Koca bir fiyasko idi..
Demokratik Parti: Süleyman Demirel'e kızanlar, küsenler AP'den kopup parti kurdu kurmasına da, partiyi kuranlar Ferruh Bozbeyli, Sadettin Bilgiç, Faruk Sükan, Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy, Adnan Menderes'in oğulları Yüksel ve Mutlu Menderes olunca, epey bir hava estirdiler önce. Seçimlerde eski Cumhurbaşkanı Bayar, miting miting dolaştı. 1973 seçimlerinde yüzde 11.9 oy aldı, 45 milletvekili çıkardı. Ama bir sonraki seçimi göremeden bu balonda söndü gitti..
Cumhuriyetçi Parti: Bülent Ecevit'in Genel Başkanı olmasıyla Kemal Satır ve 14 arkadaşı 1972'de bir parti kurdu ama onun da ömrü 6 ayı geçemedi!
Güven Partisi: Başrolde Turhan Feyzioğlu, Kemal Satır'ın Cumhuriyetçi Parti'si ile birleşip Cumhuriyetçi Güven Partisi kurdu.
CHP'den kopan bu şöhretliler, Demirel'in koalisyon ortağı bile oldular. 1973 seçimlerinde 13, 77 seçimlerinde 3 vekil ve sonra o da kapandı!
Demokrat Türkiye Partisi (Şemsiye Partisi): Hüsamettin Cindoruk, İsmet Sezgin başta olmak üzere DYP'nin ağır topları Tansu Çiller'e kızıp parti kurdu. Hükümet ortağı oldular ama bir sonraki seçimi göremediler bile!
Bu örnekleri çoğaltır, pırıltılı isimlerin (Aydın Menderes, Hasan Celal Güzel gibi) kurdukları partilerin de ömrü bir mevsim bile değişmeden söndü gitti. Partilerin isimlerini bile hatırlayan yok. Sözün özü; siyasi parti dediğiniz bir değerler bütünüdür.
Bir ilkeler bütünüdür. Siyasi partiler inançla kurulur, inatla, küserek değil!
Şimdi diyeceksiniz ki; iyi de şimdi bu konuyu niye hatırlattın. Ben de derim ki; şu sıralar kendisine her tür makamı ve mevkii sağlayan liderine ve partisine kızan-küsen-mızıkçılık yapan birkaç "kocaman" ismin yeni bir parti için harıl harıl çalıştığını duyunca; aklıma nedense! bu mevzu geldi...