CUMHURİYET, 16 Ekim 2012: "ERMENİ UÇAĞI İNDİRİLDİ" Bu başlığı atan bir gazeteye yerli denilir mi? Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası hukuktan aldığı yetki ile, bir uçağı incelemek üzere havaalanına indirmiş.. Kemalist Cumhuriyet, "Bu ermenilerin kendileri yardıma muhtaç bir dede, nerde kalmış gayrıya himmet ede" demeleri gerekirken.. Türkiye'nin hareketini "şov" olarak nitelendiriyorlar.. Ama aynı Cumhuriyet, kendi ülkemizin istihbarat örgütünün kontrolündeki Tırları, FETÖ'cü örgüt üyelerinin, emniyet ve savcılıklara sızarak yaptığı aramayı ise, göklere çıkarıp, ordaki bilgileri çarpıtarak, manşet yapıyorlar.. Bu gazete, bu ülkenin menfaatlerini böyle mi gözetiyor? Ermeni uçağı indirilince şov, MİT Tırları durdurulunca, "silahlara suçüstü".. Bu riyakarlık değil de nedir? Aynı gazetedeki diğer haberde, 28 Şubat döneminde Zaman'ın imtiyaz sahibi olan Alaeddin Kaya'nın darbeleri araştırma komisyonuna verdiği ifadede, "Biz teslim olmaya hazırdık, okulları verip kurtulacaktık" dediği aktarılıyor… Aynı ekip, "Şu dershaneleri okullara çevirseniz de, millet iki yere para vermese" dendi diye bayrak açıp, işi darbe teşebbüsüne kadar vardırdı… "Biz mücadele ettik" diyen ekip, teslim olmaya hazır bir örgütü niye bitirememiş, var mı bir izahı?
SÖZCÜ, 16 Ekim 2012: "ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİ EN ÇOK TAYYİP HARCADI" Ya başbakanlıkları üç ay sürmüş, ya bitik ekonomi almışlar, 70 sente muhtaç bir ülkenin başbakanı olmuşlar. Ya da, dış ülkelere kapalı bir politika içinde, koalisyon hükümetinde başbakanlık yapmışlar.. Bu isimlerle, 10 yıldır başbakanlık yapmakta olan Erdoğan'ı kıyaslıyor adamlar… Üstelik, Tansu Çiller gibi örtülü ödenekteki parayı, dolandırıcı Parsadan'a Atatürk fotoğrafı için kaptırmamış, Mesut Yılmaz gibi "Nereye gittiğinden haberim yok" dememiş… Bir başka nokta, verilen rakamlar da tutarsız, ya bu rakamlar ya da mesela geçen sene (2019) yine Sözcü'nün yazarı olan Çiğdem Toker'in ayrıntılı verdiği rakamlar yalan! Kimbilir, belki de ikisi de yalandır. Bunlardan her şey beklenir..
TARAF, 16 Ekim 2012: "ALTI ÇOCUKLU AZİZE EVDE BOMBALANDI" FETÖ'cü gazete Taraf, PKK'nın yaptığı saldırıları da devlete fatura ediyor.. "Altı çocuklu Azize evde bombalandı" diyerek, PKK değil de, sanki devlet bombalamış gibi algı oluşturuyor. PKK'nın bombasını "Kimin attığı belli değil" diye devlete yıkmaya çalışmak, en masum haliyle bile "Siz barışmıyorsunuz diye oldu" diye yutturmaya kalkmak nedir? Peki, verdiği bütün sözleri tutan Moro İslami Kurtuluş Cephesi'yle yapılan barışı gösterip ve "Bak, elâlem nasıl barıştı" diye başlık atıp, "Yapılıyor demek ki" diyenler, PKK'nın barışma taahhüdüyle iyice silahlanmasını, şehirleri harabeye çevirmesini görünce utanmış mıdır acaba?
CUMHURİYET, 16 Ekim 2013: "İSTANBUL İÇİN DİRSEK TEMASI" Henüz 17-25 Aralık olmamış, dersane tartışmaları sürerken, FETÖ atacağı adımları iyi bildiği için, Mustafa Sarıgül'ü İstanbul'da büyükşehir belediye başkanlığına hazırlıyor.. O tarihlerde, "Gülen grubu da Sarıgül'ü destekleyecek" denilir iken, onlar ise kendi aralarında kıs kıs gülüp, "Yok canım, bizde bu işler hiç konuşulmaz, biz eğitim işleri ile ilgiliyiz. Seçime bir hafta kala, belki istişare ederiz" diyorlardı.. Sonra gördük ki, adamlar 17-25 Aralık'ı da, sonrasındaki süreci de, milim milim hesaplamışlar. Sizi gidi takıyyeciler sizi..
ZAMAN, 16 Ekim 2014: "HER MUHALİFİ TUTUKLA MALINA EL KOYMASI" Bu başlığın atılmasının üzerinden 6 koca yıl geçti… Şimdi bu çok bilmişler takımı, "Adamlar bizi parmağında oynatmış, sırf muhaliflik olsun diye destek verdik, adamlar bizden yüz bulup 251 kişiyi öldürdü" diyebiliyor mu? Yoksa ortalığa dökülüp, bir de utanmadan "FETÖ'yle en çok biz mücadele ettik" mi diyorlar?
SÖZCÜ, 16 Ekim 2014: "MUHALİF HERKES TEHDİT ALTINDA" 6 yıl geçmiş, kaç muhalif, hangi tehdit altında kalmış. Hepsi, istediği küfürü yapıyor, istediği hakareti yapıyor.. Ama sanki ülkede diktatörlük varmış gibi, böyle algı da oluşturuyorlar.. Ki, o tarihden sonra Erdoğan 6 seçime girdi. hepsinde birinci çıktı..
CUMHURİYET, 16 Ekim 2014: "CADI AVI BAŞLIYOR" Kemalist Cumhuriyet, FETÖ'cülere kol kanat germek için, bakın ne başlığı atmış: "Cadı avı başlıyor" Şimdi bunlar ne diyorlar? "FETÖ'cülerle biz mücadele ettik, AK Parti işbirliği yaptı.." Yalancı ne olsun, Cumhuriyetçiler?
ZAMAN, 16 Ekim 2015: "YOLSUZLUK SORUŞTURMASINI ÖRTMEK İÇİN YARGI ALTÜST EDİLDİ" Davutoğlu'nun kapatılan Şehir Üniversitesi'nde öğretim üyeliği yapan bu Ergün Özbudun, FETÖ'cü gazeteye böyle demeç veriyordu.. Darbeden sonra ne dedi? Hiç… Kocaman bir hiç! Ahmet Davutoğlu'nun Şehir Üniversitesi'nde gün geçirdi durdu… "Yanılmışız, kullanılmışız" diyecek erdemi bile gösteremedi…
SÖZCÜ, 16 Ekim 2015: "YAYIN YASAĞI" Dersiniz ki, bu ulusalcılar hiçbir şey yazamıyorlar. Yıllardır ağlıyorsunuz, "yazamıyoruz" diye.. Devlete iftira bile attınız, "IŞİD'e silah veriyor" dediniz, ama yalan çıktı, utanmadınız.. Bu kadar yalancısınız, bu kadar müfterisiniz.. listelediğiniz her olayın arkasında, ya PKTK var, ya FETÖ. Bakın şu listeye.. Ya PKK'nın "Ben ne kadar güçlüyüm" demek için istismar edeceği cinayetler, ya da FETÖ'nün kumpasları. Bugün de söylesenize, şu olay var, yazamıyoruz, yayın yasağı var" diye. Bir tane gösterin, bir tane.. Gösteremizsiniz. çünkü PKK da bitirilme noktasına geldi, FETÖ de. Eylem yapamıyorlar ki, propaganda da yapabilsinler. Eylem yapamayınca, "birin bin gösterileceği" propaganda malzemesi olmayınca, hali ile yayın yasağı da konulmuyor!