Yolculuk!

Eklenme Tarih 9 Aralık 2017
Bugün et fiyatlarının tavan yaptığı bir ülkede, hayvancılığın nereye gittiğini merak ettim.
Eskileri karıştırmayı seviyorum.
Sakladığım Hayat dergilerinin arasından 1969 yılını seçtim.
Nüfusumuz o sıra 34 milyon civarında. O yıl ülkemizdeki sığır sayısı 14 milyon 165 bin.
Bugün 13 milyon 994 bin.
1969 yılında ülkemizdeki koyun sayısı 35 milyon 870 bin.
Neredeyse kişi başına bir koyun düşüyor.
Bugün nüfusumuz 80 milyon ve koyun sayısı 30 milyon 983 bin.
1969 yılında sahip olduğumuz keçi sayısı 20 milyon 659 bin.
Bugün 10 milyon 345 bin.
O yıllara bakılırsa bugün sadece tavuk üretimimiz artmış, onlar da yapay tavuklar. Ama insanlar organik yumurta bulabilmek için dağları aşıyor.
***
1969 yılında tarım alanında çalışan işçi sayısı 9 milyon 760 bin.
Bugün 5 milyon 180 bin kişi.
Neredeyse nüfusun yüzde 30'a yakın kısmı tarım alanında.
Bugün 80 milyonluk ülkede 5 milyon 180 bin tarım işçisi var!
Teknolojik devrim yaptık ya, toprağa ihtiyaç duymuyoruz.
***
Kimse hayallerinden ve lüks özlemlerinden vazgeçmiyor.
Ama bir gerçekler kuşatacak ülkemizi.
Teknolojiler sır tutmaz, ne isterseniz cevabını alırsınız.
O yüzden bizim tozlanmış dergilerimiz "eski moda" sayılıyor.
Biz yine de teknoloji tutkunlarına sormak istiyoruz.
"Bu muhteşem teknolojiniz gelecekteki kıtlık için şimdiden sipariş kabul ediyor mu?" İkinci soru. "Değerleri baştan çıkartan ihtiraslı teknolojiniz; sinekten yağ çıkarmayı biliyor mu?"
***
Bugün 7 milyon ekmeğin sokağa atılmasından bile rahatsız olmayan insanlar, gün gelecek tarım alanlarına dikilen gökdelenlerden karıncalara bakacaklar, Yüksekten bakanlar en yakınındakini bile göremez, karıncaların ekmeğini taştan çıkarmasını mı görecek?
***
Karıncalar yapı taşlarından ve tasarruflarından hiç vazgeçmedi.
Biz o karıncaların bizlere verdiği dersleri bile unuttuk.
O yüzden çocuklarımızın kıyameti garanti altına alınmıştır!

Tek servet!
Parayı bulmaktan başka amacı kalmayanları gördüğüm zaman.
"Hayatın acelesi var" diyorum, "geç katmadan katılın karnavala!" Yaşımız icabı biraz tecrübemiz oluştu ya, "Ama..." diyorum, "Gerçek dostlarınızla birlikte olmayı bıraktığınız anda bütün dengenizi kaybedersiniz. Yani tek servetinizi!" Noktayı koyuyorum.
"O yüzden para için bu kadar paralamayın kendinizi!"

***

Hey gidi yıllar! Kahrolası televizyonların yerini tutardı avuç içi kadar radyolarımız.

Mutluluk Takvimi
Çocukları bahis oyunundan uzak tut.
Martılara simit ısmarla.
Bir hastaneyi dolaş.


Kaçıncı saati
Bu yalnızlığın
Bende ayrılığın
Yorgun hali var
Nasıl yenik düştük
Bilemiyorum Yüreğimin sana
Dargın hali var

Yağmur beni izliyor
Sokaklar ıslanıyor
Hala bütün şarkılar
Senin için çalıyor

Görmediğim şehirde
Sana dokunmalıydım
Bu hasret akşamında
Yanında olmalıydım

Hakkı YALÇIN