Ziyaretin ABD ayağıyla ilgili izlenimlerimi ve özellikle Erdoğan'ın BM konuşmasını yazmıştım.
Sırada Almanya var...
Almanya ile ilişkilerin bir süredir oldukça gergin olduğu bir sır değil.
Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki beklentileri Almanlar tarafından yeterince karşılanmıyor.
Türkiye'nin iadesini istediği yüzlerce FETÖ ve PKK mensubu terörist Almanya'da rahatça gezip dolaşabiliyor. Bunun yanında AB ile ilişkiler noktasında da Almanlar'la sorunlar yaşıyoruz.
Tüm bunların yanında ekonomik ilişkilerimiz devam ediyor. Karşılıklı ekonomik ilişkilerimiz iki ülke için de vazgeçilmez boyutta.
Tüm anlaşmazlıklara rağmen iki ülke mülteciler, ekonomi ve güvenlik alanlarında işbirliği yapmak zorunda.
Türkiye zaten uzunca bir süredir Alman muhataplarına bunu anlatıyor.
Almanlar'a yabancı düşmanı ve aşırı sağcı tesirden kurtularak ilişkileri ortak çıkar alanlarında sürdürmenin önemini devamlı hatırlatıyor. Almanlar ise aslında çok iyi bildikleri hakikati bilmezden geliyorlardı.
Trump yönetimindeki ABD'nin yaptıkları Almanlar'a hakikati anlamaları konusunda oldukça yardım etmişe benziyor. ABD sadece Türkiye'ye karşı ekonomik bir saldırı başlatmadı. Gümrük vergilerini yükselterek, NATO ve Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlara artık daha az katkı vereceğini ilan ederek tüm dünyayı tedirgin etti. Avrupalı liderlere artık ABD'nin güvenlik şemsiyesi sağlamayacağını ve kendi ülkelerini korumak için daha fazla çaba sarf etmeleri gerektiğini söylemesi sadece bir örnek.
Tehdidi gören Almanlar ise bir an için daha akılcı düşünmeye başladılar. ABD'nin ekonomik saldırısının başladığı günlerde Türkiye'ye destek açıklamasında bulundular ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ülkeye davet ettiler. Tüm gezi boyunca Almanlar Türkiye'ye bir jest yapma çabası içerisindeydiler.
Cumhurbaşkanımız en yüksek protokolle karşılandı. Kendisinin ve konvoyunun güzergahında yüksek güvenlik önlemleri alındı. Konvoyun geçişi esnasında yollar trafiğe kapatıldı. Önceden heyetin burnunun dibine kadar sokulup, sözüm ona protesto gösterisi yapan Almanya'da yaşayan terör yandaşlarına fırsat verilmedi. İkili görüşmelerde ve yapılan toplantılarda da sıcak mesajlar verildi.
Ta ki Köln'deki cami açılışına kadar!
Almanlar sürpriz bir kararla cami açılışına sadece davetli olan konukların katılmasına müsaade ettiler. Güvenlik gerekçesi ile Erdoğan'ı görmek için gelen on binlerce Türk'ün camiye yaklaşmasına engel oldular.
Erdoğan'ın Türkler'le buluşmasını ve ortaya çıkabilecek miting görüntüsünü istemedikleri belliydi. İslam ve Türk karşıtlığına saplanmış olan Alman medyasının olası 'Erdoğan Köln'de miting yaptı' manşetleri Alman siyasetçileri oldukça korkutmuş anlaşılan.
Evet, Almanlar nihayetinde ilişkileri daha akılcı bir zemine çekmek; korku, düşmanlık ve çatışma zemininden uzaklaşmak istiyorlar. Verilen sıcak mesajlar bunu gösteriyor. Ancak öyle gözüküyor ki Alman siyasetçiler henüz yeterince cesur değil.
Türkiye'nin tavsiye ettiği noktaya gelmek ve hakikati tam anlamıyla anlamak için biraz daha zamana ihtiyaçları var. Şüphesiz bu da önemli bir gelişme. İnşallah vakit çok geç olmadan karşıtlığı bırakıp, karşılıklı çıkar eksenli düşünmeye başlarlar.