İdamdan kaçan Sefarad Yahudileri Osmanlı İmparatorluğu’nun hoşgörüsü sayesinde rahatça yaşadı

Sefarad Yahudileri, Engizisyon mahkemelerinde idam edilmemek için İspanya’dan kaçtı. Türkler’e sığındı. Osmanlı İmparatorluğu’nun hoşgörüsü sayesinde rahatça yaşadı. Özellikle Sultan Abdulmecid ve Sultan Abdülhamit döneminde önemli haklar aldı...

Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :09 Nisan 2021
İdamdan kaçan Sefarad Yahudileri Osmanlı İmparatorluğu’nun hoşgörüsü sayesinde rahatça yaşadı

İÇİNDEKİLER

Osmanlı İmparatorluğu, Yahudiler'e kendi hayatlarını ve işlerini devam ettirme imkanı sundu. Özellikle 15. ve 16. yüzyıllar, Osmanlı Yahudileri'nin altın çağı oldu. Sultan Abdülmecid döneminde de (1839-1861) Yahudiler önemli haklar elde etti. Yahudi basını doğdu.

Sultan Abdülmecid, okullarda "haham gözetiminde kaşer mutfak açılmasını ve Yahudi öğrencilerin Cumartesi okula gelmemelerini" emretti. Ayrıca Abdülmecid, 12 Mart 1857 tarihli fermanla Yahudiler'in hastane kurmalarına izin verdi. Sultan II. Abdülhamid döneminde de (1876-1909) Yahudiler için önemli gelişmeler yaşandı.


II. Abdülhamid, ülkedeki tüm gayrimüslimlerin haklarını güvence altına aldı. İspanya'dan gelen Yahudiler ekonomik hayatta da etkili oldu. Önemli bankerler devlet kademesinde kritik görevlere getirildi.


İşte onlardan bazıları:

ISAIAH (YEŞAYA) ACIMAN: Tanınmış Aciman (Adjiman) ailesinin ferdiydi. Babası ve amcaları gibi, finans alanında ilerledi. 1808'den itibaren bankacı olarak görev yaptı. 18. Yüzyıl ve 19. Yüzyıl'ın başlarında Osmanlı Maliyesi'nde önemli mevkilerde bulundu. I. Mahmud, III. Osman ve III. Mustafa dönemlerinde görev aldı.

EZEKIEL GABAY: 1811 yılında Bağdat Valisi Küçük Süleyman Paşa'nın liderliğindeki ayaklanmayı bastırmakla görevli Talat Paşa'ya büyük yardımları bulundu. Daha sonra Saray'a Sarrafbaşı olarak atandı.

BEHOR KARMONA: 1820'lerde Çelebi Behor Karmona gibi güçlü Yahudi sarraflar aynı zamanda Yeniçeriler'in sarraflarıydı. Yehezkel Gabay da Çelebi Behor gibi devletin maaliyesini ve özellikle Yeniçeri Ocağı'nın para işlerini yönetirdi.
Kendisine ocak sarrafı veya ocak bezirganı da denirdi.


TERCÜMANLIK YAPTI

YAKIR GERON:
Edirne'de 18. ve 19. yüzyıllarda din adımı yetiştirmiş Geron ailesindendi. 1813'te doğdu. 1835'te 22 yaşında iken Edirne'nin hahambaşısı oldu. 1863'te Padişah Abdülaziz tarafından İstanbul'a çağrıldı. İstanbul hahambaşısı olarak atandı. Fransa İmparatoru 3. Napolyon'un eşi İmparatoriçe Eugenie'nin İstanbul'u ziyaretinde de önemli bir görev aldı.

Napolyon'un eşi İmparatoriçe Eugenie

Eugenie, Sultan Abdülaziz'le bir araya geldi. Tercümanlığını Yakir Geron yaptı. Geron'un Yahudi İspanyolcasıyla konuşması İmparatoriçe'yi etkiledi ve şöyle konuştu: "Misafiri bulunduğum bu ülkede ana dilimi bulmak ve konuşmak ne saadet".


EGE'NİN ZENGİNLERİ
İzmir Yahudi cemaati, diğer Osmanlı kentlerinde yaşayan Yahudiler'e göre farklı bir yapıya sahip oldu. Yahudiler hem geleneklerine bağlı kalmış hem de Osmanlı'nın genel özelliklerini benimseyerek özgün bir yapı oluşturdu. İzmir Yahudi cemaatinin Batılılar'la olan ilişkisinin temelinde ticarî faaliyetler yer alıyordu. İran'dan getirilen ipek ve dokumalar ile Anadolu'nun değişik yerlerinden gelen ürünler İzmir limanından yurt dışına yollanıyordu. İspanya ve Portekiz göçmeni Yahudiler kentte ticaretle uğraşan Venedikli, Ceneviz, Hollandalı, Fransız ve İngiliz tüccarların danışmanlığını ve tercümanlığını yapıyorlardı.


BÜLENT ERANDAÇ ARAŞTIRDI - OSMANLI'DAKİ YAHUDİ BANKERLER

YARIN: ZENGİN AİLELER
TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN