Taksim Gezi Parkı meselesindeki görüşümü iki gün önce Sabah'ta yazdım...
Taksim Meydanı ile Taksim Gezi'nin eşitlenmesinin ve orada şimdikinden çok daha büyük ve kullanışlı yemyeşil bir park yapılmasının doğru olacağını söyledim...
Ama eylemcilerden tamamen farklı düşünsem de Nagehan Alçı'nın yazdığı gibi Gezi Parkı protestocularına karşı polisin yaptığı apaçık bir devlet terörü...
Bu olaylar vesilesiyle hükümetin yapacağı ilk şey polisin biber gazı kullanmasını tamamen yasaklamak olmalı.
Biber gazı olayı bir rezalettir... Öte yandan bu eylemler sürecinde sosyal medya olgusunun yalan, iftira, provakasyon, manipülasyon, kara propaganda, espiyonaj, kontrespiyonaj amaçlı nasıl kullanılabileceğine şahit olduk...
Twitter gerçekten savaş çıkartacak ve insanların ölmesine sebep olacak kadar güçlü bir olay...
Bugün evrensel hukuk kriterlerine göre bir sinemada bir anda "Bomba var" diye bağırmak dahi hapis gerektiren suç...
Asla böyle bir provakasyon ifade özgürlüğüne girmiyor... Çünkü bu söylem sonucu çıkan arbedede insanlar birbirini ezebilir, öldürebilir...
Nitekim verdiğim örnek de bir AİHM içtihatından birebir aldığım örnektir...
İnsanları kin ve düşmanlığa tahrik eden, çatışmayı ve kan akmasını kışkırtan hiçbir ifade özgür olamaz...
Bu kana susamış provakatif ifadeleri bilerek ya da bilmeyerek yayan herkes suçludur...
Tıpkı demokratik hakkını kullanan göstericilerin üzerine biber gazı yağdıranların da suçlu olduğu gibi...
Bu her iki vahim konuda da derhal soruşturma açılmalıdır... Önemli ve yetkili kişilerle konuştum bu meseleyi...
Anladığıma göre Gezi olayları soruşturması bağlamında her iki mesele de aydınlatılacak...
Suçlular tespit edilecek ve yargılanacak...
Evrensel hukuka uygun olan da budur...