Tarihi 3 Ekim 2024

Sonbahar!

TELEFONLAR jetonu unuttu kıyılarımız betonu öğrendi.
Güzelliklerin dilinden anlayan insan sayısı azaldı, kalemin yerini klavye aldı. Bizim gibi nostalji meraklılarına tepeden bakınca kendilerini yüksekte zannedenlere, "klavyelerin klozetlerden 400 kat daha kirli olduğu" gerçeği kaldı.
Ağacını görmediği meyveleri yemeyen çocukların yerini, teknolojide her türlü numarayı yiyen çocuklar aldı.
Gün gelecek el emeğinin ve masum yaratıcılığın esamesi bile okunmayacak bir gün. Yapay zekayı ben çağırmadım.

***

Bu kış mevsiminde de ortalığı kırıp geçirmeye hazır mikrop mevcut.
Ağzımızdan burnumuzdan içeri sızıyor isimleri sonradan konulan virüsler. Pandemi'den neler çektik, güzel insanları kaybettik, hepsi de sevdiklerinin kalbine gömüldü.
Birilerinin bizlere yakıştırdıkları tek şey ölüm. Kendileri güzel yaşasın diye daha çok insan ölsün istiyorlar, daha çok!Dünyayı yöneten o şerefsiz patronları ben çağırmadım!

***

Ne çok şeyi kaybettik. Duygular plastik, zarafet kabul görmüyor artık, yakında güzel olan hiçbir şey kalmayacak. Yoksulluğun tırnaklarının etimizde olması yetmiyor, bir de şiddet humması gittikçe yayılıyor memleketimizde.
Eli öpülesi sözcükler bile ayaklar altında dolaşırken, herkes içindeki zalimliği ortaya çıkarmak için yarış halinde.
Nefreti ben çağırmadım.

***

Savaşta ölenlerin gözleri kapatılmaz da bizler gözümüzü açmayı öğrenemedik hala!
Sadece silahla değil, bebekleri aç ve susuz bırakarak öldürmek de suçların en büyüğü.
Durdukları yerden düğmeye basmaları yeterli ama aldıkları canlar yetmiyor! Su uyur da İsrail ve Amerika uyumaz!
Savaşları ben çağırmadım.

***

Yazın kuşların alfabesi gökyüzüne yazılır da kışın kadere bile kızılır. Kış; parası bol olanların kıyak mevsimidir.
Ben Akdeniz rüzgarlarını seviyorum batan güneşin kızıllığını.
Ben özgürlüğü seviyorum, dalga seslerinden yansıyan Portofino'yu, gitarlı yaz ateşlerini.
Oysa yazın direnci kırıldı, güneşin son ışıkları kurumaya yüz tutmuş yaprakların üzerinde can çekişiyor.
Birazdan saçlarını siyaha boyar bulutlar, ardından yağmurlar başlar.
Sonbahar da geldi yine!
Ben çağırmadım!

MUTLULUK TAKVİMİ
Arabanda yangın söndürücü bulundur.
Bankalara güvenme.
Çocukları haberlerden uzak tut.

Anılar gözümün
İçine bakıyor
Ağla ağla ben bittim
Ateş olan yerden
Hala duman çıkıyor
Sönmedim lakin

Hangi suçun cezası
Neyin günahı
Bu nefret bu kin

Varsın kapıları
Bana kapatsın
Varsın anıları
Küle saklasın
Ama ona söyleyin
Bir daha kimseyi
Böyle yakmasın
Hakkı YALÇIN

Küresel ısınma falan diyoruz ama kendini bizlerden soğuttu bu dünya.


İhtiyacımız olan!
İran'ın İsrail'e saldırmasının yan etkileri olacak mıdır?
Yoksa Ortadoğu'daki filmin yönetmenliğindeki Amerika'nın istediği biçimde mi gelişiyor her şey!
İran'ın "limitli saldırısının" önünün açılması tam da Amerika'nın istediği bir şey.
Sonu bizim topraklarımıza uzanacak olan sinsi bir senaryonun, filme çekilmiş halini izliyoruz.
Meclis'te birbirlerinin ellerini sıkanlar, Cumhurbaşkanı için ayağa kalkanlar bu bütünlüğün gerekliliğini hissettiyse, toplumun da bundan nasibini alması gerekiyor.
İhtiyacımız olan bu!