Asmalı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu dönemde net dış talep büyümeyi 6,3 puan sınırlarken, iç talebin büyümeye katkısı 11,4 puanla dikkat çekmiş, 1,3 puanlık katkısıyla yatırımlarda da pozitif görüntü sürmüştür. Yüzde 3,8'lik büyüme performansıyla ikinci çeyrek verisi açıklanan G20 ülkeleri içerisinde 4'üncü sırada yer alan Türkiye, böylece pozitif büyüme eğilimini üst üste 12'nci çeyrekte de sürdürmeyi başarmıştır. Ekonomi yönetiminin piyasaları düzenleyen, yönlendiren ve teşvik eden etkin politikalarının öncü rolünün yanı sıra iş dünyasının da gayretleriyle ülkemizin üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyüme sürecinin devam edeceğine olan inancımız tamdır."
ÖNEMLİ BİR BÜYÜME PERFORMANSI ORTAYA KOYDU
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Ali Kopuz da Kovid-19 salgınından bu yana kesintisiz büyüme sürecinin sürdüğünü vurgulayarak, "Türkiye ekonomisi depreme, küresel ekonominin yön arayışına ve iklimsel sınamalara rağmen 2023 yılının ilk yarısında önemli bir büyüme performansı ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.
Krediye erişimde sıkıntıların olduğunu belirten Kopuz, şunları kaydetti:
"Fiyat istikrarına karşı uygulanan sıkılaştırıcı politika tedbirleri ile yükselen kredi maliyetlerinin de etkisiyle, işletme sermayesine ihtiyacı olan firmalarımızın kredilere erişimindeki sıkıntılar, işletmelerin ve istihdamın devamlılığı için çözüme kavuşturulması gereken alanlar. Bu bakımdan, yakında açıklanacak olan Orta Vadeli Program'ın muhtevası önümüzdeki süreçle ilgili önemli olacaktır. Bu kapsamda istihdam, katma değerli üretim ve ihracatı odağa alan büyüme politikalarını destekleyen hedefler ve yapısal tedbirler doğrultusunda atılacak adımların, sürdürülebilir büyümeyi destekleyeceğine inanıyorum. Küresel gelişmeler de dikkate alındığında, istihdamı koruyarak ve millî hasıladan aldığı payın artmasını sağlayarak büyümeyi sürdürmek, önümüzdeki süreçte önem arz etmektedir."
Tarımda yüzde 1,2 düzeyinde bir büyümenin gerçekleştiğini ifade eden Kopuz, "Büyük depremin bölgedeki tarımsal faaliyetleri sınırlayıcı etkisine rağmen ilk çeyrekteki olumsuz tablonun toparlanmaya başladığını görmek memnuniyet vericidir. İçinde bulunduğumuz hasat döneminin de katkısı ile önümüzdeki çeyrekte tarımdaki büyüme oranının daha da iyileşeceğine inanıyorum. Ülkemizin en büyük avantajlarından olan genç nüfusu ve onların tarımın teknolojiye entegrasyon kabiliyetlerini kaldıraç olarak kullanabilirsek, tarımsal potansiyelimizi çok daha verimli hale getirebiliriz. Zira tarım ve gıda sektörü, ülkemiz ve tüm insanlık için hem çok stratejik, hem de tüm iklimsel sınamalara rağmen milli hasılamıza önemli katkılar vereceğine inandığımız bir alandır." açıklamasında bulundu.