YILLAR önce kapısında "Hayal satan adam" levhası bulunan bir dükkanım vardı. Hayal ürünü fantastik bir dükkan! Futbolda canı yanan çocuklar için açmıştım. Eski zamanların onurlu insanlarını hatırlatmak kadar, çocukların hayal dünyasında gezinmekti öznem.
Her çocuğa gazozlar benden!
Hayallerin büyüsünde demlenen çocuklar her yıl biraz daha azalırken, teknoloji karşısında böyle dükkanların açık kalması mümkün olamazdı ve kapandı gitti.
Ama hayal satan adamla gerçeklerin farkına varan adam arasında bağlar kopmadığı için dükkanı bayramlarda açma ihtiyacı duyuyorum.
***
Bayram sabahında cicileri giyip kapıları çalan kız çocukları yoktu artık. Misket oynayan da kalmamıştı, mendil içinde lokum dağıtılan evler de. Bayramın amacı tatile dönüşmüşken, cep telefonuyla büyüklerinin bayramını kutlamak modaydı artık.
Hayal satan adam gözlerini yola çevirdi.
Baktığı sokaklarda kendi çocukluğunu ararken elinde laptopla 15 yaşlarında bir çocuk girdi dükkana. "Zamanı değerlendirmek istiyorum" dedi. Adam şaşırdı; "hangi zamanı?" Gelecek zamanı işaret etti çocuk.
"10 yıl sonrasının hayalini istiyorum."
***
Bugüne kadar geçmişin hayalleriyle ayakta duran dükkana hiç böylesine aykırı bir müşteri gelmemişti.
"Ah be evlat" dedi hayal satan adam, "galiba sen gelecek zamanı bilgisayarında aramalısın, bu dükkanda geçmişe yönelik hayaller var!" "Hayır" dedi çocuk, "sizin sadece geçmişi değil, geleceği de hayal edebileceğinizi biliyorum. Babam söyledi." Adam dişli bir rakip bulduğu mahalle maçlarını hatırladı. Duvardaki siyah beyaz fotoğrafları inceleyen çocuk konuşuyordu o sıra. "Karanlık adamlara çelme takmayı bilen, çocuklara güneşi öptüren bir adam her şeyin altından kalkar!"
***
Adam oturduğu tabureden kalktı, gözlerini kapayıp gelecek zamanın sayfalarını çevirdi. Zaman su gibi akıp gitmişti. Futbol bugünden daha kirliydi, yöneticilerin ağzı kan kokuyordu.
Haram sofralarında yerler şimdiden rezerve edilmiş, yapay zekanın ürettiği iki renkli emzikler kapış kapıştı. Kara para züppeleri ve bahis çeteleri futboldaki egemen güçtü. Puan cetvelleri sezon başında satılıyordu da komşunun çocuğu komşuya düşmandı artık.
***
Hayal satan adam film şeridi gibi önünden geçenlerin yolunu kesti ve durdu.
Gözleri kanıyordu, cebinden çıkardığı beyaz mendiliyle sildi.
"Hala hayallerimi bekliyorum" dedi çocuk. Yüreğini efkar basmıştı adamın, bir çocuğun gelecek hayallerine gerçeklerin mührünü basmaktan kaçındı.
"Denedim ama olmuyor" dedi.
Geleceğin mektubunu vermedi çocuğa, resimleri de göstermedi. "Şimdiki zamanı iyi değerlendir gelecek güzel olur" diye geçiştirdi.
Ardından "bugün bayram" dedi, gelecekte gördüğü karanlıklara ve tehlikelere inat, sürpriz bir serenat diledi çocuğa, aydınlık bir hayat.
O çocuğun nezdinde tüm çocuklara.
MUTLULUK TAKVİMİ
Büyüklerini yalnız bırakma.
Çocukları sevindir.
Gözün tok olsun.
Yıldızlara bakıp dilek tut.
Nostaljik şarkılar dinle.
Yine gözyaşlarını
Saklıyormuş geceler
Hala camlarına
Vuruyormuşum
Hayata dargınmış
Aşka tövbeli
Ama yüreğinde
Duruyormuşum
Biri var bu şehirde
Hala canımda tüten
Kimseleri onunla
Bir tutamadım
Biri var bu şehirde
Beni hiç affetmeyen
Ne kadar uğraştıysam
Unutamadım
Hakkı YALÇIN
Bizim için en güzel bayram yaptığımız gençlik hatalarıydı belki.
Onlar utanmaz!
Kimsenin helalinden kazanılmış malında mülkünde gözümüz yoktur ama insanların kanını emenlere sözümüz çoktur. Çocuklarının boğazını haram lokmayla dolduranların bayram tatilleri de farklı geçer. Kazandıkça kirlenip, kirlendikçe daha çok kazananların Bodrum'dan Çeşme'den, Yunanistan'dan şen şakrak sesleri gelir. Helal kazanç için yaratılmış eller kirli paradan başka bir şeye uzanmıyorsa, onların ne mal olduklarını cümle alem iyi bilir.