"Binyıl sürecek" denilen 28 Şubat biteli çok oldu.
Darbe dalgası öncelikle tam da o gün orada darbeye direnen milyonların göğüslerine çarparak kırıldı. Başörtülüler, çember sakallılar, gümüş yüzüklüler, takkeliler, takunyalılar 28 Şubat'ın sözümona kudretli generallerini bozuk para gibi harcadılar. İtibarsızlaştırdılar, yıktılar. Bugün o generallerin bir kısmı kötü namları ile bu dünyadan yıkılıp gittiler.
Hayatta olanlar ise ağızlarını açmaya dahi cesaret edemeden sindikleri köşelerinde bekliyorlar. Sokak, gerçek hayat, kıyam, sabır, mücadele 28 Şubat'ı bitirdi. 28 Şubat bir kez de 2002'de AK Parti iktidar olduğunda bitti. Katsayı uygulaması sona erdiğinde bitti. Kamu kurumlarındaki başörtüsü yasağı kaldırıldığında bitti. Muhtar bile olamaz denilen Erdoğan Başbakan ve Cumhurbaşkanı olduğunda bitti. Milli Güvenlik Kurulu'nda kendisine ayar vermeye kalkan generallere "kes" dediğinde bitti. YAŞ'ta Genelkurmay Başkanı ile masanın başını paylaşmayı reddedip, Genelkurmay Başkanı'nı masanın sağ tarafına oturtunca bitti.
Ama 28 Şubat kafası bitmedi. Bugün korkularında köşelerine sinmiş aktörler, asıl düşüncelerini açıklayamayıp sempati toplamak için Erbakan anmasına katılan takiyeciler yerli yerinde duruyor. Ellerinden gelse yine yasaklarlar, yine hayat hakkı tanımazlar, yine zulmederler.
Ama ellerinden gelmiyor ve gelmeyecek. Çünkü bugün toplum ne 1997'nin toplumudur ne de 1960'ın.
Bugün iktidarda hangi parti olursa olsun kimse Sincan'da tankları yürütmeye cesaret edemez. Eden ise karşılığını alır. Kimse başörtüsünü yasaklayamaz. Yasaklayan bedelini öder. Kimse muhafazakarları toplumsal hayattan dışlamaya yeltenemez.
Yapan dünyanın kaç bucak olduğunu görür. Bizden sonraki gençlere 28 Şubat'la ilgili anlatmamız gerekenler tam olarak bunlar. Yaşamadıkları bir zulmün mağduru olmalarını bekleyemeyiz. Bugün 28 Şubat'ı yaşayanlar için bile korkutucu olmaktan çıkmış bir güçten korkmalarını bekleyemeyiz. Ama onlara bu ülkede 28 Şubat'çıların olduğunu, hala yerlerinde durduklarını, aynı menfur icraatleri yapmak için fırsat kolladıklarını söyleyebiliriz.
Ve tabi emellerine hiçbir zaman ulaşamayacaklarını eklemeliyiz; "Emellerine hiç ulaşamayacaklar çünkü sizler varsınız. Sizler bizden farklısınız. Daha cesur, daha birikimli, daha iyi yetişmişsiniz." Evet, tam olarak böyle!