sade bir Türkçeyle her şeyi ifade ederlerdi.
Sefertasıyla provaya giden onurlu tiyatro sanatçıları vardı. O talebeler de tiyatro biletleri için saatlerce kuyrukta beklerdi.

***

Bunları hatırlatsak ne yazar! Su ve rüzgar arkadaş olmuşlar, içlerinden biri 'gittim mi geri dönmem' demiş. Kim demiş, kim sorgulamış?
Güzel şeyler gitti ya da bitti. Ders niteliğindeki o güzellikler bir servetti çocuklar için ama hükümsüz kılındı.

***

O zamanlar mahallelerde düşünmekten deli olmuş insanlar da çıkardı. Her biri konuşurken ahşap bir sandalyenin üzerine çıkardı. Koca mahallede kendisiyle alay eden bir kişi bile çıkmazdı. Konuşmasını bitirirken, "sizlere bir şey verebildiysem ne mutlu bana" deyip sandalyeden inerdi. Onların zarif Türkçesine kurban olsunlar.

***

Şarkılara bakın da yozlaşmanın ne hale geldiğini görün. Sokak ağzına bakın, mazideki güzelim ifadelerin yanında lağım çukuru!
Yıllar önce emekli bir Türkçe öğretmeninden faks gelmişti, "sizi yetiştiren Türkçe öğretmeniniz yaşıyorsa saygılarımı iletin" diye.
Türkçe öğretmenimle birlikte geçmişte kitaplarını okuduğum yazarlara da saygılarımı gönderip rahmetle anmıştım.

***

Bu yazıyı okurken hayal kurmak serbest ama okumanın da değeri kalmadı artık yazmanın da.
Olsun, ben hala dönem ödevimi tamamlamaya çalışıyorum. Hala gençliğimden kalan eski dostlarla sohbet ediyor, eski şarkıları dinliyor ve Yeşilçam filmlerini izliyorum. Albümdeki fotoğraflarımın çoğu siyah beyaz.

***


NOT: Kaderimi değiştiren İstanbul Bahçelievler Lisesi'ndeki bütün öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı da saygıyla anıyorum. Sevginin, saygının ve arkadaşlığın ve gerçek dostluğun değerini öğrettikleri için. Her şeyden önemlisi yanlış yapmaktan korkmamayı gösterdikleri için.
Bunların üstüne bir de aşkı öğrendim.
Daha ne olsun!

MUTLULUK TAKVİMİ
Suyu boşa harcama.
Geçmiş yılların dergilerini araştır.
Bisiklete bin.
Çayını evinde iç.

Sönmüş kalbinizin
Son ışıkları
Aleve benzerdi
O gözleriniz
Kendi dünyasında
Şarkılar artık
Şimdi bu sokaklara
Niye geldiniz

Yıllar sizi yormuş
Yaralısınız
Belki gönlünüze
Perde çektiniz
Hatırladım sizi
Gözlerinizden
Bir zamanlar beni
Çok sevmiştiniz
Hakkı YALÇIN

Kişilerin yanlı idaresiyle değil, vicdanların iradesiyle asildir hukuk!

Seri üretim!
Ahlaksızlık seri üretime bağlandığından beridir ki, "para için her şeyi yaparım" diyenler hızla çoğaldı, insanlık azaldı.
Bir insan para için her şeyi yapar mı?
Aklımızın almadığı da bu.
Şimdi bir tatlı huzur alsak Kalamış'tan, kaç paralık ilgi görür dersiniz? Aklını kullananların gözünde.