CHP'de yaşanan ve birbiri ardına patlak veren taciz ve/veya tecavüz skandalları gündemi altüst etti. Aklımda tek bir soru var; nasıl olur da bir partinin bir il teşkilatında bu kadar çok taciz ve tecavüz vakası yaşanabilir? Aslında meseleye ilkesel bir noktadan bakıyorum; "CHP'liler tecavüzcüdür", "filanca toplum kesimi tacizcidir" gibi kalıp bir yargının doğru olmadığını, dahası nefret suçu içerdiğini düşünüyorum. Herhangi bir STK, cemiyet, insan topluluğunda taciz ve tecavüz vakası yaşanma ihtimali ve sıklığı ile CHP'liler arasında veya AK Partili'ler arasında taciz, tecavüz yaşanma ihtimali veya sıklığı arasında bir fark yoktur. Aksini söylemek cehalettir, önyargıdır, nefret suçudur, bilimsel değildir. Bir diğer ifadeyle; CHP'de tecavüz vakalarının sıklıkla yaşandığı İstanbul il teşkilatının başında bulunan Canan Kaftancıoğlu gibi düşünmüyorum. Malum Canan Hanım "aslında muhafazakarlarda tecavüz vakaları daha yüksek ama onlar saklıyorlar" diyerek bilinçaltını ortaya dökmüş ve iyiden iyiye saçmalamıştı.
Eğer "CHP'liler tecavüzcüdür" sonucuna varmayacaksak -ki varmamamız gerekiyor-, CHP İstanbul il teşkilatlarında yoğunlaşan taciz ve tecavüz vakalarını nasıl açıklayacağız? Taciz ve tecavüz vakalarının normalin üzerinde yoğunlaştığı yerlerde, mutlaka taciz ve tecavüzü kolaylaştıran, görmezden gelen, üstüne kapatan, sorumluları koruyup kollayan bir ortam vardır. "CHP'liler tabiatı gereği tecavüzcü" olmadığına göre CHP İstanbul il teşkilatlarında failleri için taciz ve tecavüzü kolaylaştıran, görmezden gelen, üstünü kapatan, sorumluları koruyup kollayan bir yapılanma var, demektir. Bu yapılanma sebebi ile cinsel saldırı yatkınlığı olan kişiler, yaptıklarının yanlarına kar kalacağını, bir şekilde üstünün örtüleceğini, bağlantıları/güç hiyerarşisindeki konumları/güç piramidinin tepesindeki insanlara yakınlıkları sebebiyle korunacaklarını bildikleri için yatkınlıklarını fiiliyata daha kolay geçiriyorlar. Tersinden bakarsak cinsel saldırı fiilinin yaptırımı olacağından emin olsalardı, yaptırım korkusuyla cinsel saldırı yatkınlıklarını fiiliyata geçirmekten kaçınırlardı.
Öyle gözüküyor ki CHP İstanbul il teşkilatına hakim olan hizipçi yapılanma, taciz ve tecavüz eğilimli kişilere bu fırsatı veriyor. Hizip/klik mensubu olduğu için korunacağını; güç hiyerarşisinde en tepede bulunan kişinin adamı olduğu için kollanacağını; hizipçi, kapalı, radikal ve şiddet eğilimli örgütlenme modeli sayesinde mağdurun susturabileceğini düşünen cinsel saldırı eğilimli kişiler, niyetlerini fiiliyata dökmek noktasında elverişli bir ortam buluyorlar.
Gerçekten de CHP İstanbul il teşkilatındaki taciz ve tecavüz vakaları ortaya çıktıktan sonra verilen tepkiler bu durumu doğruluyor. İl teşkilatına hakim olan hizipçi yapılanmanın uzun süre mağdurları ciddiye almadığı, susturmaya çalıştığı, şüphelilere sahip çıkmak için partinin imkanlarını kullandığı biliniyor. Dahası skandal patlak verdikten sonra aynı kliğe mensup veya kliğin gözünü korkutup sindirdiği kişiler "zaten mağdur da yolluymuş, aralarında bir ilişki yaşanmış, gece geç vakitte kapalı bir yerde beraberlermiş" gibi cümlelerle mağduru itibarsızlaştırmaya, şüpheliyi korumaya başladılar bile...