İLAÇLARI ÇOK AĞIRDI
- Güneş Apartmanı'nın karşısındaki eczacıda çalışan Ahmet Gül: Oya ve Kamuran Hanım'ı tanıyorum. İkisi de depresyon ilaçları kullanıyordu. Ancak Kamuran Hanım'ın ilaçları çok ağırdı. Obezite sorunu vardı, zayıflamaya çalışıyordu. Sadece hastaneye gitmek için evden çıkardı. Sonra gelip ilacını alır ve evine giderdi. Kamuran Hanım asosyal bir kişiydi. Diğer erkek kardeşleri de kimseyle konuşmazdı. Sadece selamlaşırdık.
1 YIL AİDAT ÖDEMEDİLER
- Güneş Apartmanı'nın yöneticisi Necati Mansız: Maddi olarak kötü durumda olduklarını biliyoruz. Yaklaşık bir yıldır bina aidatını, kiralarını da ödemiyorlarmış. Geçen günlerde doğalgazı kestiler. Polis evi boşalttıktan sonra elektriğini kestiler. Kapıda gördüğümüzde selamlaşıyorduk. Başka sohbetimiz olmuyordu.
SİYANÜR NERELERDE KULLANILIR?
Siyanür ve siyanür çeşitleri birçok sanayi alanında tüketilir. Yaygın olarak hidrosiyanik asit siyanürü kimyasal madde üretiminde, hayvan yeminde ve haşere ilaçlarında kullanılır. Sodyum siyanür ise genellikle madencilikte olmak üzere kimya sanayi ve optik endüstrisinde de kullanılır.
Madencilikte siyanür kullanımı 1880'li yıllara dayanmaktadır. Özellikle metallerin üretiminde kullanılan siyanürün, günümüzde altın ve gümüş üretiminde çevreye zararı olmayan alternatifi vardır; bu alternatiflere örnek olarak tiyo üre verilebilir. Ancak üretim sonucu oluşan artıklardaki siyanürü uzaklaştırmak INCO prosesi ile mümkündür . Bununla birlikte siyanür bozundurma ünitesi bulunmayan tesislerde siyanür artıklarının, yeraltı sularına karışma ihtimali vardır.. Dünyanın en güvenli sayılan siyanürlü altın işletmelerinde bile çevre felaketleri gözlenmiştir. Ancak uygun bozundurma ünitesi (INCO) ve standartlara uygun olarak yapılmış bir atık barajı ile bu tür problemler bertaraf edilebilmektedir.
POTASYUM SİYANÜR NASIL ÖLDÜRÜR?
Yüksek miktarda siyanür, vücudumuz için tehlike arz etmesine rağmen eser miktarda vücudumuzda ve çeşitli yiyeceklerin içinde bulunur. Vücutta depolanmaz, kanserojen değildir. Günümüzde en çok sigara dumanı ve yangınların dumanının solunması ile maruz kalınmaktadır. Siyanür kanda bulunan methemoglobin'e irreversible (geri dönüşümsüz) bir şekilde bağlanarak etkinlik gösterir. Bu özelliği kanın dokulara oksijen perfüzyonunu sağlayamaması sonucu hipoksi'ye ve sonuçta hipoksik şok ve ölüme neden olur. Oksijen mevcuttur fakat kanda taşınamaz. Vücut adeta oksijen havuzunda boğulur.
Tedavide amaç zehirli maddenin zehirsiz başka bir metabolite çevrilmesidir. Bunun için öncelikle hastaya sodyum nitrit verilir. Bu madde methemoglobin'e siyanür ile yarışmalı olarak bağlanır ve siyanür bu sayede methemoglobin'e bağlanamaz. Daha sonra verilen sodyum tiyosülfat ise siyanür ile reaksiyona girerek tiyosiyanat oluşturur. Bu madde vücut için toksik değildir ve böbreklerden atılır.