Tarihi 23 Temmuz 2024

Kusur!

SAKARYA'DA öğrenim gördüğü özel okulun önünden yolun karşısına geçerken, kendisine çarpan otomobilin savurduğu ve hastanelik ettiği 10 yaşındaki kız çocuğunun davası sonuçlandı.
Mahkeme kararı; "olay neticesinde düzenlenen kaza tespit tutanağına göre mağdur çocuk Sara Nas Çorlu'nun yaralanması şeklinde sonuçlanan olayda sadece mağdur çocuk Sara Nas Çorlu'nun kusurlu olduğunun tespit edildiği ve bunun rapor altına alındığı…" Gerisini okumadım bile!
"Herhalde" dedim, "10 yaşındaki çocuk otomobile çarpmış! Bereket sürücüye bir şey olmamış!"

***

Bu kazanın çocuk üzerindeki psikolojik etkilerin hükmü yok.
Okulunun önünden karşıya geçemeyecek kadar "kusurlu" davranan 10 yaşındaki kız çocuğuna çarpıp savuracak kadar "kusursuz sürücülük örneği" gösteren Bora Yahya Yılmaz'a okulların önündeki bütün yollar feda olsun!
Kazadan sonra hastanede tedavi gören ve eğitimini aksatan 10 yaşındaki Sara Nas Çorlu eğer ki beyimizin otomobiline zarar verdiyse onun bedelini de ben üstlenirim!

***

Çocuklar; dünyadaki yalnız yolculuğumuza anlam katmamız için en değerli gerçeklerdir ama onları korkularına teslim ediyoruz. Sara Nas Çorlu bundan böyle trafikte karşıdan karşıya geçerken, bütün otomobillerde kendisine çarpan kusursuz sürücü Bora Yahya Yılmaz'ın yüzünü arayacak. Daha kaç kere savrulacak kim bilir.
Kendisine çarpan otomobilin plakasından "kusurlu hesaplar" üretecek matematik derslerinde?
Okulunun önünde bile bulamadığı güvenceyi yaya kaldırımdaki kırmızı ışıkta mı bulacak? 10 yaşındaki savunmasız halini daha da savunmasız hale getiren düzende nasıl ayakta kalacak?
Cevaplar vicdanlarda!

***

Ah çocuklar ah! Sizleri koruyamadık, okulunuzun önünden karşıya geçmenize bile izin vermedik. "Size çarpan otomobillerle kaç metre uzağa savrulabiliyorsunuz gösterin" istedik.
Hastanede yatarken sizi merak bile etmeyen, özür dilemeye ihtiyaç duymayan "kusursuz sürücülerin" hakkına hukukuna ve otomobil kullanma özgürlüğüne zarar gelmesin yeter!

***

Otomobile "çarptığı farz edilen"10 yaşındaki çocuğu "kusurlu" saymakla adalet yerini bulduysa herkesin gönlü ferah demektir. Bu ülkede çocukların bir kusuru varsa; o da büyüklere güvenmektir!
Hem yasalar önünde!
Hem okul önünde!

MUTLULUK TAKVİMİ
Açık renk giyin.
Cenazeye gidecek zaman bul.
Kimseye borçlu kalma.
Limonlu çay iç.

Astarın yüzünden
Pahalı hayat
Kalbimde sargılar
Kat üstüne kat
Herkesin sabrı da
Bir yere kadar
Seni kim yargılar
Söyle be hayat

Neyin merhameti
Neyin ilacı
Ben anlatamadım
Lütfen sen anlat
Sen ev sahibisin
Ben de kiracı
En fazla canımı
Alırsın hayat
Hakkı YALÇIN

Hayatı durduran siber anons; "kaderiniz parmağımın ucundadır" mesajıdır!

Suna Taşkent
Yıllık iznimi kullanırken aldığım en acı haber ilkokul öğretmenim Suna Taşkent'in ölümüydü. Burgazada'da yatılı okuduğum yıllar. Hepimiz babasız çocuklar, hepimiz yaralı serçeler.
Onca yıl bağlarımızı hiç koparmadık.
Suna Taşkent bizler için öğretmenliğin sembolüydü. Aydındı, zarifti, insancıldı.
Bütün çocukların yüreğinde hem öğretmen hem anne olarak kaldı.
Cenazesinde "onun çocukları olarak" saf tuttuk. Bizlerde bıraktığı anıları yad ettik. Ciğerimiz yandı, gözlerimizdeki bulutlardan uçurtma yapıp cennetine gönderdik.
Biliyoruz ki Burgazada onunla Burgazada'ydı. Bizlerin o adada bundan sonra atacağımız her adım, adına rahmet okuduğumuz adımlardır.
Nur içinde yatsın.