Türkiye'nin tüm olumlu yaklaşımları ve müzakerelere rağmen PKK ve FETÖ üyelerine kucak açan İsveç, Kur'an-ı Kerim'e yapılan alçak saldırıya da göz yumarak NATO kapılarının tamamen kapanmasına neden oldu. Başkan Erdoğan Kabine toplantısı sonrası yaptığı konuşmada, İsveç'teki skandala sert sözlerle tepki göstererek İsveç'in "Müslümanların ve Türk halkının dini inançlarına saygı göstermediği" sürece Türkiye'den iyi niyet beklememesi gerektiğini vurguladı.
ABD merkezli yayın organı Foreign Policy isimli dergi, İsveç'in NATO süreciyle ve Türkiye'nin tutumuyla ilgili bir makale yayınladı. Makalede "Türkiye'nin sorunu İsveç değil, ABD" başlığı kullanılırken; ABD'nin Türkiye'nin güneyinde terör örgütlerine verdiği desteğe dikkat çekildi. ABD'de Başkan Erdoğan'a yönelik kişisel bir antipati olduğu da belirtilirken, bu durumun Türkiye ile ABD'nin birlikte çalışmasını engellediği belirtilerek hedefteki ismin Erdoğan olduğuna dikkat çekildi.
İSVEÇ-PKK İLİŞKİSİ
Yazıda İsveç'in terör örgütü PKK ile olan ilişkisiyle ilgili önemli detaylara yer verildi. İsveç'in başkenti Stockholm'de Başkan Erdoğan aleyhine yapılan gösterilerden bahsedilirken, "PKK, Avrupa Birliği, ABD ve İsveç gibi ülkeler tarafından terör örgütü listesinde bulunuyor. Ancak bununla birlikte İsveç PKK için bir sığınak olmuş durumda. Geçtiğimiz ay görevi bırakan Peter Hultqvist, İsveç Savunma Bakanı olmadan önce 2011 yılında PKK'nın 'doğum günü kutlamasına' katılmıştı." denildi. İsveç'in esi Sosyal Demokrat Hükümeti'nin Suriye'nin kuzeyinde bulunan PKK bağlantılı PYD ve YPG'ye siyasi ve mali destek sunduğu da belirtildi.
Makalede, İsveç'in Türkiye'ye NATO üyeliği için terör örgütlerinin faaliyetlerine son verme taahhüdünde bulunduğu ancak buna uymadığı da yer aldı.
ABD TERÖR ÖRGÜTLERİNİ DESTEKLİYOR
Yazıda ABD'nin PKK ve PYD'ye olan desteğinin sürdüğüne değinilerek, "ABD'nin PYG ve YPG'ye devam eden desteği Türkiye'nin taleplerini baltalıyor." vurgusu yapıldı. Türkiye'nin asıl kaygısının Suriye'nin kuzeyindeki gruplara ABD tarafından verilen destek olduğunun altı çizildi.
Türkiye'nin NATO'nun genişlemesini isteyen ABD'nin Suriye'de sahada terör örgütlerine verdiği desteği sonlandırması için bastırdığını belirten Foreign Policy, ABD'nin PKK bağlantılı örgütleri IŞİD'e karşı silahlandırdığını iddia etti. Yazıda PKK/PYD/YPG'nin IŞİD'le mücadelesi nedeniyle ABD'nin onlara güven duyduğu ancak Türkiye'nin bu örgütleri varoluşsal bir tehdit olarak gördüğü bildirildi. ABD'nin terör örgütlerine verdiği bu desteğin, Türkiye'de ABD'ye duyulan güveni sarstığına dikkat çekildi.
SURİYE'DE ABD KUKLALARI
Tüm bunlara rağmen Washington yönetiminin Suriye'deki terör örgütü unsurlarını stratejik güç olarak gördüğü ve bu nedenle ABD'nin Türkiye'ye bu konuda taviz vermeye yanaşmadığı belirtildi.
Türkiye'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya kabulüne "yeşil ışık" yanabileceğini iddia eden Foreign Policy, skandal ifadeler kullandı. Başkan Erdoğan'ın yeniden seçilmesi durumunda Biden yönetiminin NATO için baskı yapabileceğini belirten Foreign Policy, "Erdoğan boyun eğecek ve ABD'nin emirlerini yerine getirecek." iddiasında bulundu.
Ancak bu görüşün aksine Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya katılması için ABD'nin Suriye'de PYD ve YPG'yi finanse etmeyi ve silahlandırmayı bırakması gerekebileceği de belirtildi.
HEDEFTEKİ İSİM BAŞKAN ERDOĞAN
ABD'nin Suriye'deki terör örgütü unsurları ile İsveç'in NATO üyeliği arasında bir seçim yapmak zorunda kalabileceğini belirten Foreign Policy, "Biden yönetimi, NATO'nun birliğini ve gücünü tehlikeye atan şeyin ABD'nin Türkiye'nin meşru güvenlik çıkarlarını sağlamayı reddetmesi olduğunu kabul etmelidir." dedi.
Makalenin sonunda ABD'nin Başkan Erdoğan'a yönelik olarak kişisel bir antipati beslendiğine dikkat çekilirken, bu durumun ABD ile Türkiye'yi uzlaşmaz bir hale getirdiğinden bahsedildi ve üstü kapalı bir şekilde hedefteki asıl ismin Başkan Erdoğan olduğuna dikkat çekildi.