Umutsuz!

Eklenme Tarihi 28 Ocak 2025

BU yalan dünyada yanan otelin penceresinden lapa lapa yağan çocukları gördük. Birileri de çocuğunu yangından kurtarmak için pencereden atan babanın acısını tarif etsin onu görelim. Karısının ve çocuklarının cenazesine sedyeyle katılan babayı gördüm de aldığı her nefeste bin kere öldüğüne şahitlik ederim.

***

Dünyada hiçbir otel yangınında böylesine bir kayıp verilmemişken, kar kanatlı melekler bile yanmışken, birçokları için hayat hiçbir şey olmamış gibi devam etti.
"Paramız yanmasın" diye düşünenler kayak zevklerini kesintisiz sürdürürken, futbol maçlarını, dizileri, zibidi şarkıları tezgahında bekleyenler de yoluna gitti.
Kalanların acısına kimse merhem olamaz ama böyle bir toplumda ölüye bile saygı çoktan yanmış, küllerini savuruyor. Görünen o ki, hukuk yasalarının kişiye özel uygulandığı bir toplum istenen kıvama gelmiş demektir.

***

Tedbir diyoruz da kimin umurunda?
Ayağa kalkmak için otellerin yanması gerekmiyor. Nasılsa hiçbir katliamın sorumlusu çıkmıyor diye suskun kalmak zorunda değiliz.
Yangın çıkışı olmayan evler de yangın tehlikesinin içinde. Ataköy 11'nci Kısım'da evlerin altındaki garajlara elektrikli otomobili için şarj cihazı takanlar, kabloların yetersizliği ve fazla akımla yangın ihtimalini yok sayıyorlar.
Böyle bir cihazı takmak için bütün apartman bireylerinin onayının alınması gerekirken ağaların beylerin umurunda değil. Apartman sakinlerinin ve yetkililerin harekete geçmesi için "beklenen patlamanın" gerçekleşmesi gerekiyor! O şarj cihazı patlarsa, o patlama garajdaki benzin yüklü diğer araçları patlatırsa ne olur? Bugün uyarıları dikkate almayan ya da böyle bir sorumsuzluğa sesini çıkarmayanların yangın merdiveni bile olmayan apartmanlardaki halleri bütün kanallara haber olur! Gerisi uzun hikaye!

***

Her türlü ayrıcalığı hak sayanların kendi yasaları işlerken, "bana bir şey olmaz" diyenler başkalarına yaptıklarının hesabını bile vermiyor.
Paraya kilitlenmiş rotalarda "her türlü dümen" onlarda!
Örneklerini görmedik mi? Alkollü kullandığı Porsche otomobiliyle polis memurunu öldüren zengin züppe kaç gün hapis yattı? Kara para kasaları sistemin yarasaları olarak sanatta sporda boy gösterirken, "haksızlık güçlü insanlara tanınmış haktır" gerçeği beyinlere enjekte edilirken, "toplumsal çürüme" almış başını gidiyor.

***

Bencillik, sorumsuzluk ve ayrımcılık altın devrini yaşarken, benim bu hayattan zerre kadar umudum kalmadı.
Yaratılan iklimi de görüyorum, "ateş benzin emiyor" derken, parası değil vicdanı olanların canının nasıl yandığını da!

MUTLULUK TAKVİMİ
Unutma, adalet yoksa hiçbir şey yoktur.
Vicdanına tutsak ol.

Bu dünyanın adaleti
Yok arkadaş yok arkadaş
Dosttan gördük ihaneti
Ahde vefa yok arkadaş

Saat gibi kurulduk da
İyi günde sorulduk da
Sırtımızdan vurulduk da
Ah demedik ah arkadaş

Kazdılar da kuyumuzu
Sular geçti boyumuzu
Ömrümüzü kuzu kuzu
Biz yedirdik biz arkadaş
Hakkı YALÇIN

Arenada yenilmek başkadır, kalleşçe sırtından vurulmak başka!

Satır satır!
Her köyün kavalcısı ve fareleri vardır. Mamaları önüne konan kediler kuyruklarına takılan renkli kurdelelerle gurur duyarken meydan boştur.
Haram model otomobiller, trol model maaşlarla kendilerini kaybedenler ya sarhoştur ya da ne oldum delisi. Gerisi inleyen nağmeler.
Ama gün gelir, hayat herkese kim olduğunu hatırlatır. Hesapları herkesin önüne koyar satır satır! O zaman anlaşılır kim galip kim mağlup!