SALI günü İstanbul'da çok kapsamlı ve örnek bir toplantıda çok özel kadınlarda birlikte oldum. Sabah gazetesi ve Turkuvaz Medya'nın düzenlediği "Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları" konulu toplantıda her oturumda yer alan kadınların konuşmaları zihin açan, ufuk açan nitelikteydi. Her şeyden önce KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın konuşmasını keşke imkan olsa da yazılı metin olarak tümünü herkes görebilse, her bir satırına imza atmayacak ne erkek vardır ne de kadın. Kadınların süslü sözlerle anılması yerine, ailede, toplumda, iş yaşamında hak ettikleri yerde olmalarına yönelik çağrısını en vurgulu şekilde yapan Bayraktar, Türkiye'nin bu yolda son 17 yıldır yaşadığı hem zihniyet dönüşümünü hem somut atılan adımlardaki devrim niteliğindeki kararları birbir anlatırken bunları düşündüm. Sevgili Şelale Kadak'ın moderatörlüğünü yaptığı Ebru Özdemir, Ayşen Zamanpur, Sema Güral, Zeynep Selgur, Melkan Gürsel ve Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak'ın katıldığı "İş yaşamındaki güçlü kadınların" yaptıkları konuşmalar, verdikleri mesajlar ve kendi tecrübelerinden örnekler her biri bir hayat dersi niteliğindeydi. Nüfusun yarısını oluşturan, ekonomi içindeki rolleri sürekli yükselen, küresel düzeydeki tüketici harcamalarının 20 trilyon dolarını kontrol eden kadınların, iş dünyasında karar verme mekanizmalarında temsilinin yüzde 50'nin çok altında olmasının yarattığı ekonomik ve toplumsal sıkıntısına dikkat çektiler bütün katılımcılar. Ve bu sorunun sadece kadınların sorunu değil, toplumun genelinin yani erkeklerin de sorunu olması gerektiği hatırlatıldı. Örnek vermek gerekirse; kadınların işgücüne katılımının hem dünya hem Türkiye ekonomisine önemli bir büyüme fırsatı yarattığı ortaya çıkıyor. Kadınların tümünün işgücüne katılımı sağlandığı takdirde; 2025 yılında 12 ila 28 trilyon dolar seviyesinde bir büyüme gerçekleşeceği ve Türkiye, bu eğilimi yakaladığı takdirde 2025'te GSMH'sında yüzde 20 seviyelerinde bir artış potansiyelinin yakalanacağı öngörülüyor. Bunun önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Özlem Doğaner'in moderatörlüğünde yapılan; Sporda Kadın konulu panelin katılımcıları milli sporcu kadınlarımız ve Adana Demir Spor'un ilk kadın antrenörü Songül Paksoy'un, futbol alanında kadınların hak ettikleri yerde olmamalarını en samimi haliyle anlatması, panele damgasını vurdu.
YARIMDAN 1 OLMAZ...
Ben de, bu güzel toplantıda 2 oturum yönettim. İlki Siyasette Kadın konusuydu ve bana göre Türkiye'de son 17 yıldaki kadınların siyasetteki temsiline en güzel örneklerden biri olan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in anlattıklarıyla, kadınların hem siyasetteki temsilinde hem etkinliğinde ve hem de karar verme mekanizmalarında nereden nereye gelindiğine, Başkan Erdoğan'ın toplumun her kesiminde olduğu gibi siyaset alanında da kadınların önde olması için nasıl önemli bir rol oynadığı çarpıcı şekilde ortaya kondu. Güçlü Türkiye'nin güçlü kadınlarını anlatırken işte, sporda birinci ağızlardan dinlerken, sanatta da güçlü kadınlar unutulmadı. Yılların film sanatçısı Hülya Koçyiğit'in, Sevgili Nihan Günay ile söyleşisinde, renkli dünya içinde şöhret ile birlikte mutlu bir aile de kurulacağı Hülya Hanımın son derece zarif ifadeleriyle anlatıldı. Ve, günün son söyleşisi, Türkiye'nin Süper Starı Ajda Pekkan ile benim yaptığım söyleşi idi. Pekkan'ın, başarısını bir işkadını mantığıyla ifade etmesi en ilginç mesajıydı: "Bir hayal yarattım, adını Ajda Pekkan koydum. Ajda Pekkan markasını bir şirket olarak, kendimi de CEO'su olarak gördü." Özetle; güçlü Türkiye'nin siyasetten sanata, spordan akademik yaşama, iş dünyasından sivil topluma kadar rol-model olmuş güçlü kadınlarının verdikleri tüm mesajlar, başka kadınlara ışık ve yol, erkeklere de zihin açan etkisi ile çok etkileyiciydi. Bir elmanın yarısı olarak, yarımdan 1 olmayacağını bilen aklı başında insanlar olarak; Türk kadının her alanda her zaman daha iyi yerde olması için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bir ve birlikte olmaya söz verdik.