HAKKI YALÇIN

HAKKI YALÇIN

[email protected]
Tarihi 17 Ekim 2024

Gıda teröristleri!

SEFALET ve açlık kardeş olmuş, nice çocuk süt içemeden yatıyor.
Öte yanda her gün gıdaların fiyat etiketleriyle oynayan zalimler hala yatlarında keyif çatıyor.
İnsanlık battıkça batıyor da bu gıda teröristleri sattıkları süt ürünlerinin içine her türlü "pisliği" katıyor! İnsan sağlığıyla oynamak çocuk oyuncağı nasılsa!

***

Kaşarın eskisi de aynı yenisi de. İçlerinde katı yağlar, süt diye yutturulan buzağı maması, patates ve daha bilmediğimiz bilumum sağlıksız maddeler var, zeytinler boyalı, acı biberler kiremit tozu.
Şekerli gıdalar tam teşekküllü bir kontrolden geçse çoğunun ruhsatı iptal edilir. Keklere kibrit çakın bakın nasıl alev alıyor.

***

O tüccarlardan birinin günlüğü.
"Ne kadar kansız olduğumun farkındayım ama bu beni kötü biri yapmıyor çünkü ticaret yapıyorum.
Süt ve et ürünlerinin içine neler kattığımı elbette biliyorum ama insanlar bayılıyor ki alıyorlar.
Üstüme düşen kötülüğün karşılığını alıyorsam kendimi niye sorgulayayım.
Bize böyle öğrettiler, ticarette her yol mubahtır ve uzun soluklusu makbuldür!"

***

Bu gıda teröristleri müşteri seçerler. Etiketli adamlara "bu sana yaramaz" abi derler, satılan malın kendisine yaramadığını öğrenince gururlanan üç paralık adamlar "bana yaramayan malı başkalarına niye satıyorsun lan?" diye kükremezler" Eski moda erkeklik öldüğünden beridir ki, şimdiki zamanın delikanlıları "ayrıcalıklı olmayı" matah bir şey zannederler.
Kapitalizm de erkektir ama delikanlı değildir, o yüzden insanları sırtından vurur.

***

Bu gıda teröristleri, yasalar önünde dağdaki teröristlerle aynı muameleyi görmezse, çocuklarımız daha ne günler görecek.
Nasılsa cezası para olan suçların arkası sağlam, nasılsa onlar ödedikleri cezayı bile fazlasıyla bizlerden çıkaracaklar.
O yüzden bu gıda teröristlerinin vicdansızlık yasaları hiçbir şekilde yürürlükten kalkmayacak.
Ve bizler de bu kadar kirin içinde "süt hala beyaz" diye şükredeceğiz öyle mi?
Ne yazık ki öyle!

MUTLULUK TAKVİMİ
Anahtarı otomobilin üzerinde bırakma.
Sabahları yürüyüş yap,
Sipariş yemekten kaçın.
Kitap oku.

Ben senin doğmadan
Ölen çocuğundum
Su gibi bakıyorum
Hayaletime

Sadece gözlerimle
Gülümserdim biliyorsun
Ayrılığı evlat edindim
Dertlerimi döküyorum
Siluetime

Sana doymayan sevdam
Kimseyi doyuramaz
Ömrümü bahse koydum
Bir daha bu yüreğe
Hiç kimse buyuramaz
Gözüm gibi bakıyorum
İskeletime
Hakkı YALÇIN

Ekmekler belirlenen gramajla satılıyorsa iki bileğimi de keserim.

Eskici!
Eskiler alıyoruz. Kağıt mendil bilmeyen yakası güllü zamanları, 45'lik plakları. Kadınların katledilmediği, çocuklara tecavüz edilmediği yılları, arkadaş ıslıklarını, camdan cama aşkları.
Paylaşılan sefaleti, bölüşülen ekmeği, organik yumurtayı, en çok da namuslu ve dürüst insanları.
Karşılığında bütün teknolojik aletleri, cep telefonlarını veriyoruz.
Bizler hala vicdan muhasebesini tutuyoruz, şerefsiz kazancın hesabını değil. Çünkü geçmiş zamanın masumiyetini gelecek zamanda bulmak imkansız artık.
Şimdiki zamanın niyeti de belliyken, kimlerin "yolunu bulacağını" tahmin etmek de zor değil.