Uğurcan'ın eldivenlerinin şampiyonluğa uzandığı, Hamsik'in buz adam misali verdiği pas, Cornelius'un son saniye golü! Türkiye'de ve dünyanın dört bir tarafındaki Trabzonsporluların evlerinden yükselen "gollllllllll" sesleri. İşte o sesler şampiyonluğun ayak sesleriydi. Ama biri daha vardı, Abdullah Avcı! Yumruğunu sıkarak soyunma odasına gidiyordu. Koridorlarda onun sesi yankılandı: "Allah büyük! Şampiyonluğa yürüyoruz."
BÜTÜN KLİŞELERİ YERLE BİR ETTİ
Trabzonspor'un şampiyonluk sevinci, uluslararası bir boyutta artık. Milyarlarca lira harcasanız bu şekilde bir tanıtım yaptıramazdınız. Dünyanın en önde gelen ajansları, gazeteleri, televizyonları, spor yorumcuları Trabzon Büyükşehir Belediyesi'nin organize ettiği kutlamaları milyarlarca insana ulaştırdı. "Böylesine hiç şahit olmadık" başlıklarıyla süslenen haberler ve paylaşımlarda Trabzonsporlular hem kendisi üzerinde "kötülük senaryosu" yazanlara hem de "nasıl kutlayacaklara!" karşı ders verdi. Aslında bu gerçek, saha içinin ve saha dışının bu sezon özelinde ne kadar doğru yönetildiğini ortaya koyuyordu. Trabzonspor hem sahada hem de dışında bütün algıları, kötüleri ve klişeleri yerle bir etti. Şehrin ve taraftarının üzerinden "vandallık" aşılamaya çalışanlara karşı "medeniyet" dersi verdi. Öyle ya! Medeniyetlere ev sahipliği yapan bu kadim şehirden vandallık beklemek, aptallıktan başka bir şey değildi! BIR yol hikayesi başlıyordu. Sezon bitmiş, Trabzonspor dördüncülükle tamamlamıştı. Kadro yetersizliğine rağmen elbette başarıydı. Abdullah Avcı ile sezon başı anlaşma yapılsaydı belki bu sezon yaşanan mutluluk, geçen sezon da olacaktı. Düğme baştan yanlış iliklenince, sonu yanlış bitiyor tabi ki! Diabate, Marlon, Flavio, Afobe, Baker, Plaza ve Trondsen... Bu oyunculardan takımda kalan sadece Trondsen'di o da sakatlık yüzünden neredeyse bütün maçları kaçırdı. Devre arası alınan Bakasetas, Yunus ve Berat, geçen sezon başı en doğru transferler Djaniny ile Hugo'ydu. Abdullah Avcı, bu sezonun planlamasına Şubat ayında başlamıştı dedik ya, daha sezon bitmeden transferler tek tek gelmeye başladı. Trabzonspor Asbaşkanı Ertuğrul Doğan, hoca ile yönetim arasında köprüydü artık. Bütün sorumluluk üzerindeydi. "Hocamızın istediği bütün oyuncuları alacağız" diyerek, şampiyonluğa en güçlü katkıyı sağlamıştı. Önce Gervinho ve Peres ile başladı. Sonra dünya yıldızı Hamsik... Devamında Siopis, Cornelius! İsmail Köybaşı ve Koita da gelmişti! Ama sezonun en yıldız transferinin Dorukhan Toköz olacağını kimse tahmin edemedi. Hem fiyatı hem de sakatlığı herkesi endişelendiriyordu.
PLAN EN BAŞINDAN HAZIRDI!
Kamp Riva'daydı. Oyuncular önce Trabzon'da toplandı. Sonra İstanbul'a gidildi. 28 Haziran'da çalışmalara start verildi. Abdullah Avcı, kampa gelmeden önce oyun planı ve oyun içerisindeki formasyonları hazırdı. Ve bu oyunu kiminle oynayacağına dair planı da hazırdı ki, transfer o plana uygun şekilde gerçekleştirildi. Ancak onu en çok düşündüren Uğurcan'a gelen teklifler ve Djaniny'nin gitme isteğiydi. İkisiyle de özel olarak konuştu. "Önce şampiyon olalım. Size ihtiyacım var. Söz, bu hayalimiz gerçekleşsin gitmenize müsaade edeceğim" dedi. Hem Kaptan Uğurcan hem de Djaniny, hocalarının isteğini kırmadı. Kamp dönemi oldukça zor geçti. Hem sıcak hava hem nem oyuncuları çok zorladı. Hazırlık maçları tamamlandıktan sonra takım Trabzon'a döndü. Avrupa macerası Roma ile sona erince, tamamen lige odaklanan Trabzonspor, sezona çok hızlı bir başlangıç yapacaktı. Malatyaspor'u evinde farklı mağlup eden Bordo Mavililer Sivas ve Giresun galibiyetleri ile şampiyonluk ışığını yakıyordu.