Uluslararası 17/25 Aralık operasyonu

ABD’de Türkiye’nin bölgesel güç olmasından rahatsız olan bir klik bulunuyor. Özellikle demokratlar ve neo-conlardan oluşan bu klik Türkiye’nin bölgesel ve küresel bir güç olmasını engellemek için ellerinden geleni yapıyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :16 Kasım 2017 , 00:00 Güncelleme Tarihi :17 Kasım 2017 , 00:11
Uluslararası 17/25 Aralık operasyonu

ABD, Arap coğrafyasındaki hareketlerle, turuncu devrimler vb. oprasyonlarla bölgeyi Türkiye'yi dışarıda bırakacak şekilde dizayn etmeye çalışıyor. Ancak Türkiye'de istediğini bir türlü elde edemiyor. Çünkü milletimiz gerektiğinde canını ortaya koyarak tam bağımsızlığı için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyor. Küresel jandarma rolü her geçen gün aşınan ABD, dünyadaki tüm devletleri bölüp yeni devletçikler kurarak gücü elinde tutmak istiyor. Bu amaçla ülkeleri karıştırarak bölmek, daha güçsüz hale getirmek ve kendi politikalarına karşı çıkamayacak hale getirmeye çalışıyor.

Sözde "bahar"lar ve turuncu devrimlerle dünya büyük ölçüde bu şekilde dizayn edildi. En son 1 yıl önce Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, çeşitli entikalarla görevden uzaklaştırıldı. Daha sonra da Pakistan Başbakanı aynı akıbete uğradı. Şimdi ise Suudi Arabistan ve İran, birbirine düşürülerek yıpratılmak ve gelecekte risk oluşturmayacak şekilde güçsüzleştirilmek isteniyor.

Türkiye'de ise ABD'nin bu girişimleri uzun süredir devam ediyor. Turuncu devrimlerin bir kopyası olan Gezi Parkı olayları, Soros'un umduğu gibi neticelenmedi.

ABD, bu durum karşısında yıllardır gözü gibi bakıp yetiştirdiği, 40 yıldır devletin içine sızdırdığı terör örgütü FETÖ'yü devreye sokmak zorunda kaldı. 17-25 Aralık süreci, dinleme-kaset kumpasları ve MİT tırları ihanetini ile iktidarı tamamen ele geçireceklerini umdular. Ancak, basiret sahibi bu millet oynanan oyunu gördü ve kendi bağımsızlığına sahip çıktı.

Bu süreçte ayrıca 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinde siyaseten birleşip Erdoğan'ı iktidardan düşürmek istediler. Ama bunu da başaramadılar. Bu başarısızlıklardan sonra sıradaki adım, PKK, DEAŞ, DHKP-C gibi tüm kukla terör örgütlerini birden Türkiye'nin üzerine salmak oldu.

Önce 6-7-8 Ekim olayları ile iç savaş çıkarmak istediler. Milletin ve devletin feraseti bu oyunu da bozdu. Sonra PKK, DEAŞ, DHKP-C terör örgütleri nöbetleşe intihar eylemlerine, bombalı saldırılara başladı. Ardından PKK terör örgütü, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sözde özerlik ilanı için Çukur Eylemleri'ne başladı.

Yine, yeniden başaramadılar.

İçerdeki kuklaları bir bir başarısız olan gladyo, bu sefer FETÖ'nün asker içine sızdırdığı kriptolar marifetiyle darbeye kalkıştı. 15 Temmuz 2016'da bu Aziz Millet ve Lideri, canlarını ortaya koydu, baş verip baş eğmedi ve bu alçak darbe girişimini püskürttü.

15 Temmuz gecesi bu millet, yakın zamanların en büyük fedakarlığı yaptı.

Kurtuluş Savaşı'nı bugün bir kez daha kazanabileceğini gösterdi.

O gece bu aziz millet canını kanını ortaya koydu ve yeni bir bağımsızlık zaferi kazandı.

İşte bu son zafer, ABD'nin bu topraklardaki kuklalarını topyekün devre dışı bıraktı.

ABD, artık Türkiye'deki ajan ve provokatörleriyle herhangi bir oyun kuramayacağını fark etti.

Bu sebeple, gönderecek kimse kalmayınca kendisi devreye girmek zorunda kaldı.

Artık doğrudan, arada bir perde olmadan kendisi geliyor.

Geldikleri her seferde yenildiler, her seferinde bir kollarını burada bıraktılar.

Şimdi ise çok uzun bir zaman bir daha dönememek üzere gitmek için geliyorlar.

Bu millet, düşmanının her türlü oyununu basireti ile nasıl bozmuşsa, hasmının her saldırısını milli fedakârlıkla nasıl bertaraf etmişse aynı şekilde bu son saldırıyı da mağlup edecektir.

Türkiye'deki 17/25 Aralık sürecinin uluslararası şekli şuan ABD'de devam eden "Sarraf Davası kumpası" ile karşımızda.

ABD'deki davaya konu edilen iddialar ve yalanlarla 17/25 kumpasının sözde belgeleri; noktası, virgülü, yazım yanlışları ve hatta tarih sıralama hataları aynı.

Bu defa amaç, ABD'deki düzmece dava ile Türkiye'ye para cezası kesmek, yani bu milletin parasını gasp etmek.

Böylece ekonomik kriz çıkarmak ve 15 Temmuz'da askeri darbe ile başaramadıklarını "Ekonomik Darbe" ile başarmak.

Ellerini ovuşturarak Türkiye'nin karışmasını bekliyorlar.

Ama daha çok bekleyecekler.

Bu millet ne Amerikalısına, ne Fransızına ne de canları sıkıldıkça devrim yaptırdıkları o renkli topluluklara benzemez.

Kendi ülkesinin bağımsızlığı için her defasında kendi canından vazgeçen, çocuklarını 15 Temmuz gecesinde "bu gece şehit olmayacaksan ne zaman şehit olacaksın" diyerek Cumhurbaşkanı'nın çağrısı üzerine sokaklara darbeye direnemeye gönderen bir milleti yenebileceklerini zannediyorlar.

Varsın zannetsinler.

Biz safları sık tutarsak, bir ve birlik olursak, Allah'a güvenirsek, değil FETÖ ve sahibi ABD, 7 düvel gelse bizi yenemez biiznillah.