Geçen yıl anayasa değişikliği sürecinde AB ile ilişkilerin neredeyse kopma noktasına gelmesi. Avrupa'nın, kendi içinde yaşadığı büyük sancılar.
Bütün bunların hepsine bakınca, zor geçeceği beklenen bir zirveye gidildi.
Ancak; hem Türkiye'nin elinin son derece güçlü olması, hem sahada destan yazan Türkiye'nin masaya bu gücünün yansıması hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diplomasideki ustalığı, tüm bur karamsar havanın bambaşka bir boyuta taşınmasını sağladı.
Türkiye, uzun bir aradan sonra yeniden aile fotoğrafı verdi, diyalog kapısı tekrar açıldı ve Haziran sonuna kadar yeniden bir Liderler Zirvesi daha yapılması kararlaştırıldı. Ev sahibi Bulgar Başbakan bunu;
"yeniden masaya dönüyoruz" şeklinde açıklarken, AB Komisyonu Başkanı Juncker'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "dostum Erdoğan" diye başladığı konuşmasında göçmenler konusundaki Türkiye'ye teşekkürü ve terörle mücadelede Türkiye'nin yanında olduklarını belirtmesi de anlamlıydı. Varna dönüşünde uçakta gazetecilere zirveyi değerlendirirken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri de zirvenin istenilen düzeyde geçtiğini gösterdi.
Vize serbestiyeti ve GB güncellemesi gibi teknik konuların siyasete alet edilmemesiyle ilgili çok net konuştuğunu öğreniyoruz.
Suriyeli göçmenlerle ilgili Türkiye'nin yaptığı fedakarlık karşısında AB'nin hiçbir sözünü yerine getirmemesi de gündemdeydi. Söz verilen 3 milyar avronun yarısını gönderen, diğer 3 milyar avroluk daha bölümün de gönderilmesini isteyen Erdoğan, hazırlattığı 7 dakikalık videoda, mülteciler için Türkiye'nin yaptıklarını hem izletti hem anlattı. AB Komisyon Başkanı Juncker'in, mali yardımla ilgili AB'nin verdiği sözlerin tutulmasına yönelik açıklaması da, ikna olduğunu gösterdi.
CUMHUR İTTİFAKI GÜNEYDOĞU'DA OYLARI NASIL ETKİLER?
AK Parti ile MHP arasında 2019 Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere yönelik Cumhur ittifakı ile ilgili en çok merak edilen konulardan birisi, Güneydoğu'da nasıl etki yaratacağı. Geçen hafta Diyarbakır ve Mardin'de il kongrelerinde çok büyük coşku vardı ve Erdoğan'a bu coşkunun Cumhur İttifakı ve AK Parti açısından nasıl değerlendirdiği soruldu.
Güneydoğu'da Cumhur ittifakıyla ilgili olumsuz bir durum söylentisi çıkaranların kasti yaptığını kayıtlara geçirdi ve oy potansiyelinin çok olumlu gerçekleşeceğini, oyların ittifakla tırmanacağına inandığını söyledi. Ki; bu durumun yerel seçimlere de olumlu yansıyacağını düşünüyor. Geçen haftaki Diyarbakır kongre salonunda 7 bin kişi, dışarıda 80 bin kişi, Sur içinde de 20 bin kişinin karşıladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tablonun bölgenin AK Parti'yi sahiplenmesi anlamına geldiğini belirtti. Benim sorum; daha genel olarak ittifakla ilgiliydi. Geçen hafta söylediği "Cumhur ittifakının sandıkları patlatacağı" sözleri ile yüzde kaç oy beklediğini sordum. MHP'liler özel sohbetlerde yüzde 60'larla Cumhurbaşkanı seçileceğinden söz ederken, acaba kendisi ne bekliyordu?
Rakam vermek yerine, MHP'lilerin beklediği oranların muhakkak anketlere dayandığı ve benzer rakamların da kendilerine gelen anketlerde olduğunu söylemekle yetindi.
TARÇINLI BİTKİ ÇAYININ SIRRI
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem yurt içi hem yurt dışı performansı gerçekten insanı şaşırtıyor. "Durmak yok, yola devam" sloganını hem parti hem devlet işlerinde durmadan çalışarak hayata geçiren Erdoğan'ın bu mesaisi göz dolduruyor. Bu kadar yoğunluk arasında sağlığına nasıl dikkat edebildiği ise merak konusu. Bu konuda; eşi Emine Erdoğan hanımın ilaç gibi medikal yollar yerine doğal çaylar ve bitkisel kürlerle eşinin sağlığı için özel ilgilendiği biliniyor. Önceki gün Varna'dan dönüş yolunda gazetecilerle sohbetinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın içtiği özel karışım bitki çayı içine tek çubuk tarçınlı sıcak karışım da bunun en güzel göstergelerinden biriydi.
DERİN SÖZ