Tarihi 22 Ağustos 2024

Yalan!

YALAN doğrudan artakalan değildir, yalan sinsi bir yılan gibi sokulmaktadır insanların koynuna.
"Yalancıların, düzenbazların günahları boynuna" desek ne yazar!
Paranın ve yalanın dili her şeyi susturdu. Fazladan bir sıfıra onurunu bile satanlar ülkesiyiz.
Oysa adam olan; ya çocukların ayakkabılarını bağlamak için eğilirdi ya da dostlarının dizlerinin çözülen bağları için. Geçti o günler!

***

Yeni delikanlılığın yasası yalandır, kasası sorgudan muaf! Tuhaf olan insanların kiri ve pası bu kadar kanıksamış olmasıdır. Hırsızlara, namussuzlara karşı yasalar bile susturulur da dürüst ve onurlu insanlar kan kusturulurken, sorgulama gücü askıya alındıysa, kötülerin bu kadar itibar görmesi şaşırtıcı değildir.

***

Serveti onuruyla bilinen insanlar tanıdık, apoletleri yüreklerdeydi, aç yattılar açıkta yattılar ama kimsenin ekmeğine göz dikmediler, kimseyi sırtından vurmadılar. Asla yalan söylemedikleri çocuklara insanlık yasalarını öğrettiler; "namuslu bir insanın boğazından tek lokma haram geçmez!" diye.
Sonrasında delikanlılık dil değiştirdi, yalan en büyük doğru oldu. İnsanlık onurunun zerre kadar değeri kalmadı.
Sosyal medya mezbahalarındaki çetelerini yemleyenler, yeni yalanlarını demliyor da insanlar böyle ahlaksızlara kurban oluyorsa, şimdi ölü çocukları doğuruyor hayat; bizim çocuklarımızı.

***

İnsan sonunu kaç kere yaşar?
Kendisine takılan apoletlerin hiçbir şey olmadığını anladığında mı, utancın külleri yüzüne savrulduğunda mı?
Toprağın dibine bir karışlık mesafe kaldığında mı, ölüm kapıyı çaldığında kendine söyleyecek yalanı bile kalmadığında mı?

***

Yolun sonu insanın adını ve şerefini göndere çektiği yerdir. Çünkü kırık testiden bir dikişte içilen sudur hayat.
Yalanların tatil köylerinde doğruluğun hükmü kalmasa da dokuz köyden kovulanlar için onuncu köydür hayat!
Ve bir masaldır hayat. Bulutların gökyüzüne yazdığı şiirler ya da gönül penceresinden ansızın bakıp geçen şarkılar gibi.

***

Dolandırıcılar, kötüler ve yalancılar için hükmü olmasa da bizim için hala böyledir hayat!
Bizlerin yazdıklarına "yoksul edebiyatı" deniyor ya bizler de "zengin edebiyatı" yapıp her türlü onursuzluğu kendilerine hak sayanlara soralım.
"Yalandan kim ölmüş!"

MUTLULUK TAKVİMİ
Pratik yemekler icat et.
Bir çocuğun hayatında bugün melek ol.
Her şartta haklının yanında dur.

Özgürlük tutkusu
Sarar herkesi
Uyuyan kalplerin
Uyandığı gün
Sokaklara sığmaz
İsyanın sesi
Bıçağın kemiğe
Dayandığı gün

Sabırlar tükenir
Gün gelir elbet
Yumruklar sıkılır
An gelir elbet
Bizim de sesimiz
Duyulur elbet
Bıçağın kemiğe
Dayandığı gün
Hakkı YALÇIN

Unutmayın ki sadece kanatları olduğu için uçmuyor kuşlar!

Artık çok geç!
Ahlaksızlık ve erotizmle beslenen sosyal medya fenomenlerinin takipçileri her gün artıyorsa, insanlık ve zarafet gittikçe azalıyor demektir.
Bunun karşılığı da çocuklara enjekte edilen zehrin bedelini kat be kat geri ödemektir.
Bu dünyada kötüler günü kutlansa yer yerinden oynar, iyiler gününde kaynar sular dökülür iyi insanların başından. Oysa en başından yakılmalıydı ucuz şöhrete kesilen biletler. İzin vermediler! Üstelik yol verdiler!
Kim tutar onları!